Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Görüş Başbakan'ın ve piyasaların ortak kaderi

Başbakan'ın ve piyasaların ortak kaderi

Giriş: 04 Temmuz 2013, Perşembe 09:42
Güncelleme: 04 Temmuz 2013, Perşembe 09:42

Portekiz'deki siyasi gelişmeler Euro'nun değer kaybını ve doların değerlenmesini getirdi. Doların artışı gelişen ülke kurlarına ve faizlerine baskı yaptı, borsalarını düşürdü. Piyasanın havası yeniden bozuldu.

Dış etki yanında içeride haziran ayı enflasyonu kötü geldi. Gıda ve ulaştırma kalemlerinin etkisiyle enflasyon yüzde 0.76 arttı. Geçen yılki haziran verisi yüzde -0.90 olunca, yıllık enflasyon yüzde 6.51'den yüzde 8.30'a yükseldi. Yıl sonu yüzde 5.3'lük hedefe karşı altıncı ayda yüzde 4'e ulaşıldı. Geriye 1.3 puan ve 6 ay kaldı. Artık mucize olması gerekir.

Enflasyon karşısında reel getirişi olan tek yatırım aracı döviz. Kur sepeti reel yüzde 2.9 arttı. En çok kayba yüzde 23.4'le altın ve yüzde 12 ile banka hisseleri uğradı.

ÜRETİCİ FİYATI ETKİSİ: Üretici fiyatlarının son iki aydır hızlı artması da bir başka

olumsuzluk kaynağı. Yıllık yüzde 1.73'ten yüzde 5.23'e çıkan üretici fiyatları bundan sonra tüketici fiyatlarının düşmesine pek yardımcı olamayacak. Tüketici fiyatlarına geçişkenliğin düzeyini ise iç talep belirleyecek.

KUR ETKİSİ YOK: Haziran enflasyonun sıçramasına piyasaların oldukça sert tepki vermesini, henüz dövizdeki artışın enflasyona geçişkenliğinin başlamamasına bağlamak mümkün. Haziranda sepet kur yüzde 7 arttı. Son yıllarda kurdan enflasyona geçişkenlik yüzde 15 civarında hesaplanıyor. Buna göre yüzde 7 kur artışının bir yıllık sürede enflasyonu toplam yüzde 1 artırması beklenebilir. Bu artışın temmuzdan itibaren rakamlara girmesi mümkün.

İKİ POZİTİF ETKİ: Bu iki olumsuz gelişmeye karşılık önümüzdeki dönemde enflasyonu emtia ve enerji fiyatlarının gerilemesi pozitif etkileyebilir.

Yılın ikinci yarısında yüksek baz etkisinin devreye girecek olması da, ikinci olumlu gelişme. Bu iki gelişme, enflasyonu düşürücü ve dengeleyici rol oynayacak.

2. YARIDA BEKLENEN: Ancak ikinci yarıda enflasyon daha çok kurun düzeyine bağlı seyredebilir. Kurun düzeyi de sermaye hareketlerine bağlı. Çıkış yönündeki hareketler kuru yukarı iterken, sermaye girişleri TL'yi değerlendirecek. Sistem serbest dalgalı kur rejimi. Sermayenin çıkışı kuru

artırıp faizi yükseltirken, aynı zamanda varlık fiyatlarını aşağı çekecek ve bir aşamada Türkiye

ypeiynaidsaelnarını cazip hale getirebilecek.

Alımlar geldiğinde ise kur yeniden düşecek. Bu, bir tür otomatik dengeleyici gibi çalışacak.

KARŞILIKLI BAĞIMLILIK: Yılın ikinci yarısında Başbakan Erdoğan'ın ne ölçüde toparlayıcı olacağı da, dalgalanmaların boyutunu belirleyecek. Toparlayıcılık yanında ekonomide yeni bir hikâye yaratılabilirse bundan Başbakan da, piyasalar da kazançlı çıkabilir. Yoksa üç seçim sürecinin etkisiyle büyüme ivme kaybedebilir, enflasyon yükselebilir ve varlık fiyatları baskı altında kalabilir. Piyasalar ve Başbakan böylesine karışık bir bağımlılık içinde.

SONUÇ: "Bana istediğimi ver, sen de istediğini alırsın." Adam Smith