Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Türk Varlıklarında Satış Dalgası: Peki Neden Şimdi?

Cari açığını düşürmek için büyük mücadele veren Türkiye, 2012’de açığın finansmanını çok tartışacak gibi görünüyor. Daha yılın ilk aylarında yabancıların varlık satış planları açıklamaları bunu destekliyor. Önce yabancılar tarafından resmi olarak satışa çıkardığı varlıkların listesini yapalım:


-Citigroup’un Akbank’taki hisselerinin en az yüzde 10’u
-ArcelorMittal’in Erdemir’deki yüzde 12.5 hissesini
-Dexia’nın Denizbank’ta yüzde 99.84 hissesi
-EFG’nin yüzde 70’ine sahip olduğu Eurobank Tekfen ve Finans Emeklilik

Resmi olarak satışa çıkarılan varlıkların mevcut piyasa değerleri üzerinden toplamı (Finans Emeklilik hariç) yaklaşık 7-8 milyar doları buluyor. Citigroup, Akbank’taki tüm paylarını satmaya karar verirse buna yaklaşık 1.5 milyar dolar daha ilave edin. Ayrıca,  Finansbank yetkililerin ifade ettiği gibi piyasa koşulları olumlu olduğunda Finansbank’ın halka arzı ya da  NBG’nin kararına göre blok hisse satışı da gündeme gelebilir. Bu listeye medyada çıkan ve henüz şirketler tarafından doğrulanmamış satış haberlerine eklemiyorum bile.

Kısacası Türk varlıkları son yılların en büyük satış dalgası ile karşı karşıya…

Peki yabancıları neden Türk varlıklarını satıyor?

Birçok satınalma birleşme uzmanına göre mevcut satış haberlerinin üst üste gelmesi sadece tesadüf… Yaşananları belli yıllarda tekrarlanan satınalma-çıkış “döngü”lerden ibaret görmek gerekli…Ayrıca yabancıların zor dönemlerinde en karlı varlıklarını satması çok doğal..

Elbette aynı görüşü paylaşmayanlar da var. Örneğin iktisatçı Ege Cansen’e göre yabancılar artık potansiyel görmediğinden “hasatı” toplamanın zamanının geldiğini düşünüyor olabilir diyor ekliyor: Yabancılar armutu dalından düşmeden toplamak istiyor olabilir. Yani meyve artık olgunlaşmış olabilir…

2011’de yaklaşık 14 milyar dolar doğrudan yatırım çeken Türkiye’nin 2012’de YASED’in tahminlerine göre 15 milyar dolar doğrudan yatırım çekmesi bekleniyor. Ancak son aylardaki varlık satış haberleri ve iptal edilen özelleştirmeler nette bu rakamın tutturulamaması riskinin ufukta belirdiğini gösteriyor. Önemli bir veri daha olan satınalma-birleşme faaliyetleri de 2009’dan bu yana en kötü performansını gösteriyor. Yılın ilk aylarında Türk şirketlerine yapılan toplam yatırım 1 milyar doları buldu. Satınalma birleşme faaliyetleri hacim açısından 2009’dan bu yana en kötü yılına başladı. Aşağıdaki grafikte işlem adedindeki artışa rağmen, satınalma hacimlerindeki düşüşü görebilirsiniz.
 
İşte bu noktada önümüzdeki dönemde üzerinde sıkça tartışacağımızı düşündüğüm 3 soru önem kazanıyor:

-Türkiye, yabancıların bu kadar yoğun varlık satışı yaptığı bir dönemde cari açığın finansmanında “yabancı yatırımlara” ne kadar bel bağlayabilir?

-Bu varlıkları kim alacak, yani yabancılar mı yoksa yerliler mi ağırlıkta olacak?

-Satışa çıkan hisseler İMKB üzerinde baskı oluşturacak mı?


Kerim  Karakaya

BloombergHT Editörü

(kkarakaya@bloomberght.com)