Advertisement

Buğday, mısır, arpa gibi hububat ürünleri ile canlı hayvan ve karkas et ithalatında gümrük vergisinin düşürülmesi kamuoyunda oldukça tartışma yarattı.

Tarımdaki kronik sorunların ithalatla, kısa vadeli, günlük politikalarla çözülmeyeceğini daha önceki yazılarımızda sık sık dile getirmiştik.

Orta ve uzun vadeli politikanın gerekliliği ve yapısal reform ihtiyacı da herkesin hem fikir olduğu bir nokta.

Bu konuda tartışmaların odağındaki Gıda Komitesi'ne de kulak vermek istedik.

Gıda Komitesi'nde bulunan isimlerle son alınan kararların gerekçelerini ve neyin hedeflendiğini konuştuk.

Komite'den 3 farklı isimle yaptığımız görüşmelerde aldığımız notları sizlerle paylaşalım.

Gıda Komitesi yetkilileri şu yorumda bulunuyor: “Türkiye'de tarımın vergi duvarlarıyla çok yoğun korunduğu düşünüldüğü için sanki burada atılacak her adımın her iki yönde de derhal temel ve radikal bir etki oluşturabileceği algısı hakim. Adım atıldığında hemen fiyatlar düşecekmiş ya da üretici hemen bundan olumsuz etkilenecek gibi bir algı var.”

Konuştuğumuz kaynaklar kamuoyunda öne çıkan 4 argümana dikkat çekiyor ve bu konularda açıklama yapma gereği duyuyor.

Argüman 1: “Vergiler düşürüldü, koruma duvarları ortadan kaldırıldı”

Bu argümana karşı Gıda Komitesi'ndeki isimler şu açıklamayı yapıyorlar: “Aslında yapılan şey, aşırı yüksek vergilerin makul koruma seviyesine çekilmesi. Biz şu an fiyatları düşürmek için ithalatı kolaylaştırabilecek bir vergi indirimine gitmiyoruz. Bizim yaptığımız şey ihracat bacağı da olan yeni bir dış ticaret modeline geçmek.”

Bu modelin mantığı nedir?” diye sormadan hemen cevap veriyorlar: “Bu dış ticaret modelinin mantığı, öyle bir optimal denge yakalayalım ki hem üretici beklentileri hem de tüketici tarafında fiyatlar makul bir seviyede olsun.”

Peki gümrük vergi oranları nasıl belirlendi?

Gıda Komitesi olarak yaptıkları çalışmaları anlatırken şu tespitte bulunuyorlar: “Bütün çalışmalar sonucu şunu gördük. Yüzde 130'lardaki bir vergi duvarı üreticiyi korumuyor. Yıllar içerisinde de bütün analizlerimiz bize net olarak gösteriyor ki aslında aradaki fark, gümrük duvarları artırıldığında da ithalat kısıldığında da üreticinin toplam değerden elde ettiği payı artırmıyor. Mevcut fiyatları belirlerken maliyetlere baktık, kar marjına, olası enflasyon farkına ve fiyat seviyesine baktık. Buradan yola çıkarak Gıda Komitesi'ndeki ilgili kurumların çalışması ile bir vergi oranı belirlendi. Bu vergi oranı zaten mevcutta, hali hazırda piyasadaki fiyatları tutup üzerine ilave bir alanda bırakabilecek bir vergi oranı. Bu ilave, aşırı dediğimiz kısım, geçmişte sadece fiyatta dalgalanmalara, her fiyat dalgalanması da stokçulara ve aracılara yarıyor.”

Peki aracı ve stokçuya karşı bu model nasıl bir önlem içeriyor?

Üreticinin istediği tek şeyin kendi maliyetlerini çıkarabileceği, makul bir kar elde edebileceği ve enflasyona ezilmeyeceği fiyat istikrarı olduğunu belirten Gıda Komitesi'nde yer alan kaynaklar şunu söylüyor: “Üretimi ayakta tutacak şey, aşırı korumacı görünen gümrük duvarı değil. Tam tersine bu oranlar öyle bir noktada olsun ki fiyatlarda büyük oynaklıklar yaşanmasın ve o istikrarla birlikte aracı ve stokçuların elini uzatabileceği alan ortadan kalksın. Kısacası oynaklığı ortadan kaldıralım.”

3 isim de Gıda Komitesi'nin yapmak istediği şeyi en kısa ifadeyle “öngörülebilirliği artırmak” olarak özetliyor.

Argüman 2: “Vergi düşürüldü, üretici mağdur oldu”

Bu tarz bir yaklaşımın teknik olarak yanlış olduğunu savunan kaynaklar, “Bütün bu analizler sonucu belirlenen oranlar, üreticinin kar elde edip, enflasyona karşı ezilmeyeceği bir oran. Bu model aynı zamanda fiyatta da önümüzdeki dönem için doğru planlama yapabilmesi için bir imkan sağlayacak. Çünkü net olarak üreticinin elde ettiği kârı koruyup artırabilecek bir modelden bahsediyoruz” diyor.

O yüzden alınan bu kararlara bir bütün model olarak bakılması gerektiği üzerinde duruyorlar.

Gıda Komitesi olarak konunun insani ve sosyal boyutunun da farkında olduklarına vurgu yapan yetkililer, “Ciddi bir üretici kesimi var. Üreticinin hakettiğini almadığını düşünüyoruz” diyor.

Argüman 3: “Sorunu ithalatla çözmeye çalışıyorlar”

Gıda Komitesi'nin çalışmalarının sadece ithalat kararları ekseninde değerlendirilmesinin adil olmayacağını savunan Gıda Komitesi yetkilileri, “Bu yıl fiyatlar arttı, ithalatı artıralım, ihracatı azaltalım, demiyoruz. İhracata yönelik teşvikler için de eş zamanlı çalışıyoruz. Gıda Komitesi olarak konuya bütüncül bir açıdan yaklaşıyoruz” yorumunda bulunuyor.

Gıda Komitesi'nin çalışmalarının çoğunluğunun üretim teşviğine yönelik olduğunu kaydeden yetkililer, “Üretici birlikleri ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Lojistik konusunda farklı çalışmalarımız bitmiş durumda. Bu alandaki teşvikler önümüzdeki hafta hayata geçirilecek. Üretimden lojistiğe kadar çok geniş bir alanda tedbirler alınıyor” diyor.

Yapısal meselelerdeki esas zorluğun da bu noktada olduğunu belirten kaynaklar şunu söylüyor: “Aynı anda bir çok alanı düzenlemeniz, bir çok alana dokunmanız gerekiyor. Ama oluşturabildiği etki zamana yayıldığı için bazıları daha çabuk görülüyor ama bütün resmi görmek zaman alıyor.”

Argüman 4: “Tam hasat zamanı vergiler indirildi, üretici mağdur edildi”

İthalat konusunun hâlâ izne bağlı olduğunu hatırlatan yetkililer, fiyat gelişmelerine göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bu konudan sorumlu olarak karar alacağını ve adım atacağını söylüyor. Bunu daha dinamik şekilde ve üretici lehine kullanabilmek için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile Et ve Süt Kurumu'nun (ESK) yapısının güçlendirilmesi için de adımlar atıldığını kaydeden yetkililer, yakında bu kararların da uygulamaya geçeceğini belirtiyor.

Eğer bütün bileşenler birlikte koordine edilmezse bunun faydadan çok sıkıntı oluşturabileceğinin de farkında olduklarını kaydeden yetkililer, “Bu uygulamalar diğer tedbirlerle birlilkte eş zamanlı olarak hayata geçerse piyasa mekanizmasını daha rekabetçi hale getirip, üreticinin de payını artıracak bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Gıda konusunda bütün aşamalarda yapısal adımların ve piyasa mekanizmasının çalışması için gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor. Aksi takdirde herhangi bir yer aksarsa nihai sonucu alamayacağımızı biliyoruz” diyorlar.

Tarımda verimlilik ve elde edilen değerin paylaşımı konusundaki sorunların da farkında olduklarının altını çizen yetkililer, “Gıda Komitesi olarak stratejik kararların alınması gerektiği konusunda farkındayız. Gıda Komitesi olarak yapıcı eleştirilerden de faydalanıyoruz ama çok ezberci bir dil ve yaklaşım bu süreci baltayabilir” yorumunda bulunuyor.

Rekabet Kurumu nasıl bir rol üstlenecek?

Gıda Komitesi'nden yetkililerle konuşurken konu piyasaları domine ettiği iddia edilen bazı büyük oyunculara geldi.

Konuştuğumuz yetkililer, “Rekabet Kurumu, fiyat oluşum mekanizmasına ve rekabeti ihlal edici bir şey olup olmadığına Gıda Komitesi'nin yönlendirmesi ile bakıyor” diyor.

Özellikle hep tartışma konusu olan tedarikçi-aracı firmaların, bundan sonraki dönemde Rekabet Kurumu tarafından daha yakın bir markaja alınacağını söylemek yanlış olmaz.

Gıda Komitesi'nde yer alan kaynaklarımızla konuştuğumuzda bu alanda da Rekabet Kurumu'nun bundan sonraki süreçte daha aktif bir rol üstleneceği izlenimi edindik. Zaten başta Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci olmak üzere yetkili isimlerden de bunun öncü mesajları ve sinyalleri gelmişti.

Gıda Komitesi'nin iletişimi başarılı mı?

Bazen yaptıklarınızdan çok onu anlatmak daha da önem kazanıyor.

Bu konuda yakın döneme kadar kapalı bir kutu gibi çalışan Gıda Komitesi yaptığı çalışmalar hakkında kamuoyunu artık kısmen de olsa bir şekilde bilgilendiriyor.

Konuştuğumuz yetkililer de bu konuda bir özeleştiride bulunuyor.

Kamuoyundaki tartışmalar ve tepkiler üzerine Gıda Komitesi'nin daha iyi bir iletişim yapması gerektiğinin ortaya çıktığını kaydeden yetkililer, “Yaptığımız çalışmaları daha iyi bir biçimde anlatabilmemiz gerekiyor. Bu eşiği doğru bir iletişimle geçebilir ve dinamik dış ticaret modelini diğer tedbirlerle birlikte hayata geçirebilirsek muhtemelen 1 yıl sonra çok farklı bir yerde olacağız” diyorlar.

Tartışmalar sürerken Gıda Komitesi'nden yetkililerin de konuya bakış açılarını ve açıklamalarını olduğu gibi, yorumsuz şekilde sizlerle paylaşmaya çalıştık.

Yorumu size bırakıyoruz.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com