Uzun süredir ilk kez ağustos ayında yıllık ihracat artışı ithalat artışını geçti. Bunun nedeni ithalat artışının radikal bir biçimde düşmesinden değil, ihracat artışının hızlanmasından kaynaklandı. Ağustos ayında ithalat yüzde 26.3 artarken, ihracat artışı yüzde 32.2 oldu. Buna rağmen aylık dış ticaret açığı 8.2 milyar dolarla geçen yıla göre yüzde 19.1 arttı. Yılın ilk sekiz ayında dış ticaret açığı da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 69.5 artarak 71.4 milyar dolar oldu.
İthalat artışı aylık bazda hız kesiyor. Ama, hâlâ çok yüksek. Dolayısıyla, ithalat artışı hız kesiyor dendiğinde ekonomik büyümenin de paldır küldür düştüğü izlenimi edinilmemeli. Yılın üçüncü üç ayında da Türkiye ekonomisinin uzun dönemli ortalamanın üzerinde büyümesi şaşırtıcı olmayacak. Büyümede daha sert bir düşüş yılın son üç ayında yaşanabilir. Buna rağmen, dış açıklar korkutucu boyutta olmaya devam edebilecek.
ARTIŞTA İSTİKRAR
Grafikte yıllık ithalatın alt kalemlerinin bir önceki on iki aya göre yıllık artışları veriliyor. Küresel kriz sonrası yaşanan yüksek ekonomik büyümeyle beraber (geçen yılın ocak ve kasım ayları arası) ithalatın tüm alt kalemleri hızlanarak arttı. Kasım ayından sonra ara malları ve tüketim malları ithalatındaki artışlarda yüzde 30-40 arasında bir istikrar gözleniyor. Buna karşılık, yatırım malları ithalatındaki artış hızı daha düşük oranda artmaya devam etti. Haziran ayından bu yana yatırım malları ithalatındaki artış da yüzde 50 civarında istikrara kavuştu.
Dikkat edilirse, istikrar kelimesi ithalatın mutlak değerinde değil, artış hızında kullanılıyor. Teknik deyimiyle, ithalat fonksiyonunun ikinci türevi yatırım mallarındaki artışta yüzde 50 civarında, ara malları ve tüketim malları ithalatındaki artışta yüzde 30-40 civarında sıfıra yaklaşmış görünüyor. Bu verilerle ekonominin ağustos ayına kadar çok yavaşladığını iddia edemeyiz.
KURLAR BÜYÜMENİN BAROMETRESİ
Büyük bir olasılıkla yıllık ithalatın tüm alt kalemlerindeki yıllık artışta en tepeye gelmiş durumdayız. Eylül ayı verilerinde bu artışların düşmeye başlamasını görebiliriz. Yılın üçüncü üç ayı değil de, son üç ayında ithalat artışının hızı daha da kesilip ekonomik büyümenin geçen dokuz aya göre oldukça düşük çıkma olasılığı fazla.
Bütün bu beklentiler gerçekleşse dahi, dış açıklar yıl sonuna kadar artmaya devam edecek. Yıl sonunda 110 milyar dolar civarında bir dış ticaret açığı ve 80 milyar dolara yaklaşan bir cari işlemler açığıyla karşılaşmamız şaşırtıcı olmayacak.
Dış kaynak girişinde tıkanmalar yaşandığı sürece ekonomik büyüme de ithalat artışı da düşer. Ama, yurtdışındaki şartlar iyileştiğinde, yeniden hızlanan bir ekonomik büyüme sürecine girmemiz de çok büyük bir olasılık. Bu açıdan, ekonomik büyümenin barometresi döviz kurlarıdır. Döviz kurlarında yukarı yönde baskı devam ettiği sürece ekonomik büyüme aşağı yönde, tersi durumda ise büyüme yukarı yönde gidecektir.