Advertisement

Şubat ayı bütçe rakamlarına bakarak, yılın geneline yönelik çok erken bir değerlendirme yapılamaz. Ancak gelir ve gider rakamlarının detaylarına bakınca, gelişmeler gelir tarafı ticaret açığının büyüyebileceğine işaret ediyor. Harcama tarafında faiz dışı harcamalardaki hızlı artış dikkat çekiyor.

İTHALDEN ALINAN KDV VE ÖZELLEŞTİRME GELİRİ ARTMIŞ
Geçen yıl işlemleri yapılmasına rağmen bütçe kaydı bu yılın başında yapılan 4.5 milyar liradan fazla özelleştirme gelirlerinin iki aylık bütçeye büyük etkisi görülüyor. Toplam bütçe gelirlerinin neredeyse yüzde 7’si bu kalemden gelmiş. Ayrıca 2012 senesinden farklı olarak dahilde alınan KDV artışı da büyük. Yüzde 27’den fazla artış, eğer özel bir tahsilat çabası veya idari bir önlem yoksa ekonomik aktivitenin canlanma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Bu arada benim özel önem verdiğim tahsilat konusuna değinmeden geçemeyeceğim.

Tahakkuk eden verginin yüzde 29’u tahsil edilebilmiş. Oranın düşük olmasının en önemli nedeninin, geçen yıldan gelen mahsuplar olduğunu belirtmezsem sizi eksik bilgilendirmiş olurum. Ancak daha önemlisi, ithalden alınan KDV verisinin gösterdiğine göre bu canlanma daha çok ithalata dayanıyor. Her zaman belirttiğim gibi, eğer 5.5 milyar liralık verginin tamamı şubat ayında yapılan ithalattan alındıysa, ithalat 22 milyar dolardan az olmayacak. Geçen yılın aynı ayındaki ithalat rakamının 18 milyar dolar kadar olduğunu hatırlarsak artış daha iyi görünür. Bu eğilimin devam etmesi durumunda ithalata dayalı bir büyüme ve artan bir cari açık ortamına geri dönme olasılığı yükselir.

FAİZ DIŞI HARCAMA ARTIŞI HIZLI
Bana göre bütçe rakamlarında en çok üzerinde durulması gereken rakam, faiz dışı harcamalardaki değişim. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30’a yaklaşan bir büyüme göze çarpıyor. Özellikle hanehalkına yapılan transferlerdeki artış, geçen yılın ikinci yarısından beri hızla devam ediyor. Hükümet vergi dışı gelirlerden gelen para ve faiz harcamalarındaki düşüşün verdiği harcama rahatlığını, yaklaşan seçimler nedeniyle sonuna kadar kullanıyor.

Kredi ve Yurtlar Kurumu’na yapılan transferler, tarımsal destekleme ödemelerinin öne çekilmesi, müteahhitlere olan borçlar için Karayolları’na verilen 2.6 milyar liralık yardım bunlardan bazıları. Yanı sıra sosyal güvenlik sistemine aktarılan paradaki artış da az değil. Bir yandan emeklilik ödemeleri, diğer yandan sağlık harcamalarında görülen yükseliş, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun merkezi bütçeye bağımlılığını her geçen gün artırıyor.

BÜTÇE DENGESİ OLUMLU
Bunlara rağmen eğer bütçeye piyasacı bakış açısıyla, kısa vadeli bakarsanız şimdilik bir sorun görünmüyor. İki aylık denge, geçen yılın bütçe performansıyla karşılaştırılınca, özelleştirme gelirlerinden sağlanan büyük para girişiyle olumlu. Hem bütçe 4.5 milyar lira fazla vermiş hem de faiz dışı denge geçen yılın aynı dönemine göre daha iyi. Yılın başlangıcında, özelleştirme ve ithalden alınan vergilerle sağlanan olumlu görünüş böyle devam etmeli.

Böylesi bir gelişmenin yönetilmesi, önümüzdeki dönem için “dengeli büyüme” mesajı veren Merkez Bankası açısından çok önemli. Dolayısıyla TCMB yalnız bırakılmamalı, destekleyici maliye politikası biraz daha dikkatle izlenmeli. Mali disiplinin devamı sağlanmalı. Eğer gelirlerin performansı faiz dışı harcamaların hızını yakalayamazsa yıl sonunda cari açığın yüksekliğini ve seçim yıllarında özelleştirilecek ne kadar kamu mal ve hizmeti kaldığını tartışmaya başlarız