Bazı kamu yatırımları, 1994 yılından bu yana, Yap-İşlet- Devret (YİD) modeliyle özel sektöre yaptırılıyor. Bu modelde finansmanı özel sektör bulduğu için, proje için alınan borç devlet borcu olarak gözükmüyor. Buna karşılık devlet, projeyi yapan şirkete bazı garantiler veriyor. Kamu şirketle yaptığı bir anlaşmayla üretilen mal veya hizmeti belirlenen bir fiyattan alacağını garanti ediyor. İzmit-Yuvacık Barajı çok bilinen bir örnektir. Barajı yapan şirkete, İstanbul ve Kocaeli belediyelerinin alacakları yıllık su miktarında alım ve fiyat garantisi verilmişti. Ancak daha sonra İstanbul Belediyesi çok pahalı olduğunu ileri sürerek suyu almak istemedi. Kocaeli Belediyesi de ihtiyacından fazla olan suyun parasını ödeyemeyince, yük 2000 yılında Hazine’nin önüne geldi ve ödemeler yapıldı. Boşa akan su için milyarlarca lira ödeniyor.
YİD KAPSAMI OLDUKÇA GENİŞLETİLİYOR
Geçen hafta, gündem seçimlere odaklı iken, YİD modelini yeniden düzenleyen bir Bakanlar Kurulu Kararı yayımlandı. Kapsam oldukça genişletildi. Öncekilere ek olarak “Atık toplama-ayırma, geri kazanım, geri dönüşüm, yakma ve bertaraf tesisleri, trafiği yoğun karayolları, demiryolu gar kompleksi, lojistik merkezi, havaalanları bünyesindeki yolcu ve yük taşıma terminaller ve mütemmimleri, yük ve/veya yolcu ve yat limanları ile kompleksleri, sınır kapıları, özel kanunu olanlar hariç milli park, tabiat parkı, tabiat koruma alanı ve yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında planlarda öngörülen yapı ve tesisleri, toptancı halleri ve benzeri yatırım ve hizmetler” artık YİD modeliyle yaptırılabilecek. Görünen o ki; belediye geri dönüşüm tesisini, Ulaştırma Bakanlığı garı, Orman Bakanlığı milli parklardaki binayı, Hazine garantisi vererek özel sektöre yaptıracak. Bu projeleri yaparken özel sektöre verilen garantiler için eskiden Hazine’nin bağlı olduğu Bakanın imzası yeterli iken, şimdi Bakanlar Kurulu Kararı gerekiyor. Olumlu bir değişim.
SAĞLANAN KOLAYLIKLAR
Kararnamede ilginç birkaç yeni düzenleme var.YİD için görevlendirme yapılırken en az üç şirketten teklif alma zorunluluğu yumuşatılmış. Önceki uygulamada da bu hüküm var. Ancak böyle bir zorunluluk varsa, eskiden Yüksek Planlama Kurulu’nun onayı aranıyormuş. Şimdi yapılan değişiklikle bir bakan onayı yeterli oluyor. Koca bir havaalanı yaptırılacak, üç şirket teklif vermiyorsa bir bakanın onayı ile yeterli rekabet şartları sağlanamadan bir firmanın teklifi yeterli görülebilecek. Tam rekabet sağlanmadan verilecek garantilerle Hazine yükümlülük altına sokulabilecek. Önceki uygulamalarda şirketlerin yatırım için özkaynak oranı, önerilen toplam sabit yatırım tutarının yüzde 20’sinden az olamazdı. Şimdi bu hüküm kaldırılmış. Modelde tavan ücret belirleme yönteminde dikkate alınacak esaslar belirlenirken, fiyat artışları TÜFE’yle ilişkilendirilmiş. Artışlar TÜFE eksi bir katsayı (X) ile bulunacak bir oranla (TÜFEX) artırılabiliyor. (X) katsayısının nasıl belirleneceği can alıcı bir konu. Yurtdışı uygulamalarda bu katsayı bağımsız otoriteler tarafından hesaplanıyor. Örneğin satılacak elektriğin fiyat artışlarında, katsayı, Enerji Düzenleme Kurulu tarafından denetleniyor. Bizde ise YİD projesini yaptıran idare sorumlu. Düzenleyici ve denetleyici kurulların bağımsızlığı bu nedenle kritik öneme sahip. Bu kararname; YİD kapsamının belediyeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi, diğer kolaylıklar ve fiyat artışlarının idarelerin takdirine bırakılması açısından çok ama çok dikkatle izlenmeli. Yuvacık Barajı örneğinde olduğu gibi hesaplar baştan yanlış yapılır, bonkör garantiler verilirse, yük dönüp dolaşıp Hazine’nin üstüne kalacak. Bütçede ve kamu borç stokunda sorun yokmuş gibi görünürken, bir yerlerde yükümlülükler birikmeye başlayacak.