Advertisement

Seçimlere hazırlık son hızla devam ediyor. Meclis’e gönderilen 2 yeni torba kanunla birçok eskiyi çağrıştıran işlem gündeme geliyor. 2001 reformlarının kamu mali disiplinine yönelik temel taşlarından kalanlar sökülüyor.

BELEDİYELER YURTDIŞINDA TAHVİL ÇIKARACAK
Taslaklardan birinde belediyelere ve bunların bağlı kuruluşlarına uluslararası tahvil çıkarma işlemi düzenleniyor. 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’da yapılan küçük bir değişiklikle, Hazine artık belediyelerin yurtdışına ihraç edecekleri tahvillere de garanti verecek. Meclis’e gönderilen Kanun taslağının madde gerekçelerinde aynen şu ifade yer almış: “Bahse konu maddede yapılan değişiklikle, yerel yönetimler tarafından Müsteşarlık garantisi altında ihraç edilecek tahvillerin geri ödemeleri için Dış Borç Geri Ödeme Hesabı kurmaları zorunlu hale getirilmiştir.” 2001 krizinin temel taşlarından olan kamu mali disiplini ve onun mihenk taşı olan 4749 sayılı Kanun, bu değişiklik kabul edilirse hayati bir darbe daha yiyecektir. Üzerinde durulması gereken ilk olgu, belediyelere yeni borçlanma olanağının yolunun açılmasıdır.

Bunun yaklaşan seçimler için yapılacak harcamalardan başka bir açıklaması olmalı. Çünkü Hazine tüm yerel yönetimlerin dış kaynak gerektiren projelerine zaten ya dış kredi buluyor ya da garanti veriyor. Ancak tahvil ihracının, proje finasmanından önemli bir farkı var. Proje finansmanı için alınan borcu yerel yönetimler özellikle o projenin giderleri için kullanabilirler. Buna karşılık tahvil çıkararak borçlandıkları parayı istedikleri yerde harcayabilirler. Geri ödeme zamanı gelincede Hazine’ye bir mektup yazıp sorumluluktan kurtulup yükü bütçeye yıkabilirler. “Kanun böyle bir şey demiyor, ödeme kurallarını belirliyor” diyenler varsa Hazine alacak verilerine bakabilirler.

GÖREV ZARARLARI BÜYÜYECEK
Aslında taslakta ne ararsan var. Ben ikinci önemli gördüğüm konuya değineyim. Günümüzde KİT’ler verilen görevden dolayı zarar ettiğinde bütçeden ödenecek miktar hesaplanırken maliyetler esas alınıyor. Satış maliyetinin üzerine yüzde 10 kâr payı konarak hesap yapılıyor. Önerilen değişiklikle bunun yerine satış fiyatı dikkate alınarak hesaplama şekline geçilecek.

Aradaki fark önemli, bir örnekle açıklayayım. KİT’in zarar etmesi istenen malın maliyeti 80 lira, satış fiyatı 100 lira olsun. Görev verilen üründen 1000 birimin 70 liradan satıldığını kabul edelim. Çok kaba bir hesap yaparsak, zarar eden KİT’in Hazine’den alacağı bugün 18 bin lira olacak. Eğer yeni sistem gelirse, bütçeden alacağı para 30 bin liraya çıkacak. En çok görev verilen KİT’lerin başında Toprak Mahsulleri Ofisi ve T. Kömür İşletmeleri geliyor. Biri çiftçiden hububat alımında diğeri muhtaç ailelere kömür dağıtımında zarar ediyorlar. Bu tür uygulamaların seçimler için önemini biliyoruz.

TARIM SATIŞ KOOPERATİFLERİ BORÇLARINA YENİ AF
Başka bir yasa taslağıyla yeniden tarımsal destekleme kapsamına alınan Birliklerin Hazine’ye olan borçları, bu taslaktaki maddelerle bir kez daha yapılandırılıyor. Bu kaçıncı borç yapılandırmasıdır hatırlayamıyorum. Ama görünen o ki; bütçeden kaynak kullanan kooperatifler yine borçlarını ödeyemez hale gelmişler. Medyaya göre gündemdeki YİD projelerine yaklaşık 100 milyar lira kadar Hazine garantisi verilecek.

Bunlara bir de belediye tahvillerini ekleyince koşullu yükümlülüklerin boyutu büyüyor.

Son söz: Bugün bol kepçe Hazine garantisi eken yarın fırtına biçer.

Düzeltme: Önceki yazımda, dünya türev ürünlerinin toplam itibari değeri 1.4 katrilyon dolar yerine 1 trilyon 400 milyar dolar olarak yazılmış. Gazetedeki arkadaşlar rakamı yanlış yazdığımı düşünmüşler.