Advertisement

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi, vergi yüzsüzlerini açıklamış. Liste oldukça uzun. Ben sadece yaklaşan belediye seçimleri nedeniyle yerel yönetimlerin borçlarına baktım. İlk on sayfaya bakınca, ilk olarak 259.5 milyon liralık borçla Kocaeli BB göze çarpıyor. Sonra Ankara EGO ve Büyükşehir Belediyesi geliyor. Ankara BB’nin toplam vergi borcu 495 milyon lira kadar. Bu rakamla ilk beşe giriyor. Onları Sakarya, Gebze, Adana BB, Sarıyer, Çankaya, İzmit, Düzce ve diğerleri takip ediyor. Veriler bana, mahalli idarelerin toplam yükümlülüklerine daha yakından bakmanın yararlı olacağını düşündürdü. Aşağıdaki tabloyu Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı verileri kullanarak hazırladım. Rakamlar 2006 yılından itibaren yayınlanmaya başlandığı için 2006 ve 2012 yıllarını karşılaştırdım.

BORÇLAR BÜYÜMÜŞ

Görüldüğü gibi, mahalli idarelerin geçen yılın sonunda toplam 49 milyar lira yükümlülüğü varmış. Bunun 16 milyardan fazlası, yüzde 33’ü, kamuya olan borçlar. Kamuya borçların içinde vadesi geçmiş, ertelenmiş veya taksite bağlanmış vergi ve diğer yükümlülüklerin toplamı 2.8 milyar lira. Sadece vergi borçları yok. Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) olan borçların toplamı 1.8 milyar. Ayrıca Hazine’ye olan borçları ise 4.7 milyar lirası vadesi geçmiş olmak üzere toplam 12.8 milyar lira. Yine tablodan devam edersek, borçların çoğu kısa vadeli (yüzde 55). Öte yandan kamuya olan borçların ağırlığı azalıyor. Buna karşılık banka kredilerinde önemli bir artış var. Kamu borçlarının kanunla, kararla yeniden yapılandırılması mümkün. Ama bankalar bu anlayışı kolay kolay göstermezler. Yanı sıra üzerinde biraz daha dikkatli durulması gereken rakam, borçların toplam gelirlere ve harcamalara olan oranı. Görünen o ki, mahalli idareler, gelirlerinin ve harcamalarının üçte ikisi kadar borçlular. Diğer bir deyimle borçlarının kısa vadede ödenmesi çok zor.

BORCA BAĞIMLI HARCAMA YAPISI

Verilerden anlaşıldığı gibi, belediyelerin gelirleri harcamalarına yetmiyor. Bu nedenle belediyeler önce vergi, sosyal güvenlik primi ve Hazine’ye olan borçları gibi kamuya olan yükümlülüklerini ödemiyorlar. Yetmeyince bir de bankalardan borç alıyorlar. Yöneticilere “Niye?” diye sormaya kalksanız alacağınız cevap, “Büyüyen şehirlerin artan ihtiyaçları” olacaktır. Kimse “ayağını yorganına göre uzatma” ihtiyacı hissetmiyor. “Eğer o belediyenin sınırları içerisinde yaşayanlar fazla hizmet istiyorlarsa, biraz da ellerini ceplerine atsınlar, harcamalara olan katkılarını çoğaltsınlar” denmiyor. Peki, belediyeler kamuya olan borçlarını ödemeyince ne oluyor? Onlardan parasını alamayan SGK, her açığı olan kamu kurumu gibi Hazine’ye gidiyor. Açığının kapanması için bütçe gelirlerinden destek istiyor. Ödenmeyen vergiler ve Hazine alacakları için, merkezi bütçenin ya harcaması azaltılıyor ya da borçlanma miktarı çoğaltılıyor. Özetle yük yine vatandaşın üzerine biniyor. Örneğin, yüksek vergiler nedeniyle dünyanın en pahalı benzinini kullanıyor. O zaman şimdi tam zamanı. Yerel yönetim seçimlerinde aday olacaklar halen görevde iseler öncelikle devlete borç takıp takmadıklarına bakılmalı. Yanı sıra adayları değerlendirirken bu borçlar konusundaki çözüm önerilerini açıklamaları istenmeli. Ancak, “Benden önce alınmış borçları ödemeye kalkarsam benim başarım sorgulanmaz mı?” diyene de net bir cevabımızın olması lazım. Yetmez, bizlerin de mart ayında sandık başında gittiğimizde, bir kez daha düşünüp oy vererek vatandaşlık görevimizi daha iyi yapmamız gerek.