FED'in son toplantısında şu noktalar öne çıktı:
1. Amerika'da ekonomik toparlanma FED'in beklentilerinin çok altında. Dolayısıyla, bu cümleden bir şeyler yapılması lazım geldiği anlaşılmalı.
2. Sıfır faiz politikası en erken 2013 yılı ortasına kadar devam edecek. Bu piyasaların önünü görmesini sağlamaya yönelik bir cümle.
3. Fiyat istikrarı içinde ekonomik toparlanmanın güçlendirilmesine yönelik politika seçenekleri tartışıldı. Ama, bir karar çıkmadı.
4. Sıfır faiz politikasının süresi konusunda tarih verilmesine üç üye karşı çıktı. Bu üyelerin hepsi FED'in şube başkanları. Enflasyon baskısının daha önce kendini gösterebileceği konusunda kaygılılar.

ANCAK BU KARARLAR ALINABİLDİ
Kamuoyunu bilgilendirmede kullanılan cümlelere muhalefet edenlerin sayısı 1992 yılından beri bu kadar olmamıştı. FED Başkanı bu toplantıda muhalefeti azaltmaya gerek duymadı. Halbuki, başkanlar genellikle merkez bankası kararlarında oybirliği ya da çok az sayıda muhalefet ararlar. Çünkü, oybirliğiyle alınan kararlar piyasaya daha fazla güven ve daha kalıcı olduğu izlenimi verir. FED Başkanı muhalefeti azaltmaya kalksa, kamuoyu ile iletişim notundaki tek dişe dokunur cümle de belki silinmiş olacaktı. Piyasaların altüst olduğu bir ortamda FED Başkanı bu riski almak istemedi.
Dişe dokunur denen "sıfır faiz politikası için tarih verilmesi" kararı piyasa beklentilerini dramatik bir biçimde değiştirebilecek bir olgu değil. Üç yıldır bu politika yürürlükte. Ama, sonuçları da ortada. Beklentileri olumluya çeviren ve bundan sonra da çevirebilecek FED'in yapabileceği tek şey bir başka parasal genişleme. Toplantıda bu konunun enine boyuna tartışıldığı da çok açık.
Yeni olarak FED'in alabileceği en masum karar bilanço büyüklüğünü değiştirmeden elindeki kısa vadeli Hazine tahvillerinin satılıp uzun vadeli Hazine tahvillerinin alımı olabilirdi. Bu yolla zaten çok düşen kısa vadeli Hazine faizleri biraz yükselir, ama yatırım ve tüketim kararlarında çok daha etkin olan uzun vadeli faizler düşebilirdi. Böyle bir yaklaşım, parasal genişleme kadar olmasa da, piyasaların beklentilerini çok daha fazla olumlu yönde etkileyebilirdi. FED bunu da yapamadı. Yapmaya kalksaydı, belki kararlara muhalif sayısı artabilirdi. Belki de, bu kararı alacak çoğunluk bulunamadı.

MERKEZ BANKALARINA ROL BİÇİLDİ
Bu duruşuyla FED'in piyasalardaki rahatsızlığı giderebilme kabiliyeti pek yok gibi görünüyor. Hızla düşen piyasaların kayıplarının bir bölümünü bugünlerde geri alması normal. Ama, piyasalar hâlâ Amerikan ekonomisinde bir resesyonu fiyatlıyorlar. Avrupa'daki durumun da değişmediği bir ortamda FED'in duruşu piyasaları kesmez. Büyük bir olasılıkla, enflasyon kaygılarıyla, FED'in yapabileceklerinin kısıtlandığı izlenimi yayıldıkça, beklentiler küresel düzeyde daha da kötüleşebilir.
FED'in bir sonraki toplantısına kadar gelecek veriler çok önemli olacak. Amerika'da ekonomik durgunluğun derinleştiği yönünde gelebilecek veriler FED içindeki muhaliflerin sayısını azaltabilecek. Finans piyasaları FED'in parasal genişlemeye gitmesini zorlayabilecek. Bu dönemde küresel piyasalar oldukça çalkantılı olabilir. Piyasalardaki çalkantılar beklentileri daha da bozup yatırım ve tüketim kararları daha fazla da ertelenebilir. Kısacası, küresel piyasalar için zor bir dönem.
Amerika'da da, Avrupa'da da küresel krizle mücadele eden kurumlar merkez bankaları. Avrupa'da İspanya ve İtalya bonolarını alarak ECB rolünü oynamaya çalışıyor. FED kendinden beklenen rolü oynamakta gecikiyor. FED de benzer bir role soyunduğunda, emtia ve hisse senedi piyasaları coşabilecek, ama maliye politikalarının sessiz olduğu bir ortamda başka sorunlara yelken açılmış olacak.

Advertisement