Küresel kriz makro ekonomik (finansal) risklerin önemini politika yapıcılarına bir kez daha hatırlattı. Birçok ülkede makro ekonomik risklerin ulusal düzeyde takibi için mekanizmalar kurulmaya çalışılıyor. Uluslararası düzeyde de bu konunun gözetimi IMF’ye verildi. IMF 25 ülkeyi kapsayan gözetim faaliyetine başladı. Türkiye’de de makro ekonomik risklerin takibi ve gereğinde önlem alınması konusunda ekonomik koordinasyonun önemi vurgulanmaya başlandı. Bu konuda ekonomik birimler arasında koordinasyonun güçlendirilmesi için bir kurul oluşturulabileceği söyleniyor.
İlk bakışta çok makul gibi görünen böyle bir yapılaşmanın amacını aşmaması için iyi düşünülmesi gerekiyor. Her şirket iletişim bozukluğundan şikâyet eder. Devlette de çoğu zaman koordinasyonsuzluktan söz edilir. Bir kurumun diğer kurumun yaptığını gazetelerden öğrendiği söylenir. Bu anlamda, birimler arası koordinasyon çok önemli.
KOORDİNASYON MEKANİZMALARI
Ekonomik alanda devlet kurumları arasındaki koordinasyon geleneksel olarak Hazine’den sorumlu bakan tarafından yürütülür. Geçmişte bu koordinasyonu sağlamakta başarılı bakanlar vardı. Bazı bakanlar ise o denli başarılı olamadılar. Koordinasyon kavramı bazı bakanlar tarafından herkesin önünde talimat verme olarak algılandı. 1990 yılı öncesi OECD bünyesindeki Türkiye Konsorsiyumu böyle bir fırsattı. Haftalarca çalışılır ve ekonomiyle ilgili kurumların ortak çabasıyla OECD’de Türkiye ekonomisi hakkında bir sunum yapılırdı. IMF’nin 4. Madde çerçevesinde her yıl gerçekleştirdiği gözden geçirmeler de benzer bir ortam hazırlardı. Şimdi bunların yerine geçebilecek kendimize özgü ortamları hazırlamak olumlu yönde atılacak bir adım olabilir. Dünyada ekonomik koordinasyon çeşitli mekanizmalarla zaten yapılır. Örneğin, Alman merkez bankası başkanı Alman maliye bakanı ile her ay gayri resmi bir öğle yemeği yer.
Benzer bir toplantı FED başkanı ile Amerikan hazine bakanı arasında da olur. Bu buluşmalar basına yansımaz. Kameralar karşısında poz verilmez. Hazine ile Merkez Bankası arasındaki koordinasyon genelde tüm ekonominin koordinasyonunun önemli bir parçasıdır. Bizde Merkez Bankası başkanı “bürokrat” olarak görüldüğünden, yani talimat verilecek makam olarak görüldüğünden Hazine’den sorumlu bakan Merkez Bankası başkanı ile baş başa düzenli toplantılar yapma ihtiyacı duymaz.
GÖRÜNTÜ DEĞİL İŞLEV ÖNEMLİ
Koordinasyon Kurulu bizim için daha uygun bir oluşum gibi görünüyor. Toplantı başlamadan TV kameralarına poz verilir. Toplantıdan sonra Kurul Başkanı ne konuştuklarını kamuoyu ile paylaşır. Toplantıda bir şeyler konuşulur, ama önemli olan konuşulanlardan çok, kamuoyuna verilen olumlu izlenimdir. Kurul böyle olmamalı. Daha verimli olabilecek yöntem, bir birimin sekretaryasını yapacağı Koordinasyon Kurulu’nun, kurumların başkanları ya da ikinci adamlarından oluşturulmasıdır.
Bu Kurul’da hiçbir kurum hiçbir kuruma talimat verememelidir. Toplantıda oluşan fikirler siyasi otoriteyle paylaşılmalıdır. Hazine’den sorumlu bakanın başkanlığında oluşacak bir koordinasyon kurulu talimat verme mekanizmasına dönüşebilecektir. Bu her zaman olmasa da, stresin arttığı dönemlerde kaçınılmaz olarak işin talimat verme yönü ağır basacaktır. Bağımsız kurumların olduğu bir ortamda koordinasyon kurulu yarardan çok zarar getirebilecektir. Belki de, talimatla işlerin yürütülmesini arzuladığımızdan bağımsız kurullardan rahatsızlık duyuyoruz.