Advertisement

Son yazımı iklim değişikliği ve büyüyen yeşil ekonomi üzerine ayırmış ve sonraki yazımda da yenilenebilir enerjiden bahsedeceğimi belirtmiştim. Covid-19 doğa ile ilgili ilişkimizi bizlere tekrar hatırlattı. Bu da iklim değişikliği krizi ve bu krizi çözmek için neleri yapmamız gerektiği konusunda bizleri tekrar düşünmeye itti. Eğer sıcaklık artışı ve meteorolojik felaketlerin önüne geçmek istiyorsak, karbon salınımını azaltmak zorundayız. Peki yenilenebilir enerji ve kaynakları nelerdir? Mevcut durumda ne kadar kullanıyoruz? Projeksiyonlar nelerdir? Biraz detaya girelim.

Yenilenebilir enerji, doğanın kendi devinimi içinde bir sonraki gün aynen mevcut olabilen, tükenmeyen enerji kaynağı olarak tanımlanmaktadır. En büyük özellikleri karbon emisyonunu azaltarak çevreye dost olarak tanımlanabilir. Başlıca yenilenebilir enerji kaynakları rüzgâr, güneş, hidroelektrik, jeotermal, biyoenerji, bitki artıkları, okyanus enerjisi olarak kabul edilmektedir.

Güneş enerjisi

Sürdürebilir enerji kaynaklarının en önde gelenlerindendir. Güneşteki hidrojen yakıtının ömrü 5 milyar yıl olduğu için insanlık açısından tükenmez ve nesiller boyu kullanabilecek bir kaynaktır. Diğer sistemlerle karşılaştırıldığında yüksek teknoloji gerektirmeyen bu enerji türü kolayca kurulabilen paneller yardımıyla ısı ve elektrik enerjisine dönüştürülebiliyor.

Rüzgâr enerjisi

Yüksek bölgelere türbinlerin inşa edilmesi ile elde edilir. Havanın, kinetik enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesiyle elde edilen bu enerji son dönemlerde rüzgâr hızının tespit edilme teknolojisinin gelişmesiyle birlikte daha etkin kullanılmaktadır.

Hidroelektrik enerji

Kaynağını nehirlerden alır. Suyun akışıyla açığa çıkan kinetik enerji, inşa edilen kanallar sayesinde dönerek elektrik üreten türbinlere aktarılır.

Jeotermal enerji

Kaynağı yeraltı sularıdır. Enerji yeraltından çıkan suyun ısısından veya onun buharından elde edilir.

Biyokütlesel enerji

Kaynağı biyolojik atıklardır. Genellikle bitki ve hayvan kalıntılarının yakılmasıyla elde edilir.

Okyanus enerjisi

Okyanustaki dalgalar ve gel-gitlerin, su kütleleri arasındaki ısı ve tuzluluk farklarının enerji üretmekte kullanılmasıdır.

Peki yenilebilir enerji neden önemlidir?

- Sera gazı salınımı yüksek olan fosil yakıtların kullanımını azalttığı için çevresel açıdan önemlidir

-Uluslararası anlaşmalara uyum sağladığı için önemlidir

- Yeni iş olanakları sağlar

- Enerji verimliliğinin artmasına yardımı olur

- Dışa bağımlılığı azaltır

Bu konu ile ilgili araştırma yaparken hangi ülkelerin başarılı olduğunu merak ettim; Kosta Rika dikkat çekici bir ülke. 2014’ten bu yana neredeyse ülke elektrik üretiminin tamamını yenilenebilir enerji ile sağlamış. Mayıs 2019’da bu oran %100’e ulaşarak rekor kırmış. 2019 genelinde ise %99.15 rakamını yakalamış. Bunun yüzde 69’u hidroelektrik; yüzde 16’sı rüzgâr ve yüzde 14’ü jeotermal enerjiden üretilmiş. Tabi burada altını çizmemiz gereken başka bir şey ise elektrik dışında diğer alanlarda Kosta Rika hala fosil yakıt kullanmakta. Ancak bunu dengelemek için de başka girişimlerde bulunuyor. Örneğin ağaç dikerek veya doğa koruma programlarını fonlayarak karbon ayak izini azaltmakta. 2021’de için hedefi Karbondan arındırılmış; yani karbon nötr bir ülke olmak.

Diğer dikkat çekmek istediğim ülke ise Norveç. Çünkü Norveç petrol üretip ihraç eden bir ülke ve dünyada yatırımlar yapan çok büyük bir fona sahip. 1990 yılında kurulan Norveç emeklilik fonu, petrol fonu olarak da biliniyor, artık fosil yakıtlara değil yenilenebilir enerjiye yatırım yapacak. Elektriğinin %98’ini yenilenebilir enerjiden üreten Norveç’in enerji ihracatı, somon ihracatının önüne geçti.

Diğer ülkelerdeki sıralamalara bakarsak Almanya ülke genelinde yenilenebilir enerji kullanımda %12.74’le başı çekiyor. İngiltere, İsveç , İspanya ve İtalya ilk beşi oluştururken Türkiye %5.25 ile 8. sırada.

İlgilenenlerin, www.irena.org sitesini takip etmelerini tavsiye ederim. Merkezi Abu Dabi’de bulunan IRENA; International Renewable Energy Agency ; bu alanda en detaylı araştırmaları yapan ve rapor yayınlayan kurum.

Şimdi yenilenebilir enerji ile ilgili bazı gerçekleri alt alta sıralayalım;

1 rüzgâr türbini 1400 eve yetecek elektrik sağlayabilir.

Çin, her saat 2 yeni rüzgâr türbini inşa etmekte.

Yenilenebilir enerji kaynakları İngiltere’nin 2019’daki elektrik üretiminin üçte birini sağlamakta

2019’da AB tarafından sağlanan enerji teşviklerinin yüzde 45’i yenilenebilir enerji kaynaklarına harcandı.

Yenilenebilir enerji, fosil yakıtlardan 5 kat fazla iş yaratmakta.

Siemens, ilk ticari türbini 30 sene önce yaptığında pervanesi 5 metre uzunluktaydı ve sadece 30 kilovat elektrik üretmekteydi. Son model ise, 75 metre pervane uzunluğuna sahip ve 6 megavat elektrik üretmekte.

Güneş enerjisi sadece gündüz değil gece de kullanılmakta. İspanya’da bir santral, akü olarak kullandığı tuzda sakladığı güneş enerjisiyle gece 7 saat enerji pompalamakta.

Portekiz 2016 yılında 107 saat boyunca yenilenebilir enerji ile çalışarak tarih yazdı.

Eğer güneş enerjisinden tam faydalanabilirsek 1 saat güneş ışını dünyanın 1 yıllık enerjisini sağlayabilir.

2050’de güneş enerjisi dünyanın 1 numaralı enerji kaynağı olabilir

2050’de Avrupa ve Kuzey Afrika yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanabilir.

Teknoloji devleri Google, Apple ve Facebook yeşil internet üzerine çalışmakta; web’i desteklemek için yeşil enerji kullanmaktalar.

1921 de Albert Einstein Fizik alanında Nobel alarak fotoelektrik etkisini buldu be bugünkü güneş panellerin temelini attı.

WWF’e göre doğru politikalar uygulanırsa 2050 yılında dünyada tüm enerji ihtiyacı yenilenebilir kaynaklardan sağlanacak.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama bir gerçek var ki artan teknoloji ve bilinçle daha da ucuzlayan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı önümüzdeki dönemde daha da yaygınlaşacak. Bir önceki yazımda da söylediğim gibi iklim değişikliği, yeşil ekonomi ve yenilenebilir enerji önümüzdeki yılların en sıcak konuları olacak. Covid-19 zaten gelmekte olan tehlikeyi fark etmemize yardımcı oldu. Sadece yenilenebilir enerji değil teknoloji de diğer en çok konuşulan konulardan biri. ABD’de Nasdaq‘ın eski seviyesinin üzerine çıkması da dikkatleri o yöne çekti. Enerji sektörü de dijital teknolojiden etkileniyor, örneğin blockchain teknolojisinin enerji sektöründe kullanım alanlarının arttığını da yakın zamanda göreceğiz.

Elon Musk benim çok yakından takip ettiğim girişimcilerden biri. Elektrikli araçlar üreten Tesla, geçtiğimiz günlerde dünyanın en değerli otomotiv şirketi oldu. Solar City adıyla güneş enerjisi panelleri yapan bir şirketi daha var. Bir başka şirketi Space X ise uzaya roket gönderen ilk özel sektör şirketi oldu. Bulmacanın parçalarını birleştirirsek; ileride elektrikli araçlar daha çok kullanılacak, güneş enerjisi daha çok kullanılacak. Baktık ki dünya bunları kullanmaya niyetli değil, uzaya gidişin planları hazır bile.