Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, memura ve emekliye verilecek yüzde 4+4'lük zammın, 2012 bütçesine ek yük getireceğini söylemiş. Gerekirse önlem alınabileceğini ifade etmiş.
Baştan söyleyeyim, Sayın Bakan haklı.
İlk dört aylık bütçede, gelir tarafında sıkıntı işaretlerinin olduğuna daha önceki yazımda değinmiştim. Vergi gelirlerinde geçen yıl görülen performansın nedeni ekonomik canlılık ve 6111 sayılı Yeniden Yapılandırma Yasası'nın etkileriydi. Bugün ekonomik büyüme ivme kaybediyor. Beklenmeyen bir gelişme değil. Merkez Bankası bile "yumuşak inişi" sağlamaya yönelik politikalar izliyor.
Ancak aşağıda ele alacağım dış ticaret rakamları, özellikle ithalattaki azalma, vergi gelirlerindeki düşüşün beklenenden daha hızlı olabileceğine işaret ediyor.
Yeniden Yapılandırma Yasası'nın beklenen performansı göstermediği, TBMM'de görüşülen kanun tasarılarındaki "affın affı" maddesinden anlaşılıyor. 6111 sayılı yasanın sağladığı taksitli ödeme şartlarına uymayanlara bir kez daha af getiriliyor. Anlaşılan Maliye Bakanlığı gelir kaybına tahammül edebilecek durumda değil. Hem de bir yanda bedelli askerlik, 2B arazisi gelirleri gibi vergi dışı gelirler varken.
Harcamalardaki sorun ise bilinen bir gerçek, esneklik kalmadı. Toplam bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 85'i istenince azaltılamayan kalemlerden oluşuyor. Bakanlık, "Beklediğim kadar gelir toplayamayacağım, bu nedenle kusuruma bakmayın ödenekleri kısacağım" diyemiyor. Aksine bir de TBMM'nin verdiği harcama yetkisinin üzerindeki personel giderleriyle karşılaşıyor.
İlave yükün bir bölümünü yedek ödeneklerden karşılaması mümkün. Yetmezse, ya ek önlem alınacak ya da Hazine borçlanmayı artıracak. Geçmiş örnekler ek borçlanmaya gidileceğini işaret ediyor.



Dış ticarette altın ve mücevherat rakamlarına dikkat


İlk dört aylık ithalatta yavaşlama var. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8'lik bir küçülme var. İhracatın seyri aynı değil. O tarafta, aksine bir gelişme dikkat çekiyor. Büyüme yüzde 7 kadar. Böylelikle dış ticaret açığı beklenenden daha iyi.
İthalattaki yavaşlama böyle devam ederse ve sermaye hareketlerinde beklenmedik bir gelişme olmazsa, cari açık rakamları da iyileşecek. Ancak madalyonun bir de bütçe ve büyüme tarafına da bakmak gerekiyor. İthalat ekonomik büyümenin öncü göstergelerinden biridir. Görünen o ki, ekonomik büyüme, yılın birinci çeyreğinde olduğu gibi ivme kaybetmeye devam ediyor.
İthalattaki azalma ve ekonomideki küçülme bütçe açısından da önemli. Yukarıda da değindim. İthalden alınan KDV, vergi gelirleri içinde çok önemli yere sahip, azalmaması gerekir. Buna bir de ekonomide tüketim azaldıkça, dahilde alınan KDV gelirleri de düşünce bütçe gelirlerinde hedef tutmaz.
Öte yandan, dış ticaretteki durumu daha iyi anlayabilmek için biraz detaylara bakmak gerekiyor. Nisan ayında en dikkat çeken gelişme, altın ihracatı. Bir ayda, sadece İran'a 1.2 milyar dolarlık ihracat yapılmış. Konuyu birkaç açıdan ele almakta yarar var. Birincisi, İran halkı veya devleti neden bu kadar altın alıyor? Acaba savaş senaryolarına yönelik gelişme mi var?
İkincisi, altın ve mücevher rakamlarını çıkarıp dört aylık dengeye bakınca ithalatın geçen yıla göre çok değişmediğini, buna karşılık ihracattaki artışın yarı yarıya düştüğünü söyleyebiliriz.
Üçüncüsü, altın içeride çıkan bir maden değil. Nisan 2011-Nisan 2012 arasında, toplam ithalatımız 7 milyar dolardan fazla. İhracatımız ise 6.4 milyar dolar. Dışarıya daha fazla satmak, döviz dengesini olumlu etkiliyor. Ancak, ithalatın büyüklüğü Türkiye'de de altına talebin çoğaldığını gösteriyor. Bu da önemli, çünkü bizde hanehalkı genellikle, ekonomide stresli günler yaklaşırken altına olan talebini yükseltir.

Advertisement