Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, ''Üçüncü çeyrekte 8,2 ve birinci çeyreğin de yukarıya revizyonundan sonra 9,6 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi Çin'i de geride bıraktı'' dedi.

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç'u ziyaret eden Bali, 2001 krizinden sonra Türk bankacılık ve sektörlerin yönetme kalitesi açısından çok önemli mesafeler aldığını belirtti.

''Bugün yönetilebilir risklerle metodolojik olarak çok gelişmiş bir sistemimiz var'' diyen Bali, bankacılığın muhataplarını, iş yaptığı tarafları hiçbir surette öngörülmeyen riskler içerisine sokabilecek bir çalışma tarzı içerisinde olmadığını belirtti.

Kur, faiz ve likidite riski ile büyüme performansı ve kredi performansında son yıllarda çok önemli oranda artan başarı gördüklerini ifade eden Bali, bunun Türkiye'yi ayrıştıran, özel sektörün de birlikte değer yaratmasına büyük ölçüde katkı sağlayan bir tablo olduğunu aktardı.

Krediler 2 katına çıktı

2000'li yılların başında toplam aktifleri içinde bankacılık sisteminin yüzde 23-24'leri civarında olan kredilerin bugün yüzde 50'lerin üzerine çıktığını ifade eden Adnan Bali, şöyle konuştu:

''En büyük borçlanıcının devlet, hazine olduğu, en kredilibitesi yüksek tarafın da aynı zamanda yine hazine olduğu bir ortamda reel sektörün finansmanı taktir edersiniz ki, kolay sağlanamazdı. Ama son 10 yıl içerisinde sektör çok önemli bir dönüşüm göstermiştir. Bütün bankalarımızın menkul kıymet yatırımlarının yerini büyük ölçüde reel sektöre verilen destekler almıştır. Türkiye genelinde ticari ve kurumsal kredilerin payı yüzde 70'in üzerine çıkmıştır.''

Bali, üreticiyi, üreteni, ticareti finanse etmeyi daha doğru bulduklarına işaret ederek, Türkiye'nin en fazla kredi veren bankası olarak ilk 3 çeyrekte yüzde 33'lük bir nakdi kredi artışı sağladıklarını bildirdi.

Bir gazetecinin ''Yılın son çeyreğinde yüzde 8,2 oranında büyüme gerçekleştiren Türkiye'nin Çin'den sonra Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğuna'' yönelik sorusu üzerine Bali, şu yanıtı verdi:

''Üçüncü çeyrekte 8,2 ve birinci çeyreğin de yukarıya revizyonundan sonra 9,6 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi Çin'i de geride bıraktı. 9,4'tü Çin. Türkiye ekonomisi bu dönemde en önemli farklılaştırıcı unsur olarak iç talebi zengin bir periyot yaşadı. Dünyada dış talep bu denli daralırken kendi pazarı bu anlamda hareketli olabilen canlı olabilen ve onu ikame etme fonksiyonu gören öyle o kadar fazla ekonomi yok. Bu Türkiye'de gelişen müteşebbis anlayışın ne seviyelere geldiğini gösteriyor.''

''Bu ülkenin şu anda sahip olduğu en önemli varlıklarından bir tanesi bu sahip olduğumuz iç dinamizm'' diyen Bali, bu iç dinamizmin geçmişte olduğu gibi sadece büyük sermaye gruplarına özgü olmadığını kaydetti.

Bali, ''Bu dinamizm büyük belli kentlerimize de yoğunlaşmış değil. Anadolu'nun bütün vilayetlerine yaygınlaşmış vaziyette. Perakendeleşen ve çoğullaşan bir yeni sermaye birikimi diye görüyorum'' dedi.

''Ekonomimizin teşvike ihtiyacı yok''

Türkiye'de, bundan sonraki dönemde çok hızlı ataklarının gerisinde bu zenginleşen, çoğullaşan, perakendeleşen sermaye birikimi ve onun yarattığı iç dinamizmin etkili olacağını ifade eden Bali, ''Ekonomimizin artık teşvike ihtiyacı yok, yeter ki engeli olmasın. Türkiye'nin kendi potansiyelinin bu tahmin edilenlerin üzerinde bir büyümeye yeteceği kanaatindeyim'' ifadesini kullandı.

Hasan Hüseyin Erkoç da, Malatya'da şu anda mevduat tutarının 2 milyar liranın üzerinde olduğunu, bunun krediye dönüşüm oranının da yüzde 90 civarında bulunduğunu anlattı.

Erkoç, ''Ama bu krediye dönüşe baktığınız zaman yüzde 47'si kurumsal, yüzde 32 bireysel, ama KOBİ'lerimizin kullanmış olduğu krediler yüzde 20'ler civarında. Türk ekonomisinin bel kemiği olan KOBİ'lerin sizler tarafından daha çok desteklenmesi gerekir'' dedi.