Advertisement

Özellikle son krizden sonraki dönemde, NHN kalemindeki hareketler ve ülkeye gelen dövizin yüksekliği dikkat çekiyor. Konunun, ödemeler dengesi finansmanında şüpheli, sürdürülebilirliği tartışmalı bir kalem olması nedeniyle, Merkez Bankası iki not yayımladı. NEKAM TCMB’ye göre, nedenlerden birisi “Yurt İçi Yerleşiklerce Net Efektif Karşılığı Açılan Mevduat” (efektif karşılığı açılan mevduat – efektif karşılığı kapatılan mevduat) (NEKAM). Tanımı birkaç örnekle açalım. Turistler ve diğer yabancı ziyaretçiler Türkiye’ye geldiklerinde nakit dövizle yaptıkları bazı harcamalar NEKAM için bir örnek. Bir turistin Antalya’da, Bodrum’da cebinden nakit olarak yaptığı harcamalardan elde edilen gelir, sanki sizin dövizle yaptığınız harcama gibi değerlendiriliyor ve bankalarda döviz tevdiat hesapları (DTH) olarak gösteriliyor. Başka bir örnek; yurtdışında yerleşik Türk vatandaşlarının ülkeye geldiklerinde açtırdıkları yabancı para hesapları. Almanya’dan, Belçika’dan tatile gelen, cebinde nakit Euro bulunan TC vatandaşları, bankaya gidip vatandaşlık numaralarıyla, bankada dövizin kaynağı sorulmadığından DTH açılıyor. TCMB bu tür işlemlerin NEKAM içinde önemli yer tuttuğunu söylüyor. Sadece bu değil. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın dövizli işlemlerinden kaynaklanan başka işlem daha var. Daha önce TCMB’de yüksek faiz elde edebilmek için tuttukları döviz mevduatlarını, bankanın faizleri düşürmesiyle birlikte, yurtiçindeki bankalara DTH olarak yatırmaya başlamışlar. Yanı sıra yurtiçinde yerleşiklerin yastık altında tutulan dövizlerini, kur yükselince veya TCMB’nin deyimiyle “mali af gibi uygulamalarla bankacılık sisteminde kayıt altına alınması” durumunda da NEKAM büyüyor. NHN kalemini etkiyor.

YERLİLERİN DIŞARIDAKİ MEVDUATLARI
Merkez Bankası’nın NHN konusunda yayımladığı son notu daha da ilginç. Notta aynen şöyle deniyor; “Türkiye’de yerleşik kişiler, bankalar vasıtasıyla yurtdışına serbestçe Türk parası ve döviz transfer edebilmektedirler. Öte yandan, yine bu çerçevede değerlendirilmek üzere, 2008 yılından başlayarak ihracat bedellerinin yurda getirilme zorunluluğu kaldırılmıştır. Bu durum, yurtiçi yerleşiklerin yurtdışında tuttukları mevduatların miktar olarak artmasına neden olurken, özellikle kriz zamanlarında bu hesaplarda ortaya çıkan hareketlenmeler de ödemeler dengesi istatistiklerinde sermaye hareketlerinin önemli bir belirleyicisi durumuna gelmiştir.” Diğer bir deyimle ihracatçılar ve döviz getiren bir iş yapanlar, kazandıkları dövizi yurda getirmek zorunda değiller. Dışarıda tutulan ve istendiğinde Türkiye’ye getirilebilen bu paralar, 60 üyeli Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) ülkelerinin bankalarındaki işlemlerden kaynaklanıyorsa TCMB kayda alabiliyor. Ödemeler dengesinde, yurtdışında tutulan mevduatın artması veya azalması olarak gösteriyor. Örneğin Merkez Bankası, 2008 başından 2012 Mart ayına kadar bu kalemden net 11 milyar dolarlık giriş olduğunu belirtiyor. Konunun NHN kalemini etkileyen tarafı, BIS üyesi olmayan ülkelerdeki bankalarla yapılan döviz transferleri. Komşularımızdan Rusya, Yunanistan ve Bulgaristan; Ortadoğu’da sadece İsrail ve S. Arabistan; Afrika’da ise Cezayir ve G. Afrika Cumhuriyeti BIS üyesi. Bunların dışındaki ülkelerde tutulan paralardan kaynaklanan döviz girişleri mevduat olarak gösterilemeyince, NHN kalemine atılıyor. Sorunun özü çok net olarak ortaya çıkıyor. Kambiyo rejimi (sermaye hareketleri) dünyanın hiçbir ülkesinde görülmediği kadar liberal, ekonomisinin büyük bölümü de kayıtdışında olunca, NHN kaleminin yüksek olması kaçınılmaz oluyor. Bunlar ve benzeri yapısal sorunlar çözülmedikçe de devam edecek.