Advertisement

2012 ve 2013 bütçelerinin büyüklükleri açıklandı. İçinde bulunduğumuz yılın bütçesindeki önemli bir konuya değinmek istiyorum. Sayın Maliye Bakanı'nın verdiği bilgiye göre; 2012 sonunda bütçe harcamaları TBMM'den geçen orijinal bütçeden 12 milyar lira daha fazla olacak. Konu ekonomik olduğundan çok özünde bir demokrasi sorunu.

SAPMALAR YENİ DEĞİL
Öncelikle bütçe sapmaları yeni bir olay değil. Önceki sapmalar genellikle beklendiği kadar gelir toplanamamasından kaynaklanırdı. Bunun genel kabul görmesinin nedeni, bütçenin gelir tarafı bir tahminler manzumesi olmasıdır. Maliye Bakanlığı ekonomik büyüme, fiyatlar, ithalat gibi bazı temel büyüklüklere dayanarak tahminler yapar. Bu konuda uzun bir deneyimi olan ilgili birim, çoğunlukla tahminlerinde muhafazakâr davranır. Yapılan hesaplar toplanabilecek geliri 100 birim gösteriyorsa, yetkililer 95 birim civarında olacağını öngörür. Şimdi nasıldır bilmiyorum. Ancak, geçmişte özellikle Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı (şimdiki Kalkınma Bakanlığı) uzmanları ve Hazine'nin ilgili birimleri de gelir tahminleri yapardı. Bir bölümü henüz bürokraside bulunan DPT uzmanlarının konuya bakışı, mevzuat yerine ekonomik değişkenleri esas alan yaklaşımları benim için çok öğretici olmuştur. Bu tartışmalardan çok yararlandığımı belirtmek isterim.
Kısacası gelirler her zaman tartışmaya açık tahminlerdir. Dolayısıyla gelirlerden sapma olmasını doğal karşılamak gerek. Büyüme ve ithalat beklenenden az olunca gelirlerde sapma yaşanması kaçınılmaz oluyor. Harcamaları tutamazsanız, bütçe açığı büyüyor. Ardından makroekonomik dengeler, açığın büyüklüğüne bağlı olarak, olumsuz etkileniyor.

MECLİS'İN VERDİĞİ YETKİ AŞILIYOR
Ancak harcamalar için aynı şey kesinlikle söylenemez. Bu köşede defalarca yazdım. Dünya parlamenter demokrasi tarihi 1215 Magna Carta'dan başlatılır. İngiliztere Kralı'nın düzensiz ve belirsiz harcamalarından bıkan asilzadelerin isyanını bastırabilmek için kral, yetkilerinin bir bölümünü onlarla paylaşmaya razı olmuştur. Ne kadar gelir toplayacağını ve harcama yapacağını zenginlere önceden soracağına söz vermiştir.
Konuya parlamenter demokrasi açısından bakınca, gelişmiş demokrasilerde bütçe hakkı parlamentonun en temel hakkıdır. Hükümetlerin ne kadar ve nereye harcama yapacaklarını parlamento belirler. Eğer yıl içinde, önceden bilinemeyen zorunlu nedenlerle bütçe yetersiz kalırsa, ek bütçe yapmak, şeffaflığın, hesap verebilirliğin ve parlamenter demokrasinin esaslarındandır.
Bununla beraber, geçmiş yıl uygulamalarından farklı olarak, son yıllarda gelirlere bakılmaksızın, bütçede ödenek üstü harcama yapmak bir alışkanlık haline geldi. Geçen yıl bunun üzerinde pek durulmadı. Çünkü gelir performansı tahminlerden çok iyiydi. Özellikle iç talepteki canlılık ve ithalatta görülen aşırı artış dolaylı vergilerin hedeflerin üzerinde gerçekleşmesini sağladı. Normalde bu fazlalıkların borç geri ödemesi için kullanılması gerekirdi. Bunun yerine çeşitli yöntemlerle ödenekler aşılarak, harcandı.
2012 yılında durum biraz farklı. Bu yıl bütçenin gelir tahminleri tutmadı. Performans düşük. Dolayısıyla harcamalarda kısıtlamaya gidilmesi gerekirdi. Anlaşılan bakanlıklar ve ilgili kurumlar, önceki yıllardan gelen alışkanlıklarını sürdürmüşler. TBMM'nin kendilerine tahsis ettiği ödenekleri yetersiz görmüşler. Harcamaları dizginlenemiş, yetkilerini aşmışlar. Bir anlamda, yüce Meclis'in bütçe yapma hakkını, kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal etmişler.
Maliye Bakanı gelecek yıl bütçesinde bu tür bir uygulama olmayacağını ısrarla vurguladı. Seçim döneminde olduğumuz için bekleyip görelim.