Advertisement

Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye Hazinesi'nin çıkardığı TL cinsi borçlanma senetlerinin notunu BBB-'ye yükseltti. Böylece notumuz yatırım yapılabilir düzey olan BBB kategorisine gelmiş oldu. Neredeydik nereye geldik?
Not artırımı döviz cinsi bonolarda değil, TL cinsi bonolarda oldu. Döviz cinsi bonolarda notumuz hâlâ BB düzeyinde. Yani, döviz cinsi borçlanmalarda henüz yatırım yapılabilir düzeye gelmiş değiliz.
Not artırımını küçümsemeyelim. TL cinsi bonolarda da olsa, not artırımı Türkiye ekonomisinin geldiği aşamayı göstermesi açısından çok önemli. Avrupa kriz içindeyken, Amerika ekonomik büyümeyi ateşlemeye çalışıp beceremezken, Türkiye ekonomisi birçok açıdan parlıyor. S&P'nin yayınladığı dokümanda da belirttiği gibi, cari işlemler açığı sorununu halledebilirsek, kamu maliyesi dengesinde sosyal güvenlik reformu gibi kalıcılığı sağlayabilecek iyileşmeleri yapabilirsek, döviz cinsinden notumuz da artabilir. Ama, galiba bu aşama için biraz bekleyeceğiz.

17 YILLIK TAHRİBAT
Türkiye 1990'lı yılların başında S&P tarafından tarihinde ilk kez değerlendirilirken BBB notu almıştı. Enflasyonu yüksek de olsa, kamu maliyesi yüksek açıklar da verse, o dönemde Türkiye ekonomisi bugünkünden farklı değerlendiriliyordu. 1993 yılında daha da bozulmaya başlayan ekonomik dengeler kredi derecelendirme kuruluşlarını da harekete geçirdi. 1993 yılının ikinci yarısı ile 1994 yılının birinci yarısı arasında sık aralıklarla Türkiye'nin notu düşürüldü. Çok kısa sürede notumuz yatırım yapılabilir düzeyin altına geldi. Hatta, bir ara notumuz B'ye kadar düştü. C'ye düşmeye ramak kaldı.
1994 yılından bu yana, TL cinsi bonolarda da olsa, ilk kez yatırım yapılabilir düzeye geldik. Bir anlamda 1994 yılında yaşanan ekonomik krizin Türkiye ekonomisine verdiği tahribatı ancak on yedi yıl sonra onarmayı başardık.
S&P gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının döviz cinsi bonolar yanında yerli para cinsi bonolar üzerinden not vermesi göreli olarak daha yeni bir olgu. Yerli paranın yabancı paraya göre doğal olarak bir üstünlüğü var. Kamu finansman dengesi ne derece kötü olursa olsun, yerli para cinsi borçları her devlet para basarak ödeyebilir. Kendi paranızı bastığınız sürece, devletin yerli para cinsinden borçlarını ödeyememesi gibi bir sorun olması olanaksız. Sorun, basılan paralarla ödenen borcun değerinin ne olacağı. Genelde, yerli para cinsinden verilen not döviz cinsinden (basmadığınız para cinsinden) borçlanmalara verilen nottan yüksek olur. Yerli para cinsinden notun artması yine de ekonomiye artan güvenin bir işaretidir.

BÜYÜME HIZLANABİLİR
Yabancı para cinsinden notumuz ne zaman artacak? S&P'nin söylediğine göre, cari işlemler açığı düşme eğilimine girdiğinde, banka kredilerindeki artış düşmeye başladığında ve çeşitli reformlarla kamu maliyesindeki düzelme kalıcı hale geldiğinde, döviz cinsi borçlarımızın da notu yükselebilir. Bunun anlamı, notumuzun artması için Türkiye ekonomisinin kısa dönemde büyümesinin soğuması gerekiyor. Dolayısıyla, ekonomik büyümeyi özendirici politikalar bu açıdan çok olumlu sayılmaz.
Ekonomik büyüme düştüğünde, cari işlemler açığı düşer mi? Bu da çok kesin değil. Örneğin, küresel kriz öncesinde, 2008 yılının ilk dokuz ayında ekonomik büyüme düşme eğilimindeydi, ama cari işlemler açığı artmaya devam etmişti. Cari işlemler açığını düşüren küresel kriz olmuştu.
S&P'nin not artışı beklentileri yeniden düzelten bir etken olabilecek. Dolayısıyla, not artışının tetikleyebileceği dış kaynak girişi uygulanan ekonomik politikalardan bağımsız bir biçimde iç talep artışını hızlandırarak Türkiye'de ekonomik büyümeyi yeniden ateşleyebilir. O takdirde de, döviz cinsinden kredi notumuzun artması çok kısa dönemde gerçekleşmeyebilir.