Advertisement

Küreselleşme, genellikle Afrika’da bir kelebeğin kanat çırpmasının dünyada hissedilebileceği örneğiyle anlatılır. Sermaye hareketlerin serbest olduğu bir dünyada, özellikle büyük ekonomilerdeki gelişmelerin etkilerinin de büyük olması doğaldır.

Bu bağlamda, Standart & Poor’s’un (S&P) Amerika ekonomisi için açıkladığı değerlendirmenin bizim piyasalarımızı da olumsuz etkilemesini yadırgamamak gerek.

O zaman, özellikle gelecek on yılda dünyadaki ekonomik gelişmeleri daha yakından takip etmekte yarar var. Çünkü son küresel krizin yaraları henüz tam olarak sarılmadı. Özel sektördeki borçlar kamuya taşındı. Orada duruyor.Çok fazla değişen şey yok, sadece borçların vadesi biraz uzadı.

ABD’NİN UZUN VADELİ SORUNU

Gelişmiş ülkelerin çoğunda, kamu borç stokları zaten yapısal olarak sorunluydu. Üstüne bir de krizin yükleri geldi.

Amerika, İngiltere ve Japonya gibi ülkelerin bütçelerinde açık olarak görünmemekle beraber, ciddi boyutta koşullu yükümlülükler bulunuyor. Çoğunluğu sosyal güvenlikten ve diğer verilen garantilerden kaynaklanıyor. Özellikle emeklilikten gelecek olan olası yüklerin etkisini azaltabilecek yapısal tedbirleri almak konusunda siyasi kararlılık henüz yok. Çünkü sorunlar çok derin olduğu için alınması önerilen önlemler öyle sıradan seçenekler değil.

Örneğin, Amerikan emeklilik sistemi özel fonlara dayanıyor. Çalışanların fonlarda toplanan birikimleri, başta hisse senedi piyasaları olmak üzere para ve sermaye piyasası araçlarına yatırılıyor. Bu piyasalarda yaşanacak her zarar, birikimleri olumsuz etkiliyor. Son krizde emeklilerin kaybettikleri paranın tutarı 5 trilyon Doları geçti.

Piyasaların düzelmesini ardından bu zararın bir kısmını geri aldılar. Ancak, II. Dünya Savaşı’ndan sonra doğanlar önümüzdeki yıllarda, yaşları geldiği için, topluca emekli olmaya başlayacaklar.

Bu durumda iki ana senaryodan bahsediliyor. İlki fonlar piyasalardaki yatırımlarını azaltıp, emeklilere ödeme yapacaklar.

İkincisi bu fonların önemli bir bölümü Amerika ve diğer ülkelerde kamu çalışanlarının emekli sandıkları. Açıkları oluşunca devlet ve yerel yönetimler bunları kapatmak için tedbir almak zorunda kalacaklar. Amerika’da her düzeyde bütçe açıkları daha da artmaya başlayacak.

Çözüm kapsamlı yapısal reformları hayata geçirmekten geçiyor. Ancak, ABD’de sağlık ve sosyal yardımlar düzenlemeleri henüz çok yeni. Kamu dengeleri bu değişikliklerden olumsuz etkilendi.

Bunların üstüne bir de gelecekteki olası yükler düşünüldüğünde, S&P’nin aldığı kararın mantığı daha net anlaşılacaktır.

Olası koşullu yükümlülüklere bir örnek , Amerika’daki mortgage sistemine garanti veren, Fredie Mac ve Fannie Mea’in bütçeye getirebileceği triyonlarca Dolarlık yükleri verilebilir.

BÜYÜMENİN KAYNAĞI AZALIR MI?

Aslında tüm bu gelişmeler yeni değil, biliniyor. Korkulan şey, bu tür olayların piyasalardan para çekilmesi seçeneğini gündeme getirmesi. Türkiye için önemli olan bunun ne kadarının yükselen piyasa ekonomilerinden olacağı.

Çünkü dışarıdan gelen kaynaklar azalırsa, gelecek on yılda, büyümenin yavaşlaması söz konusu olacak. Popülizm denizinde yüzen siyasetçilerin projelerine kaynak bulmak çok zorlaşacak.

Birde Amerika’da yaşananlara Avrupa’daki çözümlenmemiş sorunları da ekleyin. Sorunlar çözümlenmeden durdukça, gelecek aylarda, kamu borçlarına ve finansal sektöre ilişkin, daha çok olay yaşayacağız demektir.

Gelin o zaman, dışarıdaki olayların Türkiye ekonomisine olası etkilerini azaltabilecek önlemleri şimdiden çok iyi düşünmeya başlayalım.

Ama şimdiye kadar olandan daha geniş bir persfektifle ele almak kaydıyla.