Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Amerikalı ekonomistler, odağında ABD Başkanı Donald Trump’ın yer aldığı siyasi çalkantıların, ülke ekonomisine ilişkin belirsizliği artırmasına karşın yeni bir resesyona yol açmayacağını düşünüyor.

Trump'ın, sürpriz bir zaferle çıktığı seçimler sonrasında başkanlık koltuğuna oturmasının ardından geçen 6,5 ayda ABD gündemini yeni yönetimi çevreleyen krizler belirledi.

Rusya’nın seçimlere Trump lehine müdahale ettiği iddiaları, Trump’ın eski FBI Direktörünü görevden alarak “adaleti engellediği” görüşleri, Trump’ın oğlunun Ruslara görüştüğünün ortaya çıkması, Beyaz Saray’da yapılan üst düzey kadro değişiklikleri ve Cumhuriyetçilerin sağlık reformunda yaşadığı hezimet, ülkeyi “siyasi çalkantılar girdibına” sürükleyen gelişmeler arasında öne çıkanlardı.

Bunlara ilaveten, Trump’ın tarihsel açıdan yeni başkanın “balayı dönemi” olarak değerlendirilen ilk 6 ayda önemli seçim vaatlerinin çoğunu gerçekleştirememesi, yeni yönetimin performasına yönelik soru işaretlerini beraberinde getirdi.

Washington'daki siyasi çalkantıyla artan belirsizliklerin uzun süredir ağır aksak büyüyen ülke ekonomisini nasıl etkileyeceği ise büyük merak konusu...

“Sağlık sektöründeki karmaşanın ekonomiye etkisi büyük olacak”

AA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Johns Hopkins Üniversitesi Ekonomi Profesörü ve Cato Enstitüsü Direktörü Steve Hanke, Trump yönetiminin sağlık sigortasındaki karmaşayı gidermemesi ve vergi reformunu çıkarmaması halinde ekonominin zayıf kalmaya devam edeceğini söyledi.

Ronald Reagan döneminde Beyaz Saray Ekonomik Danışmanlar Konseyi'ne liderlik yapan Hanke, son 6 ayda ekonomi alanında önemli bir ilerleme kaydedilmediğini vurgularken, özellikle sağlık sigortasındaki belirsizliğin ekonomiyi tehdit ettiği uyarısında bulundu.

“Obamacare’i tamir ya da iptal etmedikleri için nispeten kısa vadede büyük bir sorunla karşı karşıya geleceğiz” diyen Hanke, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda yaşanan belirsizlik, sağlık sigortası maliyetlerini yukarı çekiyor ve sigorta şirketleri bazı bölgelerden çıkıyor. Obamacare adeta pimi çekilmiş el bombası gibi… Bu büyük bir problem çünkü sağlık hizmetleri küçük bir sektör değil. Amerikan ekonomisinin önemli bir parçası, Amerikalılar sağlık hizmetlerine çok para harcıyor. Dolayısıyla sağlık sektöründe yaşanan karmaşanın ekonomiye etkisi büyük olacak.”

ABD hükümetinin resmi verilerine göre, ülkede sağlık sektörü 2015 yılı itibariyle 3,2 trilyon dolarla gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 18’ini oluşturdu.

“Yatırımlar zayıf kalmaya devam eder”

Hanke, Trump yönetiminin en büyük seçim vaatlerinden vergi ve altyapı reformları konusunda da kayda değer ilerleme kaydetmediğine işaret etti.

“Altyapıya büyük yatırım yapacakları sözünü verdiler ancak hala planlarının ne olduğunu bilmiyoruz çünkü gerçekte doğru düzgün bir planları yok” ifadelerini kullanan Hanke, ülkenin ihtiyaç duyduğu vergi reformuna yönelik belirsizliğin de devam ettiğinin altını çizdi.

Hanke, ekonomik politikalara yönelik soru işaretlerinin firmaların yatırım ve istihdam gibi önemli kararları vermesini zorlaştırdığını anlatırken, şunları kaydetti:

“Eğer yeni bir vergi reform çıkarılmazsa, sağlık sigortası karmaşası pozitif şekilde çözülmezse ve altyapı yatırımları hayata geçirilmezse, uzun süredir düşük seyreden yatırımlar Trump döneminde zayıf kalmaya devam eder.”

Diğer taraftan, ekonomilerde resesyona mali politikalardan ziyade parasal politikaların yol açtığını vurgulayan Hanke, ABD Merkez Bankasının (Fed) sıkılaştırma adımlarını doğru atması halinde ülkenin durgunluğa girmeyeceğini dile getirdi.

Hanke, bununla birlikte Trump yönetiminin, finansal regülasyonları kaldırmaya yönelik girişimlerinde başarı sağlaması durumunda resesyon ihtimalinin, ekonomideki para arzının artması vesilesiyle düşeceği öngörüsünü sözlerine ekledi.

“Belirsizlik borç tavanı müzakereleriyle yükselebilir”

Northwestern Üniversitesi Finans Profesörü Steve Baker ise AA muhabirine yaptığı değerlendirmede son 6-7 ayda artan belirsizliğin yükselmeye devam edeceği tahmininde bulundu.

“Ekonomik Politikalarda Belirsizlik Endeksi”ni hesaplayan üç ekonomistten biri olan Baker, ABD Kongresi ve Beyaz Saray arasındaki tıkanıklığın gündemdeki önemli düzenlemelerin önünü kestiğini vurguladı.

Baker, “Özellikle ticaret, regülasyonlar ve sağlık sigortası açısından kayda değer ölçüde belirsizlik var. Yükselen belirsizlik nedeniyle ilgili sektörlerdeki firmalar yatırımlar ve işe alımlar gibi konularda atacakları adımları öteleyebilir” değerlendirmesini yaptı.

Ayrıca, ülkede federal borç limitinin temerrüde düşülmeden yükseltilmesi için zamanın daraldığına işaret eden Baker, “Araştırmalarımız kategorik belirsizliğin önemli tarihlerden önce artığını gösteriyor. Dolayısıyla borç limitiyle ilgili müzakereler belirsizliğin daha yükselmesine neden olabilir” ifadelerini kullandı.

Baker, bununla birlikte Kongrenin borç limitini yükseltmek konusunda başarılı olacağı öngörüsünde bulunarak, “Borç tavanının ekonomi için sorun teşkil edeceğini sanmıyorum” dedi.

Diğer taraftan, jeopolitik gerilimlerin son dönemde güçlendiğine işaret eden Baker, Kuzey Kore ve Rusya'yla ilişkilerin ve düşük de olsa nükleer saldırı tehdidinin yakın vadede risk oluşturduğunu kaydetti.

“Ekonomi, siyasi çalkantı, politikaları etkilemediği sürece direncini korur ”

Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi ise Trump yönetimine yönelik krizlerden kaynaklanan belirsizliğin şimdilik ekonomik aktivitilere kayda değer etkisi olmadığını dile getirdi.

“Washington’da yaşanan siyasi çalkantı ekonomik politikalarda bir yanlışa yol açmadığı sürece Amerikan ekonomisinin direncini koruyacağını düşünüyorum” ifadelerini kullanan Zandi, buna karşın, siyasi çalkantıların politikaları etkilemesi ihtimalinin bulunduğuna işaret etti.

Zandi, “Eğer Trump yönetimi ve Kongre bütçede anlaşmaya varamazsa ve hükümetin kapanması söz konusu olursa, bu ekonomi için sorun yaratır. Ayrıca, borç tavanını yükseltmek konusunda anlaşamazlarsa bu piyasalar ve ekonomi için çok zararlı olur” dedi.

AA