Advertisement

Dünya tarihi boyunca şehirler hep cazibe merkezi olmuşlardır. Ancak bazen yeni bir yerin keşfi bazen savaşlar bazen de buluşlar bazı şehirleri ön plana çıkarmış bazılarını da geri plana atmıştır. Gerçekten de bir sıralama yap deseler zorlanırız. Bizler için İstanbul her zaman gönlümüzde bir numara olsa da bir yabancı için New York, Londra veya Paris başı çekebilir. Peki günümüzde küresel finans merkezleri nasıl rekabet ediyor, başarılı örnekler hangileri, sıralamaları neden değişiyor ve İstanbul Finans Merkezinin cazibesini artırmak için neler gerekiyor bunları incelemeye çalışacağım.

Finans merkezleri antik çağlardan beri var olmuştur. İstanbul günümüzün en iyi finans merkezi olabilmek için Londra, New York, Hong Kong, Singapur ve Dubai ile rekabet ediyor. Ancak rekabet çok sıkı. Peki Finans merkezi rekabeti sıfır toplamlı bir oyun mu yoksa herkes kazanabilir mi?

Bazen yılların getirdiği bir finansal merkez olma özelliği bir siyasi oylamayla bile değişebilir. BREXIT sonrası Londra, bunun son dönemde yaşadığımız en canlı örneği sayılabilir. Londra hala bir finans merkezi olmakla birlikte son BREXIT oylamasından sonra bazı büyük şirketler genel merkezini Londra’dan taşıma kararı aldılar bile. Hong Kong, Asya’daki en cazip merkezlerden biri olmasına rağmen son bir senede önce sokak protestoları sonra yeni HK yasası ile sürekli olayların olduğu tedirgin bir şehir haline gelmiştir. Bu örnekleri vermemdeki sebep, bazen bir şehrin önemini yitirmesi yüzyıllar alırken bazen ise 1 yıl içinde veya 1 oylama ile o merkezin kaderi değişebilmektedir. Bu arada bu yazıyı yazarken tesadüfen sosyal medyada bir iletiye denk geldim. Milattan günümüze kadar Avrupa şehirlerinin nüfus sıralamasını gösteren dinamik bir tablo... Roma, Paris, Londra, İstanbul, Moskova neredeyse sürekli yer değiştirmiş. Su anda olan tablo bile belki 10 yıl sonra çok değişecek.

Finans merkezi nedir?

Banka soyguncusu Willie Sutton (bunu daha sonra reddetti) bir muhabirin neden bankaları soyduğuna ilişkin sorusuna "çünkü para burada" diyerek yanıt verdi. Benzer bir şekilde, “bir yer neden finans merkezi olur?” sorusuna da " müşterilerin bulunduğu yer olduğu için" cevabını verebiliriz. "Küresel finans merkezleri, finans uzmanlarının ve uluslararası ticaret yapan firmalarının yoğunlaştığı yerlerdir".

Finans Merkezinin Başarılı olması neden önemli?

Başarılı finans merkezi, daha çok uluslararası şirketin o merkezde ofis açması, aileleriyle birlikte çalışanların gelmesi, ticari ve ekonomik aktivitenin artması anlamına gelmekte. Finans merkezi cazibe merkezi olunca turizmden, ticarete, teknolojiden insan gücüne her şeyi tek bir bölgeye toplayabiliyorsunuz. Daha çok kişi o bölgede yaşamak isteyince değeriniz artıyor.

Dinamik, rekabetçi yapıdaki Finans merkezleri, yatırımın inovasyona ve büyümeye yönlendirilmesini sağlayarak şehirlere bilgi ve sermayeye erişimde ekonomik avantajlar katar. Yerel, niş, bölgesel, uluslararası veya küresel olsun, güçlü bir finans merkezi, daha geniş ekonomiyi küresel finans topluluğuna bağlar. Küresel finans ağının parçası olan şehirler, küresel ticaret ve büyümeden kazanç sağlar. İçe ve dışa dönük yatırım fırsatları, finans merkezleri olan şehirlerin ve vatandaşlarının refahını artırmaktadır.

Uluslararası bir finans merkezi büyüdükçe, personel beceri kazandıkça ve işleri taşıdıkça, kalifiye çalışanların sayısı artmakta ve böylece uluslararası finans merkezinin daha da büyümesine olanak sağlamaktadır. Ayrıca Finans merkezinin bulunduğu yerler, çevre şehirlerdeki hatta ülkelerdeki kalifiye çalışanlar için de bir çekim merkezi haline gelmektedirler. Araştırmalar, deneyimli uluslararası finans personelinin uluslararası işler yapmaya çalışan bölgesel finans personelini önemli ölçüde geride bıraktığını göstermiştir. Bu nedenle, küresel finans merkezlerindeki verimlilik, yüksek maaşlara rağmen bölgesel finans merkezlerinin üretkenliğinin üzerinde olabilir.

Başarılı finans merkezleri nasıl sıralanıyor?

Bir finans merkezini neyin daha başarılı yaptığını anlamak için, City of London Corporation ve Z / Yen Group 2006 yılında Küresel Finans Merkezleri Endeksi'ni (GFCI) oluşturdu. GFCI 1 Mart 2007'de yayınlandı ve o zamandan beri 28 kez güncellendi. Eylül 2020`de yayınlanan bu Küresel Finans Merkezleri raporunun 28. ve sonuncusunda, 121 merkez incelendi. Son Küresel Finans Merkezleri Endeksine göre New York başı çekiyor. Dubai 17. İstanbul 64. Sırada yer alıyor.

Bu raporda farklı olarak Fintech ile de ilgili bir sıralama yapılmış.

New York, yine başı çekerken, onu Pekin, Şangay, Londra ve Shenzhen takip ediyor. Fintech için ilk on merkezden beşi Çinde.

Bu endeks hazırlanırken arkasında çok ciddi bir çalışma ve objektif rakamlar yer alıyor.

Bu konuya ilgi duyanların https://www.longfinance.net/publications/long-finance-reports/global-financial-centres-index-28/ linkinden takip etmelerini öneririm.

Özellikle rekabet açısından hangi ana faktörler başı çekiyor o konuya dikkat çekmek istiyorum.

Finansal merkez rekabeti 5 kriterle değerlendirilebilir:

İnsan sermayesi: yetenekli insan gücüne erişim, işgücü piyasasının esnekliği, sürekli eğitim ve gelişim imkanlarının olması, hayat kalitesi.

İş ortamı: siyasi istikrar ve hukukun üstünlüğü, kurumsal yapı ve regülasyon ortamı, vergi oranlarında ve maliyette rekabetçilik, yolsuzluk seviyesi ve iş yapma kolaylığı, makroekonomik ortam.

Finansal sektörün gelişmişliği: Endüstriyel kümelerin derinliği, sermayeye erişimin kolaylığı, likidite, ekonomik çıktı miktarı. Finansal hizmetlerin tek merkezde toplanmasının yarattığı sinerjinin sonucu oluşan genel rekabetçilik, bütün parçaların toplamından büyüktür.

İtibar: şehrin markası ve çekiciliği, inovasyon seviyesi, kültürel zenginliği ve cazibesi, diğer merkezlere göre durumu.

Altyapı: emlak ve ulaşım yollarının maliyeti ve erişilebilirliği, bilgi sistemleri, iletişim, telefon, ulaşım bağlantıları ve ticari yapıların kalitesi ve diğer 'yaşam tarzı' altyapılarının yani konutların, okulların ve eğlence tesislerinin kalitesi.

Son dönemlerde teknolojiye olan ilgiliyi hem çevremizden hem de Borsalardan görebiliyoruz. Belki de bu sebeple ZEN Y şirketi, ilk defa çok yakında akıllı merkezler endeksini yayınladı. İstanbul bu listede yer almıyor. Bu endeksteki rekabet kriterleri ise:

İnovasyon Desteği- inovasyon için düzenleme ve desteğe yönelik yaklaşım ve ticari ekosistem tarafından sağlanan teknoloji endüstrisi.

Yaratıcı Yoğunluk- teknolojinin ve yenilikçi endüstrilerin gelişmişlik düzeyi.

Merkezin genel ekonomik durumu.

Teslim Yeteneği yani merkezde sahada yapılan işin kalitesi.

Londra bu endekste birinci sırada yer alıyor, New York ikinci ve Singapur üçüncü sırada yer alırken ilk on sıradan beşi ABD şehirleri.

Tüm bunlar eşliğinde kendi deneyimlerimi paylaşmak isterim.

2015 yılından beri Dubai’de yaşamaktayız ve iş yerim DIFC`de . Bu sebeple DIFC internet sitesinden kendilerini nasıl tanımladıklarına baktım. Öncelikle web sitelerini 3 başlığa ayırmışlar, iş, hayat tarzı ve yasalar. Yani sadece iş yapmak değil sizin oradaki hayat tarzınız da önemli. Ayrıca yasal düzenlemeyi ön plana çıkararak hukuksal haklarınızın korunmaya alındığı mesajını da veriliyor. Dubai özelinde DIFC`nin ayrı bir yasası ve mahkemeleri olduğunu da belirtmem gerekiyor.

DIFC bölgesinde ultra modern ofis alanları, perakende satış mağazaları, kafeler ve restoranlar, sanat galerileri, kaliteli konutlar, halka açık yeşil alanlar ve oteller bulunur, bunlar da bölgeyi iş hayatının yaşam tarzıyla buluştuğu bir destinasyon haline getirir. 2400'den fazla aktif kayıtlı şirkette çalışan 25.000'den fazla profesyonel ve ailelerinden oluşan canlı bir iş ekosistemidir.

DIFC'nin benzersiz yapısı, müşterilerine işlerini güvenle yürütmeleri için güvenli bir platform sunan sağlam bir düzenleyici ve yasal çerçeve sağlar. DIFC'de kayıtlı tüm işler, DIFC'deki firma ve bireylerin günlük işlemlerini yönetmek için çıkarılan Merkez kanunlarına tabidir.

DIFC`de çalışmanın kendi gözümden faydalarını saymak istiyorum:

Öncelikle sosyal yönü, finans merkezini sadece ticaretin döndüğü yer olarak görmemek lazım burası aynı zamanda çok başarılı bir emlak geliştirme projesidir. Süpermarketten, spor merkezine, aksam iş çıkışı güzel bir yemek yiyebileceğin yakındaki restorandan, berberine, kuaförüne, Telekom mağazalarından, banka şubelerine tüm ihtiyaçlarına cevap verecek imkanlar bir arada.

İş toplantısı yapacağın şirketlerin ofislerinden, katılacağın konferanslara, seminerlere, hatta anlaşmazlıkta başvuracağın mahkemeye kadar hepsi aynı yerde.

Bütün bunları bir araya getiren bir yerde çalışmak, ailesini getirip beraber yaşamak kim istemez.

Finans merkezi ve sosyal olanaklarının yanında şehir, yabancı dostu kurallarla yönetiliyor, üst düzey eğitim veren kaliteli uluslararası okulları ve çocukların gelişimine ve eğlencelerine yönelik geniş olanakları bulunuyorsa, çölün ortasında bile olsa cazibe merkezi olabiliyor.

Özetle: Dünyada rekabet çok fazla. İyi bir finans merkezi olmak için çok faktörün bir araya gelmesi gerekiyor. Sadece güzel bina, altyapı, yetmiyor. Herkesin elini taşın altın koyması ve çok iyi bir vizyon ortaya koyulması gerekiyor. Teknolojik değişimlerin hızlanması sürekli değişen sıralamada, gerilerde olanlara yeni fırsatlar yaratıyor. Dubai başarılı örneklerden biri. Bir sonraki yazıda başka finans merkezlerinden ve İstanbul’dan bahsederek bu yazı dizisini bitireceğim.