Advertisement

Ağustos ayı tüketici fiyatları enflasyonu son dönemde yaşanan kur artışlarının bir bölümünü yansıtıyor. Önümüzdeki dönemde bu eğilim devam edecek. Kur artışlarından gelen tüketici fiyatları artışlarının geçici olup olmayacağı ise birçok etkene bağlı.
İçinde yaşadığımız ekonomik ortam enflasyonun başını kaldırması için uygun. Para politikası gevşek. Ekonomik büyümenin devamı için ortam yaratılmaya çalışılıyor. Küresel düzeyde yaşanan olumsuzluklara rağmen emtia fiyatları düşecek gibi görünmüyor. Bütün bunların üzerine, Türkiye ekonomisindeki enflasyon beklentileri bozulma eğiliminde.

ÇOKLU HEDEFLEMENİN SONUÇLARI
Merkez Bankası birçok hedefe odaklandı. Ekonomik büyümenin devamı hedefleniyor. Döviz kurlarının belli bir düzeyde oluşması arzulanıyor. Cari işlemler açığının düşmesi isteniyor. Politika faizlerinin yükseltilmesi istenmiyor. Bütün bunlar gerçekleştirilmeye çalışılırken enflasyonun da bugünkü düzeyinin üzerinde olmaması hedefleniyor. Bütün bunların bir arada gerçekleşmesi çok zor. Şimdiye kadar enflasyon dışlanmış gibi görünüyor.
Döviz kuru artışlarının yaşandığı dönemde artışların "geçici mi, kalıcı mı?" sorusu gündemdeydi. Kur artışları geçici olarak algılanırsa, kurlardan enflasyona geçiş göreli olarak sınırlı oluyor. Buna karşılık, kur artışları kalıcı olarak algılandığında, kurlardan enflasyona geçiş hem daha hızlı hem de daha büyük boyutta oluyor.
Merkez Bankası kur artışlarının en azından bir bölümünün kalıcı olması gerektiği yönünde fikir beyan edince, "geçici mi, yoksa kalıcı mı?" sorusuna yanıt bulunmuş oldu. Kurlardan enflasyona geçiş hem hızlandırıldı hem de boyutu büyütüldü. Önümüzdeki aylarda bu olguyu daha derin yaşayabileceğiz.
Beş ayrı hedefe odaklanmış bir para politikasının enflasyon cephesinde başarılı olması olasılığı çok düşük. Dış şartlar izin verirse, ekonomik büyüme devam edebilir. Politika faizi düşük tutulmaya devam edebilir. Döviz kurları da bugünkü düzeylerinde, hatta biraz daha aşağıda oluşabilir. Ama, bu üç hedefin yakınlarında oluşabilecek bir dengede enflasyon ve cari işlemler açığı konusunda başarı şansı az görünüyor.

GIDA FİYATLARI YARDIMCI
Yıllık enflasyona bakıldığında, son yıllarda çok şikâyet edilen gıda fiyatları enflasyonunun aslında ortalama tüketici fiyatları artışlarının altında kaldığını görüyoruz. Yani, gıda fiyatlarındaki artış aslında yıllık ortalama enflasyonu düşürücü yönde işlev görüyor. Gıda dışı fiyatlarındaki artışların önemli bir bölümü ortalama enflasyonun üzerinde.
Merkez Bankası'nın çekirdek enflasyon olarak kabul ettiği endeksteki yıllık artış ortalama tüketici enflasyonu düzeyine geldi. Yükselme eğilimi devam edecek gibi görünüyor. Temel tüketim maddeleri dışında kalan "diğer mal ve hizmet fiyatları" sınıflamasındaki fiyat artışları yıllık yüzde 18'e geldi. Birbirine benzemeyen birçok maldan oluşan bu sınıflamadaki fiyat artışlarının ortalamanın neredeyse üç katına çıkması ayrıca dikkate değer bir gelişme.
Enflasyon dikkat istiyor. Yükselen bir enflasyon ile önlenemeyen cari işlemler açığı ekonomik beklentilerin daha da bozulmasının kaynağı olabilir. O takdirde, hedefler arasında öncelikli hale geldiği izlenimi verilen ekonomik büyüme ve döviz kurlarındaki gelişmeler arzulandığı yönde oluşmayabilir. Para politikası faizini düşük tutma stratejisi de sürdürülemeyebilir. O noktaya gelindiğinde, dış şartları bahane etmek isteyebiliriz, ama çok fazla inandırıcı olamayız.