Para politikasının dönüşüm yılı: 2020
-
2020 yılı Türkiye'de para politikası açısından sıradışı bir yıl oldu. Kovid-19 salgını süresince yapılan değişiklikler sonucunda tarihi bir kredi genişlemesi görüldü, yurtiçi yerleşiklerin toplam döviz mevduatı rekor kırdı ve TCMB'de yeni atamalar gerçekleşti. Uygulanan politikalar gelenekselden uzaklaşırken, yılın son aylarda ortodoks politikalara aynı hızla geri dönüldü
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yıla 11,25’lik politika faizi ile girdi. Banka, yeni yönetimiyle 2019’un Temmuz ayından bu yana faiz indirim sürecindeydi. Koronavirüs salgınıyla birlikte parasal gevşeme yeni bir boyut kazandı. Politika faizi yüzde 8,75’e kadar indirildi. Atılan likidite adımlarıyla Merkez Bankası’nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti Temmuz’da yüzde 7,34’e kadar geriledi. Bu oranla Türkiye dünyada negatif faizi en yüksek olan ülkelerden biri oldu.
Para politikasındaki adımlar sadece faiz oranları ile sınırlı olmadı. Merkez Bankası’nın menkul kıymet alımları artırıldı. Toplam portföy 18 milyar liradan 90 milyar liranın üzerine çıkarıldı. Bankalar zorunlu karşılık uygulamaları ile yüksek kredi büyümesine yönlendirildi. Bankaların yurtdışı ile swap işlemleri kısıtlandı. Borsada birçok açığa satış yasağı getirildi. Döviz alımına uygulanan kambiyo vergisi oranı yükseltildi.
BDDK tarafından aktif rasyosu uygulaması getirildi
2020 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kredi genişlemesini önceleyen birçok karara imza attı. Bunlardan en önemlisi Nisan'da alınan Aktif Rasyosu kararı oldu. Bankalara tutturmaları gereken belirli bir oran verilirken, bu sayede kredi hacminin artırılması hedeflendi. BDDK, yeniden yapılandırma konusunda da adımlar attı. Ayrıca, kredilerin takip hesaplarına atılması için geçmesi gereken gecikme süreleri 90 günden 180 güne uzatıldı.