Advertisement
HABERLER ABONE OL

Dünya Bankası tarafından hazırlanan ''Küresel Ekonomik Beklentiler: İstikrarsız Bir Dünyada Büyümeyi Yönetmek'' Raporu'na göre, ülkelerin krizlerden korunabilmek adına aldıkları tedbirleri içeren ''makroekonomik tamponlar'' tükendi ve bu durum, gelişmekte olan ülkelerin kırılganlıklarını artırıyor.

Bu nedenle gelişmekte olan ülkeler daha dengeli makroekonomik politikalara dönmeli, mali kapasitelerini yeniden oluşturmalı, kısa vadeli borç risklerini azaltmalı ve 2008/09 krizi sırasında daha esnek bir şekilde tepki vermelerine olanak tanıyan türdeki tamponları yeniden oluşturmalı.

Dünya Bankası tarafından hazırlanan ''Küresel Ekonomik Beklentiler: İstikrarsız Bir Dünyada Büyümeyi Yönetmek'' Raporu'ndan derlediği bilgilere göre, Avro Bölgesi'ndeki ekonomik sıkıntılar ve bu sıkıntıların doğurduğu endişelerin yeniden ateşlenmesi, dünyanın dört bir yanındaki finansal piyasalarda gerginliklere yol açtı.

Bu gerginliklerin de ülkelerin büyümeleriyle ilgili ciddi soru işaretlerine neden olduğu vurgulanan rapora göre, Avro Bölgesi'nde piyasaların yeniden gerilmesi, 2008/09 krizinden sonraki etkilerin henüz tamamen ortadan kaybolmadığını hatırlatıyor.

Gelişmekte olan ülkelerdeki borç düzeyleri daha düşük olmasına rağmen, Ürdün, Hindistan ve Pakistan gibi bazı ülkelerin 2020 yılına kadar borçlarını gayrisafi yurtiçi hasılalarının (GSYH) yüzde 40'ı düzeyine düşürebilmeleri için yapısal mali açıklarını azaltmaları gerektiği vurgulanırken, bankacılık sektörü kaldıraç oranının azaltılmasının, büyümeyi ve gelişmekte olan ülkelere sermaye akışlarını sınırladığına da dikkat çekildi.



-''Gelişmekte olan ülkeler önemli bir rol oynamaya devam edecek''

Raporda, gelişmekte olan ülkelerin kriz sonrası süreçte küresel büyümenin önemli itici güçleri olduğuna ve küresel ithalat talebindeki artışın ve GSYH artışının yaklaşık yüzde 50'sini oluşturduğuna da yer verildi.

Bu ülkelerin önemli bir rol oynamaya devam etmesinin beklendiği aktarılan raporda, şunlar kaydedildi:

''Bununla birlikte daha büyük ve daha hızlı büyüyen ekonomilerin çoğu, potansiyellerine yaklaşmış veya potansiyellerini aşmıştır. Bu durum küresel büyümeyi eskisi kadar sürükleyemeyeceklerini göstermektedir. Artan gerginliklerin 2012 yılında Avro Bölgesi'ndeki büyümeyi yüzde 0,2 azaltması beklenebilir. Gelişmekte olan ülkelerin büyümesi üzerindeki doğrudan etki daha az olacaktır ancak artan piyasa endişelerinin, azalan sermaye girişleri ile yüksek gelirli ülkelerdeki mali konsolidasyonun ve bankacılık sektörü konsolidasyonunun 2012 yılında büyümeyi zayıflatması beklenmektedir.''



-''Koşullarda keskin bir kötüleşme ihtimal dışı değil''

Küresel ekonomi için en olası gerçekleşmenin, mevcut gerginliklerin kademeli olarak gevşemesi olmakla birlikte koşullarda keskin bir kötüleşmenin tamamen ihtimal dışı bırakılamadığına dikkat çekilen raporda, ''Bu durumun gerçekleşmesi halinde, gelişmekte olan ülkeler böyle bir krize çok daha zayıf bir makroekonomik temelle girecekleri için 2008/09 krizinde olduğu gibi hızlı bir şekilde toparlanamayacaklardır. Örneğin, ortalama olarak, gelişmekte olan ülkelerin bütçe açıklarının GSYH'ye oranı 2007 yılına göre 2,5 puan daha yüksektir ve bu durum ciddi bir kriz halinde mali teşviklerle müdahale etme olanaklarının çok daha az olacağını göstermektedir'' denildi.