Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Açıl Sezen Konuta teşviğin perde arkası

Konuta teşviğin perde arkası

Giriş: 28 Ocak 2015, Çarşamba 12:55
Güncelleme: 28 Ocak 2015, Çarşamba 12:55

Başbakan Ahmet Davutloğlu'nun açıkladığı konut almak isteyenlere yüzde 15'lik devlet desteği haberi gündeme oturdu. Sektör temsilcileri, doğal olarak çok olumlu buluyor, ancak yeterli görmüyor. Çünkü asıl gündemleri yüzde 1'den yüzde 18'e yükselen KDV, harçlar, rant vergisi gibi meseleler.

Ancak bunların ötesinde bu işin maliyetinin ne olacağı konusunda da tartışmalar başlamış gibi görünüyor.

Devlet diyor ki, "ev almak istiyorsan, bunun için para biriktiriyorsan, vereceğin peşinatı bir hesaba koy. 5 yıl boyunca paranı biriktir. 5 yılın sonunda ben sana devlet olarak ne biriktiyse, bunun yüzde 15'i kadar da ben vereceğim. Örneğin 5 yılda 100.000 TL mi birikti... Ben de devlet olarak 15 bin TL koyacağım, peşinatın 115.000 TL olacak."

Konunun birkaç boyutu var, el yordamıyla hesaplamaya çalışarak gidelim.

Geçen yıl Türkiye'de 1.2 milyon adet konut satıldı. Bunların yaklaşık yarısı yeni konut satışı, diğer yarısı ikinci el. Amaç konut stokunu eritmek olduğu için, teşvik yeni konutları kapsıyor. Dolasıyla aynı performans sözkonusu olursa yıllık teşvike konu rakam yaklaşık 600.000.

Teşvik yine mortgage kredili konutlara veriliyor. 2015 başı itibariyle toplam konut kredisi tutarı 114 milyar TL. Tümdengelim yaparak bunun yarısının yeni konutlar için kullanıldığını varsayarsak, kabaca 57 milyar TL civarında bir yeni konut kredi piyasasından söz edebiliriz.

Mortgage kredilerinde yüzde 25 peşinat zorunluluğu var. Elbette her kredi kullanan sadece yüzde 25 peşinat vermiyor, daha yüksek veren de var. Ancak konuştuğumuz bankacılar ağırlığın bunu tercih ettiğini söylüyor. Buradan bakarsak, mortgage kredileri için yaklaşık 13 milyar TL gibi bir peşinat ödemesi söz konusu denilebilir.

İşte devlet, bu 13 milyar TL'ye yüzde 15 katkı vermeyi planlıyor. Bu da devletin kasasından çıkacak teşvikin yıllık yaklaşık 2 milyar TL'yi bulabileceğini gösteriyor.

Yalnız, konunun detaylarında netleşmemiş boyutlar var ki, bunlar önemli.

- Öncelikle devlet bu parayı 5 yıl sonra mı sağlayacak?

- Yatırımcı paranın hesapta tutulduğu bu 5 yıl boyunca faiz alabilecek mi? Çünkü alamayacaksa 5 yılda devletin vereceği yüzde 15'in üzerinde getiriyi sağlama olasılığı daha yüksek.

- Devlet bu hesaba yatırılan paraları nerede tutacak? Kendisi nasıl kullanacak? Nasıl değerlendirecek?

- Bugünden 5 yıl sonrasına yönelik atılan bir adım bugün birikmiş konut stokunun eritilmesine katkı sağlayacak mı?

Son dönemde görüştüğüm gerek bankacı gerekse konut piyasası oyuncularından aldığım geri dönüşler, büyük konut projelerinde dahi dolulukların çok yüksek olmadığını gösteriyor. Hatta halka teşekkür ilanı veren bazı kurumların projelerinin yarısının boş olduğunu, çoğunun kiraya dahi verilecek konumda olmadığını öğrendim.

Bu durum özellikle inşaat şirketlerinin sermayelerini negatif yönde etkiliyor, nakit akımlarını bozuyor.

O yüzden de öncelikli bu sektöre verilmeye çalışılan desteğin gerekçesini anlamak mümkün. Çünkü bir kurumda yaşanacak sıkıntı, sektörün genelini bozabilir.

Bloomberg HT'de konuştuğumuz sektör oyuncuları, adımı talebin uyarılması anlamında doğru, ancak yetersiz görüyor. Kalıcı bir iyileşme için vergi ve harçların düşmesini şart görüyor.

Ayrıca faizin aşağı gelmesi halinde yaratılacak etkinin bundan daha fazlasını sağlayabileceği yönünde de yorumlar var ki, akla yakın geliyor.

Seçim öncesine denk gelmesi, konutla ilgili spekülasyonların çok yoğunlaşmış olması gibi gerekçelerle karar eleştirilebilir. Ancak devletin inşaat tarafına yapacağı destek, bu sektörden büyümeye sağlanacak katkı açısından da önem taşıyor.

Sonucu ne olur öngörmek mümkün değil, ancak eğer gerçekten 5 yıl sonrasına yönelik bir destekse, tam tersi bir etki yaratarak bugünkü konut talebinin ertelenmesiyle sonuçlanması riskini de unutmamak lazım.

Bence bundan da ayrı bir yazı konusu çıkabilir...