Başlığa bakıp “Sadece Trakya çiftçisi mi?” dediğinizi tahmin ediyorum.
Yağlık ayçiçek ve çeltik hasadı için hafta başında Trakya’ya gittik.
Bereketli topraklarda çiftçilerle konuşup tarımın nabzını tutmaya çalıştık.
En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim.
Hangi üretici ile konuştuysak sanki sözleşmişler gibi yüksek girdi maliyetlerinden yakınıyor.
Bu yeni bir şey değil ama yeni olan, bundan sonraki süreçte tarımsal üretim kadar gıda sektörünü de bekleyen çok daha büyük riskler.
Çiftçilerle “Hasat nasıl gidiyor?”, “Rekolte beklentisi ne yönde?” diye sohbete başladığımızda laf dönüp dolaşıp ürünlerin para etmemesi ya da yüksek girdi maliyetlerine geliyor.
Sanki ağız birliği etmişçesine Anadolu’nun hangi farklı köşesine giderseniz gidin dertler aynı.
Çiftçiler, son dönemde sert yükselişlerin yaşandığı başta gübre, ilaç ve yem fiyatlarıyla üretim şartlarının sürdürülemez hale geldiğini söylüyor.
Sektörde öngörülemezlik had safhada.
Her ne kadar son dönemdeki kur seviyeleri birçok ürünün ithalatını cazip olmaktan çıkarsa da uzun süre devam eden ithalat politikası tarımsal üretimi daha kırılgan bir hale getirmiş.
O yüzden kırsalda moraller bozuk.
Yine sahada en çok duyduğumuz konuların başında çiftçinin kredi borçları geliyor.
Özellikle hayvancılık tarafındaki sıkıntıyla birlikte çiftçinin finansman tarafında zor duruma düştüğü sık sık ifade ediliyor.
Kredi borçlarını ödeyemeyen, mali sıkıntıya giren üreticilerin bu işten çıkmak üzere yavaş yavaş tarlasını ya da işletmelerini satmaya çalıştığı, hayvanlarını elden çıkardığı veya kesime gönderdiği yönünde çokça örnekler veriliyor.
Hem bitkisel hem de hayvansal üretim boyutunda çiftçiler, mevcut şartlar altında üretimin çok zor olduğuna vurgu yapıyor.
EN KRİTİK DÖNEM
Çiftçi en kritik döneme giriyor.
Ekim zamanı yaklaşıyor…
Ancak girdi maliyetleri geçen yıla göre yüzde 100’ün üzerinde artmış durumda.
Başta yem, gübre ve zirai ilaç olmak üzere girdi tedarikinde çiftçilere sunulan vadeler artık yok, zira tedarikçi de kurdaki dalgalanmadan ötürü önüne göremiyor.
Herkes peşin çalışmayı tercih ediyor.
Tüm bunlar aslında tarım sektörü açısından finansman tarafında da oldukça sıkıntılı yeni bir dönemin işareti niteliğinde.
Bitkisel üretim tarafında yeni sezon hazırlıkları bu açıdan daha zor geçecek.
Çiftçiler, gübreden zirai ilaca kadar kullanacakları girdilerde kesintiye gideceklerinin sinyallerini veriyor.
Zaten bu durumu önceki hafta konuştuğumuz İGSAŞ Genel Müdürü Turan Tok da gübre sektörü adına teyit etmişti.
Tok, 2017 yılında 6.3 milyon ton gübre kullanımı gerçekleşirken, fiyatlardaki sert yükselişle birlikte çiftçinin bu yılki gübre tüketiminin 6 milyon tonun altında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söylemişti.
Yani riskin iki boyutu var… Çiftçiler ya ekim yapmayacak ve üretimden vazgeçecek ya da üretim yaparken ihtiyaç duyduğu gübre ve zirai ilaçları kullanmayacak.
Her iki senaryoda da tarımsal üretimde gelecek yıl bir düşüş beklentisi hakim.
Genel tabloya baktığımızda önümüzdeki sezon çiftçinin üretimden daha fazla kopma riski yüksek.
Ekilen tarım arazilerinde azalma sonucu oluşacak rekolte kaybı arz-talep dengesini bozarak fiyatlardaki oynaklığı bir üst seviyeye çıkarabilir.
Hayvancılık tarafında da tablo farklı değil.
Kesif yem tarafındaki sert fiyat artışları hala devam ederken, üreticiler fabrika yemini azaltma yoluna gitmeye başladıklarını söylüyor.
FİNANSMAN SIKINTISI BÜYÜYOR
Sıkıntı sadece kırsaldaki üretim ve çiftçi kesimiyle sınırlı değil.
Zincirin bir diğer halkası olan gıda sanayi tarafında da ciddi bir finansman sorunu yaşanıyor.
Gıda sektöründe borçların çevrilmesinde sıkıntı yaşayan bazı firmaların isimleri konuşuluyor.
Aldığımız duyumlara göre bankalarla borçlarını yeniden yapılandırmak üzere görüşmeye hazırlanan firma sayı az değil.
PAKETLEME, LOJİSTİK MALİYETLERİ DE ARTTI
Trakya bölgesinde çeltik tarlaları kadar pirincin işlenerek katma değerli hale dönüştürüldüğü fabrikaları da ziyaret ettik.
Sanayi kesimi tarladaki maliyet artışları kadar sonrasındaki sürece de dikkat çekiyor.
Özellikle son dönemde paketleme maliyetlerinin de arttığını belirten sanayiciler, nakliye/lojistik tarafında yükselen maliyetlerin raftaki ürünlere de yansımaya devam ettiğinin altını çiziyor.
Kısacası her koşulda üretmek için çabalayan tarım sektöründe karamsarlık hâkim.
Kırsalı gezdikçe gözlemlerimizi ve duyumlarımızı paylaşmaya devam edeceğiz.
İrfan Donat
Bloomberg HT Tarım Editörü
idonat@bloomberght.com