Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız sosyal medyada bir açıklama yaptı. Devlet yeni evlenen çiftlere, faizsiz 10 bin lira kredi verecekmiş.
Ulaşılabilen bilgiler kredinin kapsamını, şartlarını içermiyor. Dolayısıyla bütçeye gelecek yük konusunda yapılacak her tahmin dayanaksız olabilir. Ama bazı varsayımlar yaparak olayı biraz açmakta yarar var. Çünkü içinden geçtiğimiz uzun seçim döneminde böylesi söylemleri çok duyacağız.
NE KADAR YÜK GETİRİR?
TÜİK verilerine göre 2012 yıl sonu itibarıyla toplam nüfusumuz 75.6 milyon kişi. Bizi ilgilendiren yaş grubu 20-29 yaş arasındakiler. Okulunu, askerliğini bitiren, işe giren ve artık evliliğe hazırlananlar onlar. Bu grupta yaklaşık 12.5 milyon kişi var. Kadın ve erkek sayısı da birbirine eşit sayılır. Yine yuvarlarsak 6 milyon çift eder.
Kimse bu kadar büyük çoğunluğa yardım yapmaktan bahsetmiyor. Mutlaka ekonomik durumu uygun olmayanlara kredi verilecektir. Öyle olması gerekir. Çünkü TBMM'deki bütçe rakamları, yeni açıklanan OVP verileri, 60 milyar lira evlilik kredisi dağıtmaya hiç uygun değil.
İşte buradan itibaren akla çeşitli sorular geliyor. Yardıma ihtiyacı olanlar nasıl saptanacak? Ekonominin en büyük yapısal sorunlarından birinin kayıtdışılık olduğunu, aklıselim sahibi olanlar, hepimiz kabul ediyoruz. O zaman koluna 30 tane bilezik takılan geline de faizsiz kredi verilecek mi?
GERİ ÖDENMEZSE?
Hadi bir kriter bulundu ve dağıtım başladı diyelim. Neden faizsiz kredi veriliyor? Hazine borç alırken faiz öderken, devlet dağıtırken neden faiz almak istemiyor? Kapitalist bir ekonomide yaşıyorsak, hiç olmazsa enflasyon kadar faiz alınsa, paranın maliyetinin bir bölümü karşılansa olmaz mı?
Ayrıca alınan krediler geri ödenmezse ne olacak? 10 bin lira krediye muhtaç olduğu için borçlanarak evlenenler, ekonomik şartları düzelmezse bu parayı geri ödemekte zorlanacaklardır. Biliyorsunuz bizim geleneklerimizde devlete kredi geri ödemeyi bırakın, vatandaşlık görevi olan vergi vermek bile yadırganan bir davranıştır.
Bu nedenledir ki, her seçim döneminde SGK primleri ve vergiler için af veya yeniden yapılandırma kanunları çıkarılır. Borçlular ödüllendirilir, zamanında ödeyenler cezalandırılır.
Maliye Bakanlığı'nın verilerine bakarsanız tahakkuk eden ama tahsil edilemeyen milyarlarca liralık vergi ve ceza borcu görürsünüz. Eylül ayı itibarıyla tahakkuk eden 437 milyar liralık bütçe gelirinin 282 milyar lirasının tahsil edilebildiğini, 155 milyar lira gibi oldukça büyük bir tutarın çeşitli nedenlerle devletin kasasına girmediğini anlarsınız.
Durum böyleyken verilecek kredilerin ne kadarı geri döner? Dönmeyen kısmı için ceza uygulanmazsa vergi veya diğer nedenlerle devlete borcu olanlar gecikme için ceza öderlerken, evlilik kredisi alanlardan hiç faiz istememek eşitlik ilkesine ne kadar uyar?
Sanırım bu uygulama sembolik olacak. Çok geniş bir uygulaması olmayacak. Seçimler döneminde toplu evlendirme törenlerinde siyasetçilerin konuşma, seçim propagandası yapmalarına olanak sağlayacak. Yine de en büyük korkum, muhalefetin de çıkıp "Onlar on veriyorsa biz yirmi vereceğiz" demesi. Popülizm yarışının başlaması.
Ben yine de hatırlatayım: Devletin görevi gençleri evlendirmek değil onlara mutlu bir evlilik ortamı sağlamak olmalı. Bunun ilk koşulu da iyi bir geliri ve sürekliliği olan bir iştir. Diğer bir deyimle devlet "balık yemeye değil balık tutmaya" yardım etmelidir. Aksi takdirde, düğünde sabaha kadar dans eden çiftler, balayından sonra evde işsiz oturup, ailelerinin yardımına muhtaç kalacaklarsa mutlulukları sürekli ve sağlıklı olamaz.
NOT: Cumhuriyet gelecektir. Geleceğinize sahip çıkın. Bayramınız kutlu olsun.