Bloomberght
Bloomberg HT Görüş İrfan Donat Tarım, Yeni Ekonomi Programında nasıl yer aldı?

Tarım, Yeni Ekonomi Programında nasıl yer aldı?

Giriş: 20 Eylül 2018, Perşembe 14:21
Güncelleme: 20 Eylül 2018, Perşembe 14:43

Ekonominin 3 yıllık yol haritası niteliğindeki Yeni Ekonomi Programı (YEP) açıklandı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Dengelenme-Disiplin-Değişim” çerçevesinde belirlediği ‘Orta Vadeli Program’ın detaylarını 34 sayfalık bir açıklama ile kamuoyuyla paylaştı.

Büyüme tahminlerinin düşürüldüğü, enflasyon tahmininin yükseltildiği YEP’te tarım ve gıda politikalarına yönelik de bazı maddeler var.

YEP’in temel hedeflerinin enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanması olduğuna dikkat çekilirken, “Yıllık tüketici enflasyonu maliyet yönlü baskılar, gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler ve bozulan fiyatlama davranışları nedeniyle hızlı bir artış göstermiş, 2018 yılının Ağustos ayında yüzde 17,9 olarak gerçekleşmiştir” hatırlatması yapılıyor.

Açıklamaların 'Enflasyon' bölümünde yer alan “Politikalar ve Tedbirler” alt başlığında ise tarım ve gıda sektörüne yönelik şu maddeler yer alıyor:

*** Tarım ürünlerinde arz ve rekolte tahminlerinin sağlıklı yapılabilmesine imkan veren bir erken uyarı sistemi kurulacaktır.

*** Gıda ürünlerinde fiyat dalgalanmasının büyük veri ve ileri analitik yöntemler kullanılarak yakından takip edileceği Ürün Gözetim Mekanizması hayata geçirilecektir.

*** Tarımda Milli Birlik Projesi hayata geçirilerek tohumdan sofraya gıda değer zinciri, gıda güvenliği ve uluslararası rekabet önceliğinde, yeniden yapılandırılacaktır. Bu kapsamda Hal Yasası çalışmalarına destek verilecektir.

*** Atıl tarım arazilerinin tarımsal üretime kazandırılması için gerekli kurumsal ve hukuki altyapı oluşturulacaktır.

Yeni Ekonomi Programında yer alan tarım ve gıdaya dair bu başlıklar yeni bir yaklaşım değil.

Zaten uzun yıllardır tarım ve gıda sektörüne yönelik kronik sorunların çözümünde yukarıda sıralanan çözüm önerileri sık sık dile getiriliyor.

Örneğin ilk maddede yer alan “erken uyarı sistemi”ne yönelik açıklamaların geçmişi 2016 yılına dayanıyor.

Ekim 2016’da dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi'nin sekreterya görevinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına verildiğini hatırlatıp şu açıklamayı yapmıştı: "Banka çok güçlü bir ekiple gıda fiyatlarında hangi ürünlerde arz fazlası veya açığı oluşabilir, önceden yapacağı çalışmalarla nerede bir takım tıkanmalar var, bizi uyaracak. Erken uyarı sistemi ve uyarıya yönelik olarak hızlı tedbir alma yöntemiyle çalışacağız."

Yine Mehmet Şimşek, aynı tarihlerde Gıda Komitesi’nin faaliyetleri arasında fiyatların sıkı bir gözetim altında olacağını ifade ederek, tarım ve gıda piyasalarına yönelik gözetim mekanizmasının etkin şekilde çalıştırılacağı mesajını vermişti.

Zaten Haziran 2017’de TCMB’nin yayımladığı bültende de (Sayı 46), Gıda Komitesi Çalışmaları kapsamında “Gözetim mekanizması kurulması” noktasına değinilmişti.

Yani YEP’te bugün açıklanan ‘Ürün Gözetim Mekanizması’ başlığı da yeni bir hadise değil.

Üçüncü maddede yer alan ‘Tarımda Milli Birlik Projesi’ ise dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik zamanında, dönemin başbakanı Binali Yıldırım tarafından açıklanan ‘Milli Tarım Projesi’ ile aynı minvalde.

Hatırlayacağınız üzere Mili Tarım Projesi de Ekim 2016 tarihinde açıklanmıştı.

Yine Gıda Komitesi’nin uzunca bir süre üzerinde durduğu ve geçen yılın bu dönemlerinde son aşamasına gelindiği açıklanan Hal Yasası da bugün açıklanan Yeni Ekonomi Programının içinde yer alıyor.

Hatta bundan tam bir yıl önce medyada “Yeni Hal Yasası ile ilgili düğmeye basıldı” şeklide haberler yer almıştı.

Haberlerde, yeni yasa ile birlikte mevcut hallerin sayısının azaltılacağı ve daha etkin hale getirileceği belirtilmiş, mevcut hallerde sebze-meyve haricinde balıktan çiçeğe kadar birçok farklı tarımsal ürünün yer alacağı açıklanmıştı.

Ama bugün geldiğimiz noktada, geçtiğimiz yıllarda yapılan bu açıklamalarda teoriden öteye geçilemediğini görüyoruz.

Yine son maddede yer alan 'Atıl tarım arazilerinin tarımsal üretime kazandırılması' konusu Haziran 2016 yılında gündeme gelmiş ve bu konuda adımlar atılacağı açıklanmıştı.

Dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in Bakanlar Kurulu'nda yaptığı sunumdan yola çıkılarak, 3 yıl süreyle işlenmeyen tarım arazilerinin tespit edilerek, kira geliri arazi sahiplerine ait olmak üzere kişi ya da işletmelere kiraya verileceği gündeme gelmişti.

Özetlemek gerekirse Yeni Ekonomi Programı’ndaki hedefler her ne kadar kulağa hoş gelse de asıl önemli olan bunun pratiğe yansıması.

Çünkü YEP’te tarım ve gıda sektörüne dair yeni bir şey yok.

Ama umarız programa yeniden alınan ve geçmiş dönemde hayata geçirilemeyen bu adımlar artık vakit kaybetmeden uygulamaya konur.

Zira tarımdaki kronik sorunlar, altından kalkması zor bir hal almaya başladı.

Girdi maliyetlerindeki sert yükseliş, planlamadan yoksun bir üretim ve pazarlama kanalarındaki sorunlarla birlikte fiyatlarda artan oynaklık, gelecek dönemde ekonomik verileri daha da olumsuz etkileyebilir.

Mevcut şartlarda tarımdaki daralmanın sürmesi, gıda enflasyonunda yükseliş, cari açık tarafındaki artış ve istihdam tarafındaki kayıp bizi bekleyen riskler arasında yer alıyor.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com