Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Türkiye son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. Barajlarda su seviyeleri yüzde 20 civarına kadar gerilerken, yeterli yağış alamayan bölgelerde sıkıntılar baş göstermeye başladı.

Küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri nedeniyle son derece değerli olan suyun temini ve tüketimi artık stratejik önem kazanıyor. Böyle bir ortamda su kaynaklarımıza yönelik tasarruf tartışmaları yaşanırken, su kayıp-kaçak oranı dikkat çekici boyutta. Aslında kayıp-kaçak oranı denilence akla ilk etapta’ kaçak elektrik kullanımı’ geliyor. Bu soruna kimse yabancı değil. Ama bugün değineceğimiz konu yine herkesi çok yakından ilgilendiren sudaki kayıp ve kaçaklar.

- İçme suyunun %43’ü musluklara ulaşmadan kayboluyor     

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın araştırmalarına göre içme suyunun yüzde 43'ünün musluklara ulaşmadan kaybolduğu belirtiliyor. Miktar olarak söylemek gerekirse 2 milyar metreküp su kaybı yaşıyoruz.
Bu konuda en fazla kaybın yaşandığı bölge yüzde 56,7 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 56,1 ile Doğu Karadeniz bölgeleri. En düşük kayıplar ise yüzde 33,3 ile Doğu Marmara ve yüzde 38,7 ile İstanbul bölgelerinde görülüyor.

- Avrupa’da kayıp-kaçak oranı %10 seviyelerinde

Bizde ortalama yüzde 43'e tekabül eden sudaki kayıp oranı, gelişmiş ülkelerde yüzde 10 seviyelerinde. Bu açıdan bakıldığında kuraklığı ve su tasarrufunu konuştuğumuz şu günlerde Türkiye’nin su kayıp-kaçak oranı oldukça yüksek seviyede.

TÜİK verilerine göre, Türkiye'de 2012'de belediyelerce içme ve kullanma suyu şebekesiyle dağıtılmak üzere 4,9 milyar metreküp su çekilirken, bunun 2 milyar metreküpten fazlası nihai kullanıcıya ulaşmadan kayboluyor. Peki suda kayıp-kaçak nasıl yaşanıyor?

Yetkililer, tıpkı elektrikte olduğu gibi şebekelere kaçak boru hattı çekilmesi, arızadan kaynaklı kaçak ya da su saatlerinde yapılan hileler gibi farklı yollarla suda kaçaklar yaşandığını söylüyor. Ama bunun payı çok yüksek değil. Asıl pay, kayıp kısmında.

Ömrünü tamamlamış, eskiyen altyapı boru ve bağlantılarında meydana gelen kırık, çatlak, bağlantı hataları ve patlayan borular yüzünden tüketici sayıcına ulaşana kadar büyük oranda su kayıpları yaşanıyor.
Bu boru hatlarında oluşan kayıplar eğer tespit edilemez, yukarıya da herhangi bir sızıntı vermezse su kayıp ve kaçağının nereden olduğunu bulmak da oldukça zor.

Bu konuda geçtiğimiz ay bir açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Cumali Kınacı, içme-kullanma suyu şebekelerinde yaşanan kayıp kaçakların kuraklık üzerinde doğrudan etkisi bulunmadığını ancak kuraklığın su kaynakları üzerinde yaptığı baskılar dolayısıyla bir etkileşimin söz konusu olduğunun altını çiziyor.

- Barajlarda su seviyesi %20 civarında

Türkiye'de bu denli yüksek su kayıplarının kabul edilebilir seviyelere çekilebilmesi için altyapı yatırımları ile kontrol ve izleme sistemlerine ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Kınacı, "Türkiye’de kişi başına günlük su tüketimi ortalama 170 litre olarak kabul edildiğinde ve bir yılda 2 milyar metreküp suyun şebekelerde hiç kaybı olmayacağı varsayıldığında, Türkiye'nin en az 157 günlük içme-kullanma suyu ihtiyacını karşılayabileceği görülüyor" diyor.

Barajlarda su seviyelerinin yüzde 20’lerde olduğu şu günlerde 157 günün önemi sanırım daha net anlaşılıyor.
Önceki gün görüştüğümüz Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkilileri, bu konuda önümüzdeki yıl itibariyle envanter çalışmaları yaparak söz konusu kayıp-kaçak miktarlarının da hangi unsurlardan kaynaklandığını daha net bir şekilde tespit etmeye hazırlandıklarını söylüyor.

Yetkililer, Türkiye’de görülen su kayıplarının kabul edilebilir seviyelere çekilebilmesi için altyapı yatırımları ile kontrol ve izleme sistemlerine ağırlık verilmesi gerektiğini de belirterek bu konuda çalışmaların sürdüğünü anlatıyor.

-  Türkiye’nin tüketilebilir su potansiyeli 112 milyar metreküp

Orman ve Su İşleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin toplam 112 milyar metreküp seviyesinde tüketilebilir su potansiyeli var. Bunun 44 milyar metreküpe ulaşan toplam kullanımının ise %15’i içme suyu, yüzde 11’i sanayi ve %73’ü ise tarım sektörüne gerçekleşiyor. Bu açıdan su kaynaklarının etkin kullanımı ve yönetimi, sürdürülebilir kalkınma ve gıda güvenliği için stratejik önem arz ediyor.     

Bu konuda Dünya Bankası’nın 2009'da yayımlanan raporunu da hatırlatmakta fayda var. Rapora göre, 21. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa ve Orta Asya Bölgeleri’nde ekstrem iklim olaylarına en çok maruz kalacak üçüncü ülke Türkiye olacak.

-Peki Türkiye, bu tür senaryolara ne kadar hazır?

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca iklim değişikliği ve eksik altyapılar nedeniyle yaşanan su sıkıntılarına dikkati çekmek, su yönetim politikalarını tartışmak, kayıp ve kaçak su konusunda çözümler üretmek amacıyla İstanbul'da 28 ve 29 Ağustos'ta "Su Kayıp ve Kaçakları Forumu" düzenlenecek. Umarız söz konusu forum teoriden ziyade pratikte adım atmaya yarayacak bir oluşuma öncülük eder.

- ‘Su tasarrufu’na yönelik kamu spotu hazırlanıyor

Bu arada son bir not. Kuraklığın sıkça konuşulduğu, su kesintilerine yönelik endişelerin arttığı bir ortamda Orman ve Su İşleri Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı ‘Su tasarrufu’ konulu bir kamu spotu hazırlığında. Şu anda senaryo alternatifleri üzerinde çalışmaların sürdüğü belirtiliyor. Umuyoruz ki sular kesilmeden kamu spotu yayına yetişir.  

Bloomberg HT Editörü

İrfan Donat

idonat@bloomberght.com