Advertisement

Ekonominin 2015'teki belirsizliğini 2016'ya taşıması birçok sektörde olduğu gibi tarım ve gıda sektörü açısından da ciddi riskler ve bilinmezlikler yaratıyor.

Geleceğe yönelik kendi içinde fırsatlar barındıran sektörde bu aralar daha çok tehditler ön plana çıkıyor.

Mevcut konjonktürde üretimden başlayarak tüketim ve ihracata kadar olan zincirin her halkasında atılacak adımların çok iyi hesaplanması gerekiyor.

Peki Türkiye'de çiftçiler tarımın finansman tarafına ne kadar hakim? Ya da soruyu şöyle soralım: Türkiye'de tarımsal okuryazarlık ne durumda?

Bu soruların cevabını Bloomberg HT'de yayınlanan Tarım-Analiz programına konuk olan Finansbank Tarım Bankacılığı Bölüm Müdürü Hakan Çağlar verdi.

Tarımsal işletmelerde üretimin verimliliği ve sürdürülebilir olmasında finansman koşullarının rolü ve yönetimi oldukça önemli.

Türkiye'de tarım sektörünün temelinde 4 yapısal sorun bulunduğuna dikkat çeken Çağlar, bunları, ölçek ekonomisi, verimsiz işgücü kullanımı, pazar entegrasyonu ve uygun zaman ve şartlarda sermayeye ulaşım sıkıntısı olarak sıralıyor.

Çağlar'a göre bununla beraber sermayeye ulaşsanız dahi üretimi gerçekleştirdikten sonra verimliliği ve kârlılığı devam ettirmenin yolu işletmenizin hesabını doğru tutmaktan ve yürütmekten geçiyor.

Verimliliğin sadece finansmana ulaşmakla alakalı bir şey olmadığına dikkat çeken Hakan Çağlar, işletmenin sürdürülebilir olması için işletmeye giren para kadar işletmede tutulan paranın da önemine vurgu yapıyor.

ÇİFTÇİ NASIL BORÇLANACAĞINI BİLMİYOR”

Tarımsal işletme sahiplerinin temel ihtiyacının bir banka ile ilişkiye girerken nelere dikkat edeceğini bilmesinden geçtiğini kaydeden Çağlar, kredi ilişkisinden tutun da tasarrufa hatta katma değerin artırılması noktasına kadar tarımın finansmanının doğru yönetilmesinin kritik önemine değiniyor.

Tarımsal üretimde risklerin her geçen gün çeşitlendiğine hepimiz canlı şahit oluyoruz. Sonuçta tarım sektörü üstü açık bir fabrika olarak niteleniyor. Yaşanan toprak kaybı ve doğal kaynakların tahribatı, iklim değişikliği, belirsiz politikalar ve yanlış uygulamaların yanına bir de finansal riskleri ekleyin.

Bu noktada tarımsal okuryazarlık konusunda çiftçilere seminerler verdiklerini anlatan Çağlar, çiftçilerin bankalara geldiklerinde karşılaştıkları en önemli sorunların başında nasıl borçlanacaklarını bilememelerini gösteriyor.

Çağlar, “Çiftçiler için önemli olan o an ihtiyaçlarını giderebilmek. Dolayısıyla finansmanın maliyeti konusunda çok sorgulayıcı olmayabiliyorlar. İşletme defteri çok önemli problemler de yaratabilir. Giren para ile çıkan para arasında dengesizlik varsa bu bir kâr sorunu demektir. Kâr sorunu varsa işletmenin devamlılığı ile ilgili problemler artık açığa çıkıyor olabilir” uyarılarında bulunuyor.

Hakan Çağlar, bu noktada çiftçilerin bankalardan danışmanlık konusunda da taleplerinin biraz daha yüksek olması gerektiğini belirterek şu örneği veriyor: “Üreticilere yapmak istedikleri yatırımın doğruluğu ya da eksikliği noktasında da danışmanlık hizmeti vermeye çalışıyoruz. Narenciye üretimi yapan bir çiftçi işletmesini büyütmek için yanındaki bahçeyi de satın almak için finansmana ihtiyaç duyabilir ve bankaya başvurabilir. Biz önce şunu sorguluyoruz: Gerçek anlamda ihtiyacın o bahçeyi almak mı yoksa mevcut üretimini daha nitelikle hale getirebilmek için başka bir yatırım mı? Bu bir soğuk hava deposu yatırımı olabilir. Çiftçinin mevcut üretimini soğuk hava deposunda belirli bir süre tuttuktan sonra piyasaya veriyor olması eldeki ürünün zamanlama açısından parasal değerini de artıracak. Biz bunu da önererek bir nevi danışmanlık hizmeti de veriyoruz. Üretici sadece finansman açısından değil yaptığı işin, yatırımın doğruluğu noktasında da bankalardan talepkar olmalı.”

'TARIMDA PAZAR ENTEGRASYONU SORUNLU'

Türkiye'de tarım sektörünün yapısal sorunlarından birisi de pazar entegrasyonu yani üretilen malın doğru zamanda doğru fiyata satılamaması.

Üreticilerin pazar entegrasyonu sorununu ancak kooperatifleşme ile çözebileceğini kaydeden Hakan Çağlar, tarım sektörünün dış ticarette yaşanılan sorunları iç piyasada yönetebilecek bir takım argumanları önceden oluşturma kabiliyetine kavuşması gerektiğini söylüyor.

Çağlar'ın burada dikkat çektiği bir diğer konu ise katma değerli üretim modelini de göz önüne alarak dünya standartlarında üretim yapabilen işletme sayısının çoğaltılması.

Bir finansçı gözüyle Hakan Çağlar'ın tarım sektörüne yönelik tespitlerini sizinle paylaşmak istedik.

TARIMSAL OKURYAZARLIK

Finansbank'ın Güneydoğu Avrupa için Avrupa Fonu (EFSE) ve Frankfurt Okulu ile çiftçilere yönelik tarım sektörüne yönelik finansal okuryazarlık programı da dikkat çekici.

Bugüne kadar farklı illerde çiftçilere 'tarımsal işletme dersleri' verilen eğitim projesinde, çiftçilerle finansal bilgilerin yanı sıra sulama teknolojileri, kuraklık riski, hayvancılık gibi tarım başlıklarında güncel bilgiler de paylaşılıyor.

Eğitimde uzmanlar çiftçiler için şu sorulara cevap arıyor:

* Tarımsal gelir ve giderler nasıl kontrol altına alınır?

* Gelir gider hesabı yapmanın faydaları neler?

* Günümüzde çiftçiler nasıl finansal kontrol yapıyorlar? Yaptıkları hatalar neler? Nasıl düzeltebilirler?

* Yıllık bütçe nasıl yapılır? Bütçeye esas gelir ve giderler neler?

* Girdi temin ederken nelere dikkat edilmeli? Girdi maliyetlerini düşürmek için alınabilecek önlemler neler?

* Finansal ihtiyaçlar nasıl belirlenir? Hangi kaynaklardan sağlanabilir?

* Faiz hesabı nasıl yapılır? Kredi alınırken dikkat edilmesi gereken hususlar neler

* Tarımsal nakit yönetimi nedir?

* Tarımsal işletmelerde kriz yönetimi nasıl olmalı?

Finansbank'ın bu projesini önemsiyoruz.

Üreticiyi bilgilendirecek ve yol gösterecek buna benzer projelerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve üniversite işbirliği ile de yapılması verimlilik ve kârlılık anlamında üreticilere ciddi katkı sağlayacaktır.

Bilginin en büyük güç olduğu günümüzde bunu tarım sektörüne de sağlamamız gerekmez mi?

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com