Yaşı 40'ın üzerinde olan ve futbol ile ilgili az çok kulak dolgunluğu olanlar, İzmir'in efsanesi Göztepe'yi gayet iyi bilirler. Doğduğum yıl olan 1969'da Türk Futbol Tarihi'nde ilk defa Avrupa Kupalarında yarı final oynamış takım olarak herkesin gönlünde taht kurmuş olan Göztepe, bugün bir başka başarı örneğiyle daha sahneye çıkıyor. 1925 yılında kurulmuş olan kulübün başarıları sayılamayacak kadar çok. Ancak 2007 yılından önce de başına gelmeyen yok.
1963-1971 yılları arasında, hatırası karşısında herkesin saygıyla eğildiği Adnan SÜVARİ yönetiminde Türkiye'deki başarılarının yanı sıra, daha önceki yazılarımızda bahsettigimiz 1860 Munich, Atletico Madrid, Bologna, Marsilya, Hamburg gibi güçlü takımlarını eleyen Göztepe, 1981 yılında rakibi Karşıyaka ile oynadığı maçtaki seyirci sayısıyla Rekorlar Kitabındaki yerini aldı.
Ancak, 2001 yılında Türkiye'de baş gösteren gelişmeler neticesinde TMSF'ye devrolan Göztepe, 2003 yılında Süper Lig defterini kapatarak, arka arkaya 3 sezonun sonunda kendini Amatör Küme’de buluverdi. 2007 yılının yaz aylarında Göztepe TMSF’den ihale yoluyla ALTINBAŞ HOLDİNG tarafından devralındı. Böylelikle Göztepe Taraftarı’nı çok üzen süreç sona ermiş oldu. ALTINBAŞ HOLDİNG Yönetim Kurulu Başkanı İmam ALTINBAŞ, İzmir’in sporcu yetiştirilmesi için son derece uygun bir bölge olduğunun farkındaydı ve Kemerburgaz Üniversitesi'nin yanında bir başka sosyal sorumluluk projesi olan Göztepe Futbol A.Ş. için kolları sıvadı. İlk yıl Kulüp Tesisleri'nin çağdaş ölçütlere çıkarılması için uğraşıldı. Hesap uzmanlarından hukukçulara, reklamcılardan spor ekonomisinin kurmaylarına kadar birçok kişin görev aldığı çalışmaların sonunda, Göztepe ilk önce 3. lige yükseldi. Yükseldiği sezonda uzun bir maratondan sonra 3. Lig’de şampiyonluğunu kazandı. Amatör kümede bile binlerce taraftarın yalnız bırakmadığı Göztepe’nin Şampiyonluk maçında Alsancak Stadı tıklım tıklım doldu.
TFF 2. Lig’e çıktığı ilk senede kurumsallaşma faaliyetlerine devam eden Göztepe, UEFA Finansal Kriterlerini yakalayacak bir düzeye geldi. “Taraftar Kart” uygulamasıyla bir yandan Futbol Ekonomisi’nin gereklerini yerine getirirken, diğer yandan sporcuların kontratlarından Futbol Akademisi’ne kadar birçok konuda standartları Avrupa seviyesine yükseltti. Elbette herkesin aklında kalede Ali, K. Mehmet, B. Mehmet, Çağlayan, Nevzat, Nihat, Gürsel, Ceyhan, Ertan, Fevzi ve Halil’in olduğu yedekleri Güngör, Ali İhsan, Mehmet, K. Ali, başlarında da Adnan SÜVARİ’nin olduğu efsane takımın bir benzerinin tekrar yaratılması vardi. Yönetim de daha ilk günden bunun farkındaydı.
Göztepe’nin Yeni Yönetimi, Kulübü devir aldıktan hemen sonra Göztepe’nin Müzesini tekrar ayağa kaldırdı. İmam ALTIBAŞ, geçmişi unutmadan, efsane kadronun yükselttiği çıtanın farkında olarak çalışmanın önemli olduğunu düşünüyordu. Belki de bu nedenle geçmişinde başarı dolu olan Türk Futbolu’nun unutulmaz ismi Ali GÜLTİKEN’i sportif direktör olarak seçti. Antrenör Özcan KIZILTAN da birçok başarıya imza atmış bir teknik direktör. Akılcı ve sabırlı bir yönetim, kaliteli bir teknik ekip ve muhteşem taraftar yan yana gelince başarı kaçınılmaz oluyor.
Kulübün idaresinin başında daha önce TSK’da sevk ve idare açısından büyük başarılara imza atmış olan Serdar SAMUR bulunuyor. Yönetim Kurulu ise konusunda uzman kişilerden oluşuyor. Diğer komitelerde ise Türkiye’nin son 20 yılına emeği geçmiş Bankacılar, Bürokratlar, Profesyoneller bulunuyor. Göztepe Tarihi’nin 44. Başkanı ve Yönetimi’nin hedefleri büyük. Kulüp önümüzdeki 5 yılda UEFA’nın en güçlü kulüplerinden biri olmak istiyor. TFF 2. Ligde 4 puan farkla son iki maçına lider olarak çıkacak olan Göztepe bu hafta taraftarı önünde oynayacağı maçı kazanırsa Şampiyonluğunu ilan edecek. Bank Asya 1. Lig’i de aynı hızla geçerek Süper Lig’e çıkmak istiyor. Sonra da UEFA’ya.
Çok değil birkaç yıl önce Amatör Küme’de oynayan bir kulüp için sarf edilen emek, sabır, taraftarın döktüğü göz yaşlarının sonunda zafer artık 90 dakika ötede duruyor. İzmir’in “Tam 35” Göztepe’sinin sadece futbolda değil, diğer spor branşlarında da altyapısı güçlü bir camia olduğunu hatırlatalım. Böyle bir tarihe ve köklü spor geleneğine sahip bir camianın her zaman daha fazlasını istemesini normal karşılamak gerekiyor.
Yazının başlığında olduğu gibi sabır ve kurumsallığın pekiştiği ama insani duyguların her zaman ağır bastığı camialar başarılı olurlar. Geçmişteki kötü günleri ibret için, ama büyük başarıları da motivasyon için unutmadan, Göztepe’nin yola devam edeceği anlaşılıyor. Bloomberght ekibi olarak bu hafta sonu İzmir’deki maçta olacağız. Daha şimdiden kulağımıza kadar tezahüratlar ulaşıyor: “Göz-Göz-Göztepe”