11 Haziran’da Bodrum’da Global Turizm Fuarı’na bir paneli yönetmek için davet edildiğimde sadece bir hafta sonunda hazineme bu kadar konu, bu kadar yeni fikir, yeni insan ve yeni mekan ekleyeceğimi tahmin etmemiştim. Bir günlük konferans, öncesi ve sonrasında farklı organizasyonlarla çok hızlı ve dolu dolu geçen bir hafta sonu oldu. Gözlemlerimi ve heyecanımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
En büyük alkış Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’a. Heyecanı, vizyonu, herkesle tek tek ilgilenmesi ve güler yüzüyle Türk misafirperverliğini ev sahibi olarak fazlasıyla gösterdi. Bulut Bağcı’nın kurucusu olduğu ve Genel Sekreteri eski Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün Genel Sekreteri Taleb Rifai olan, World Tourism Forum Institute ve Bodrum Belediyesi tarafından gerçekleştirilen organizasyon, dünyanın dört bir yanından gelenler ve Türkiye’den de üst düzey katılımla, Voyage Türkbükü otelde gerçekleşti. TAV CEO’su Sani Şener, Ritz Carlton Residences YKB Batu Aksoy, Accor’un Dünya Ticaret Başkanı Yiğit Sezgin, MESA Mesken YKB Mert Boysanoğlu , Çırağan Kempinski Genel Müdürü Ralph Radtke, Afrika ülkeleri Turizm Bakanları, Bakan yardımcımız, Avrupa Parlamentosu üyeleri, HVS Ortadoğu ve Afrika Direktörü Ersin Yıldırım ve pek çok değerli isim bir aradaydı. Ayrıca İngiltere eski Başbakanı Tony Blair ve Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli de toplantıya video konferans yolu ile katıldılar. Los Angeles, Londra, Dubai ve Afrika’dan herkesi tek bir mekânda toplamak mavi Davos’un ilk adımı denilebilir. İlk adım tamam ama devamı da şart.
Peki konferansta neler konuşuldu?
Önce kendi panelimden bahsedeyim. Bodrum ve Lüks seyahat temalı panelde Batu Aksoy ve Yiğit Sezgin vardı. Yiğit Sezgin yeni trendin ‘lifestyle’ oteller olduğundan, Bodruma direkt uçuşların artmasının ve turizm tarzının çeşitlendirilmesinin öneminden bahsetti. Gastronomi, kültür, zayıflama ve detoks merkezi, kongre turizmi gibi farklı gelir yaratacak alanlara yönelinmeli dedi.
Batu Aksoy, turizm sezonunu uzatacak, katma değer yaratan konutlar yaratılması gerektiğinden ve Ritz Carlton Residences projesinden bahsetti. Yiğit Sezgin, pandeminin Bodruma yaradığını, lüks turizmi ve yat turizminin arttığını söyledi.
En çok ilgimi çeken panellerden biri Benjamin Erkan Guntore’nin moderatörlügünü yaptığı , film yapımcısı Bülent Turgut ve yönetmen Bobby Roth’nin katıldığı paneldi. Bobby Roth, Prison Break ve LOST dizilerinin yonetmeni. Bir Hollywood prodüksiyonunun Bodrum’un tanıtımına yapabileceği katkılar konuşuldu. Asmalı Konak ve Kapadokya örneği verildi. Senaristler, şairler, yazarlar Bodrum’a davet edilebilir denildi. Ünlü yönetmen Bobby Roth’a size bir film çekmek için ne ilham verir diye sorduğumda insan faktörüne değindi. Biz de ondan bol ne var.
TAV CEO’su Sani Şener havaalanlarının ülkeye giriş kapısı olduğu için ne kadar önemli olduğundan bahsederken MESA Mesken YKB Mert Boysanoğlu sürdürülebilirliğin ve çevrenin önemine değindi.
Bu yazıyı yazarken referans olarak foruma Dubai’den katılan HVS Otel Yatırım Danışmanlığı’ndan Ersin Yıldırım’ın yazısından faydalandım. (https://www.hospitalitynewsmag.com/en/event/eye-on-turkey-toward-vision-2023)
Bu yazıda öne çıkanlar ve Bodrum turizmi hakkındaki fikirleri şöyle:
Bodrum ve Türk Rivierası'nın geri kalanı, uluslararası seyahat kısıtlamaları göz önüne alındığında güçlü iç talep sayesinde Kovid-19 salgını sırasında en dayanıklı pazarlar olmuştur.
Mandarin Oriental, EDITION, LXR, The Luxury Collection gibi mevcut lüks oteller ve Four Seasons ve The Ritz-Carlton gibi yaklaşmakta olan lüks arz ile Bodrum, Cannes ve St.Tropez gibilerle rekabet eden nihai lüks Akdeniz destinasyonu olmak için iyi bir konumdadır.
Mevsimselliğin etkisini azaltmak ve yıl boyunca gezginleri çekmek için çabalar var. Golf turizmi, yat turizmi, wellness turizmi ve medikal turizm gibi niş turizm pazarlarına özel önem verilmelidir.
Bodrum, kişi başına ortalama turizm harcamasını artırmak için turist başına ortalama kalış süresini artırmaya ve daha fazla uluslararası otel markasıyla çalışmaya odaklanmalıdır.
Bodrum geleneksel olarak hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmiştir. Yabancı ziyaretçi sayısını artırmak için Bodrum ile dünyanın önemli şehirleri arasında daha fazla direkt uçuş başlatılmalıdır. Avrupa şehirlerine çok sayıda doğrudan uçuş olsa da önemli Körfez, Asya ve Afrika şehirleriyle doğrudan uçuşların başlatılmasına daha fazla odaklanılmalıdır.
Benim konferans notlarıma devam edersek, Afrika’dan pek çok katılımcı olması da çok ilginçti. Hepsi kendi ülkesini bizlere tanıtıp bizleri davet ederken bana da şunu bir kere daha hatırlattı. Türkiye’ye hep benzer bölgeden turist çekmek yerine Afrika, Çin ve Güney Amerika gibi pazarlardan turist çekebilir.
Konferansta hem Bakan yardımcımız hem CHP Başkan Yardımcısı hem de Didim Belediye Başkanımızın da bulunması turizmin milli bir mesele olduğunu ortaya koydu.
Özetlersek aklımda en çok kalanlar:
- Sezon uzamalı, sadece 2 ay olmamalı yavaş yavaş 12 aya çıkarılmalı,
- Kalışlar uzatılmalı, kısa tatiller yerine uzun kalışlara özendirilmeli ve bunun devamında yabancılara konut satışı yapılmalı,
- Markalı ağırlama, markalı konaklama, nitelikli ve kongre turizmi artırılmalı,
- Turizmde çeşitlendirme olmalı; gastronomi, kültür, sağlık, golf, helal, zayıflama merkezi gibi konseptler deniz ve güneşin yanına eklenmeli,
- Direkt uçuşlar artırılmalı,
- Katma değerli mekanlar artmalı; MESA, Ritz Carlton, Mandarin gibi,
- Marinalar ve yatçılık artırılmalı, Aspat ve Yalıkavak marina gibi,
- Ölü sezon kongre ve fuar turizmine çevrilmeli,
Ancak tüm bunları yapmak kolay değil. Yeni turist, yeni yatırım gelsin derken artan trafik ve betonlaşma çelişki yaratıyor. İkisini dengeli götürmek gerekiyor.
Bu tarz organizasyonlar çok keyiflidir ama sonrasında takip önemlidir. Ahmet Aras’a bunu da ilettim. Çok yakında yeni bir toplantı ile devam edeceklerini söyledi. Kendisi de özellikle atıl yazlıkları kullanmak istediklerini belirtti. Sadece 3 ay kullanılan sonra 9 ay boş kalan yazlıkların ekonomiye katkı yapacak şekilde kullanabileceğini belirtti.
Yediğimiz içtiğimiz bizde kalsın ama Bodrum kalesi ve müzesi, yeni açılan Aspat marinası mutlaka görmeniz gereken yerler.
Konferansın mottosu Mavi Davos’tu o yüzden başlığı Bodrum mavi Davos olabilir mi? diye attım. Peki olabilir mi? pekâlâ olabilir. Her zaman dediğimiz gibi un, şeker, yağ hepsi var. Başkanı desteklersek helvayı yapacak vizyonu ve heyecanı da var. Ben de bu heyecanla Dubai’ye döndüm ve dönerken de düşündüm. Bize göre pek çok eksisi olan Dubai lüks turizmin merkezi olduysa, fazlası olan Bodrum neden olmasın?
Son sözüm ise, Davos Davos’ta kalsın bizim zaten mavi Bodrum'umuz var.
Sahi sizce Bodrum'un sloganı ne olsun?