Türkiye’nin tarım politikaları ve ekonomisine yönelik yol haritası Gıda Komitesi’nde şekilleniyor.

Özellikle geçtiğimiz yıl Komite tarafından alınan kararlar ve izlenen stratejiler gündemde uzun süre tartışması konusu oldu.

Peki Gıda Komitesi bugüne kadar yaptıklarıyla neyi hedefliyor?

2018’de hangi alanlarda yeni kararlar alınması planlanıyor?

Zaman zaman Gıda Komitesi’ne katkı sağlayan yetkililerle görüşüyoruz.

Komite’den farklı isimlerle gerçekleştirdiğimiz yakın zamandaki görüşmelerimizde yapılan ve yapılmak istenenlerin arka planını dinledik.

Aldığımız notları ve ön bilgileri de sizlerle paylaşmak istedik.

Gıda Komitesi, 2018’de mikro politikalara ağırlık verecek ve üretim tarafındaki yapısal reformlar daha ön plana çıkacak.

Sektörün alt dallarında üretim şartlarının iyileştirilmesi, yatırımların artırılması ve maliyetleri azaltacak yaklaşımlara odaklanılması üzerinde duruluyor.

Daha somut şekilde ifade etmek gerekirse Komite, ‘sebze ve meyvelerde mevsim geçişlerindeki fiyat dalgalanmalarının önüne nasıl geçilebilir’ noktasında farklı çalışmalar üzerinde duruyor.

Özellikle örtü altı olarak bilinen seracılıkta desteklemelerin artırılması, yatırım şartlarının iyileştirilmesi ve seracılık maliyetleri açısından kritik önemdeki jeotermal kaynakların etkin kullanımı noktasında çalışmalar yapılıyor.

Önümüzdeki dönemde bu alanda yeni yatırım teşvikleri ve destekleri görmemiz mümkün.

FARKLI MODELLER GÜNDEMDE

Komite, üreticilerden başlayarak büyük perakende marketler de dahil olmak üzere sektördeki oyuncuları bir araya getiren bir model üzerinde çalışıyor.

Nasıl bir model mi?

Mesela, verilecek teşvik ile üretimin sürekliliğini sağlarken, aradaki aracıları da olabildiğince azaltıp doğrudan perakende tarafına düzenli ürün verebilecek bir modelden söz ediliyor.

Bunun adı “birlik” olabilir, “kooperatif” olabilir ya da başka bir şey…

Önemli olan isimden çok modelin işlerliği…  

Tabii bunları yapabilmek için sahadan sağlıklı ve güvenilir verilere ihtiyaç var.

Gıda Komitesi’nde bakanlıkların veri tabanlarındaki ham veriler işlenerek “big data” haline getirilmeye başlanmış durumda.

Veriler oluştukça nerelerde yanılma payı var, yanlış nerede diye sağlama yapma şanslarının olduğunu dile getiren Komite üyeleri, artık hangi dönemlerde hangi ürünlerde sıkıntı yaşandığının daha kolay tespit edilebileceğini savunuyor.

Hatta, bizimle paylaşılan bilgilere göre Komite, artık yılın hangi döneminde ne kadarlık talep söz konusu, hangi kanallar aracılığıyla nerede, ne kadar ürün satıldığına dair marketlerden de veriler elde edebilecek noktaya gelmiş.

Söz konusu verilerin işlenmesi ve ortak hareket edilmesi, planlama ile birlikte maliyetlerin düşürülmesinde de olumlu katkı sağlayabilir.

Zaten eksik ya da yanlış verilerle sağlıklı ve sürdürülebilir bir üretim planlamasından bahsetmek mümkün olabilir mi?

KOMİTE’NİN TEMEL YAKLAŞIMI: ÖNCELİK ENFLASYON DEĞİL OYNAKLIK

Üretimden başlayarak sorunun temelinde bazen iklim şartları yatarken bazen de kayıtların doğru tutulması, planlamanın yapılamaması ya da pazara erişimdeki sıkıntılar yatıyor.

Gıda Komitesi’nin temel yaklaşımı ve fikri şu: “Komite’nin önceliği enflasyonu ya da fiyatları baskılamak değil, öncelik fiyat oynaklığını azaltmak. Herhangi bir anda gıda fiyatlarında yüksek oynaklıkların önüne geçmek”

Fiyat oynaklıklarını azaltmanın ciddi anlamda öncelikli olarak üreticiyi koruduğunu düşünen Komite, zaten piyasanın arkasında gitmeye çalışan üretici için en kötü şeyin belirsizlikler olduğunun ve fiyat oynaklığının üretimi çok zorlaştırdığının farkında.

Oynaklık aynı zamanda öngörülebilirliği azaltıyor.

Komite, üretici ve tüketici açısından fiyat oynaklığı ortadan kaldırıldığında enflasyonda bu şokların yaşanmayacağı görüşünü savunuyor.

MARKETLERE TEŞVİKLER GELEBİLİR

Hatırlayacağınız üzere Gıda Komitesi, yapısal tarafta kendisine göre bir iş planı çıkartarak 2017’de önemli kararlar aldı ve adımlar atmaya başladı. Ürünlerin taşıma koşullarında soğuk zincirin sağlanması açısından nakliye ve ambalaj standartlarının oluşturulması, marketlerdeki saklama ve ambalaj standartları gibi konulara orta vadede önemli bir kazanım olarak bakılabilir.

Bu konuda önemli düzenlemeler yapıldı. Bütçede teşvikler için yer ayrılırken, ilave teşvikler için de pay ayrıldığını öğrendik. Hedef, fire oranlarını minimum seviyeye çekmek.

Peki bu alanda 2018’de ne tür yeni kararlar alınabilir?

Konuşulan yeni olası teşvikler arasında fireyi azaltmaya yönelik adım atan market ve büyük zincirlere verilecek ek teşvikler gündemde.

Komite, marketler için “fireyi ne kadar azaltırsan o kadar teşvik” modeli/motivasyonu üzerinde çalışıyor.

HAL YASASI’NDA SONA GELİNDİ

Yakın zamanda Gıda Komitesi’nin Hal Yasası kapsamında haller ile ilgili çalışmasının somut çıktılarını göreceğiz.

Uluslararası standartlarda, profesyonel şekilde çalışacak bir yapı oluşturulması için son aşamaya gelindiğini öğreniyoruz. Önümüzdeki dönemde lokasyonların yeniden belirlendiği daha az sayıda ama etkin hale getirilen hal sistemi için adım atılacak.

Çünkü lokasyonların fizibl olması, hallere farklı bölgelerden erişim şartlarının kolay ve uygun olması, fiziksel altyapının tam olarak sağlanması gibi konular, sistemin sağlıklı ve uzun vadeli çalışabilmesi açısından kritik önemde.

Komite, hallerin yeni döneminde işletim sistemi, mülkiyet yapısı gibi konular üzerinde de çalışıyor.

Hal sayısının ciddi oranda azalacağı yeni sistemde, hal kapsamından çıkartılan yerler ise toplama ve dağıtım merkezi olarak konumlandırılacak.

Hallerden sonraki aşama olan pazar yerleri ile ilgili de dünyadaki örnekleri inceleyen Komite yetkilileri, yerel yönetimlerle ilçe bazlı olarak hangi sağlıklı modellerin kurulabileceği üzerindeki çalışmada da önemli mesafe katetmiş durumda.

Gıda Komitesi’nin 2018 ajandasında yer alan diğer başlıklara bir sonraki yazımızda devam edeceğiz.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com 

 

Advertisement