Advertisement

Cari işlemler açığının mutlak olarak mayıs ayından sonra her ay düşüyor olması aldatıcı. Düşüş mevsimsel etkilerden kaynaklanıyor. Ödemeler dengesi formatındaki dış ticaret açığı temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 48 civarında artmaya devam ediyor. Temmuz ayında cari işlemler açığı geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 49 arttı.
Ekonominin yıllık bazda kaygı yaratmayacak düzeyde cari işlemler açığı verdiği yıllarda, yaz aylarında, eylül ayı da dahil olmak üzere, cari işlemler dengesi açık değil, fazla verirdi. 2009 yılını dışarıda bırakırsak, 2004 yılından bu yana böyle bir gelişme artık yaşanmıyor. Dolayısıyla, temmuz ayında 5.3 milyar dolar cari işlemler fazlası vermemiz işlerin düzelmekte olduğu anlamına gelmiyor.

DÖVİZ TALEBİ ARZI GEÇTİ
Cari işlemler dengesi iyileşmiyor, ama finansmanı giderek kötüleşiyor. Grafikte on iki aylık toplam cari işlemler açığının aylık seyri ile cari işlemler dengesinin üzerine eklenen Merkez Bankası'nın döviz rezervlerindeki değişme sol eksende ters olarak gösteriliyor. Mavi çizgi Cari işlemler dengesi ile Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin değişmesinden oluşan toplamı göstermekte. Mavi çizgiye döviz talebi diyebiliriz. Yeşil çizgi ise ödemeler dengesinde görülen on iki aylık kaynağı bilinen toplam dış finansmanın aylık seyrini gösteriyor. Yeşil çizgiye döviz arzı diyebiliriz.

Grafikten de görüldüğü gibi, 2010 yılının ikinci yarısı ile beraber döviz talebi kaynağı bilinen döviz arzını geçmiş durumda. Aradaki fark net hata ve noksan kalemi oluyor. Yıllık bazda net hata ve noksan temmuz ayı itibariyle 15 milyar doları aştı. Geçen yılın şubat ayından bu yana ilk kez temmuz ayında Merkez Bankası'nın döviz rezervleri azalma gösterdi. Bir anlamda, rezerv hareketi döviz talebi değil, döviz arzı haline dönüştü. Döviz rezervi azalması ağustos ayında büyük bir olasılıkla daha da fazla oldu.
Cari işlemler açığı yıllık olarak artmaya devam ediyor, ama yurtdışından sağlanan net finansmanda yıllık bazda bir duraklama söz konusu. Kaynağı bilinmeyen döviz girişlerinden oluşan net hata ve noksan kaleminden döviz girişi artarak devam ettiği sürece çok fazla döviz rezervi eritmeden artan cari işlemler açığı finanse edilebilir. Ama, net hata ve noksan kaleminden girişlerde bir duraklama yaşandığı takdirde, artan cari işlemler açığı ile oluşan döviz talebindeki artış karşısında ya döviz rezervi erimesi hızlanacaktır ya da döviz kurlarındaki artış hızlanacaktır veya her ikisi birden gerçekleşecektir. İki olgu da aslında ekonomik büyümeyi önümüzdeki dönemde düşürecek etkenlerden.

BOZULMA DEVAM EDERSE
Bu yıl cari işlemler açığını finanse eden iki önemli kalem vardı: Portföy yatırımları ve diğer borçlanmalar. Portföy yatırımlarından gelen döviz girişinde sorun görünmüyor. Yılın ilk yedi ayında bu kalemden 19.4 milyar dolar girmiş görünüyor. Ağırlıklı olarak banka borçlanmalarından oluşan "diğer borçlanmalar" kaleminden yılın ilk altı ayında 24.6 milyar dolar döviz girişi sağlanmıştı. Son on iki ayda ilk kez temmuz ayında bu kalemden çıkış gözlendi. Yani, temmuz ayında 1.5 milyar dolar kadar net borç ödeyicisi durumuna düştük.
Finansman bozulmaya devam ederse, talep de doğal olarak buna ayak uyduracak. Bu aşamada, ekonomik büyümeyi devam ettirmeye yönelik politikalar bozulan dış finansman şartları içinde ekonomide çok farklı dengesizlikler yaratabilecek.