Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Merkez Bankası faizi sabit tuttu

Merkez Bankası faizi sabit tuttu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu faiz kararını açıkladı. TCMB piyasa beklentilerine paralel biçimde politika faizini yüzde 19 seviyesinde sabit tuttu. Karar metninde Nisan Enflasyon Raporu'nda yer alan tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruşun sürdürüleceği ifade edildi

Giriş: 06 Mayıs 2021, Perşembe 14:00
Güncelleme: 06 Mayıs 2021, Perşembe 15:18

Merkez Bankası politika faizini yüzde 19 seviyesinde tuttu.

Bloomberg HT anketine katılan ekonomistlerin beklentisi faizin yüzde 19'da sabit tutulacağı yönündeydi.

Karar metninde Nisan ayındaki enflasyon raporunda yer alan tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasında mevcut duruşun korunacağı ifade edildi.

Nisan ayı enflasyon raporunda Merkez Bankası enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2021 yılı sonunda orta noktası yüzde 12,2 olmak üzere, yüzde 10,0 ile yüzde 14,4 aralığında gerçekleşeceğini tahmin etmişti.

Ekonomistler Nisan ayı enflasyon raporuna atıf yapan bu mesajın faiz indirimlerinin beklendiği kadar erken olmayacağı yönünde bir mesaj olduğuna dikkat çekti.

Ekonomist Haluk Bürümcekçi karara ilişkin değerlendirmesinde bu açıklamanın eklenmesinin faiz indirimlerinin beklendiği kadar erken olmayacağı algılamasını güçlendirdiğini vurguladı.

Bloomberg HT yayınında kararı değerlendiren Turkish Bank Ekonomi Danışmanı Tuğrul Belli de bu mesajın pozitif olduğunu belirtti.

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu da karar metninin bir önceki metne göre ihtiyatlı olduğuna dikkat çekti.

Karar metninde "Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir." vurgusu da korundu.

“Faiz oranının sabit tutulacağına ilişkin net bir sinyal var”

Bloomberg HT yayınına katılan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, Merkez Bankası’nın faiz kararı hakkında yaptığı yorumda, açıklanan PPK metninin bir önceki metin ile karşılaştırıldığında daha muhafazakâr ve ihtiyatlı bir ton algılandığını söyledi.

“Kredi tarafında ilk başta daha güçlü giderken biraz yavaşlama eğilimi görüldü, TCMB’nin onu vurgulaması da bu anlamda önemli.” diyen Saltoğlu, patika kısmında beklentilerin çok hızlı değişebildiğine dikkat çekti.

Saltoğlu, Merkez Bankası’nın önümüzdeki aylarda olası faiz kararını şu sözlerle özetledi:

“Bir ya da iki toplantı sonrasında faiz indirimine hazırlayabilecek bir metin görürsek olumsuz olurdu. Böyle bir şey yok. Benim kendi öngörüme göre, Merkez Bankası’nın bir sonraki PPK’da faiz oranını sabit tutulacağına ilişkin net bir sinyal var.”

“Merkez Bankası’nın kararı kısa vadede rahatlatıcı bir karar”

Bloomberg HT’ye konuk olan HSBC Portföy Yönetim Başekonomisti İbrahim Aksoy ise, Merkez Bankası’nın açıklamasının Türk Lirası açısından kısa vadede olumlu olduğunu belirtti. Merkez Bankası’nın Haziran toplantısında faiz indirmeyeceğine işaret ettiğini söyleyen Aksoy, sübjektif adımlar atabilme konusunda gitgide dilini değiştirdiğini açıkladı.

Aksoy, Merkez Bankası’nın bir sonraki ayda vereceği faiz kararı hakkında şu tahminlerde bulundu:

“Merkez Bankası 2020 yılında da kendi yıl sonu tahminine odaklanarak reel faizleri negatif bölgeye çekti. Bu yıl aynı şeyin olmayacağını söylemek çok zor. O yüzden Haziran’da belki faiz indirimi olmayacak fakat vaktinden önce faiz indirimi yapma olasılığı da var gibi görünüyor. Özetle, Merkez Bankası’nın kararı kısa vadede rahatlatıcı bir karar, bunun ötesinde Türkiye’nin döviz ihtiyacına yurt dışındaki gelişmelere odaklanacağız gibi görünüyor.”

Emtia fiyatlarındaki artışa vurgu

Karar metninde küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde emtia fiyatlarındaki artışa dikkat çekildi. Metinde bu bölümde "Salgına bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonomi, destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam etmektedir. Bu iyileşme sürecinde, özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olmaktadır. Son dönemde emtia fiyatlarında yeniden artış gözlenirken, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır." ifadeleri kullanıldı.

Kısıtlamalara bağlı olarak iç talep ivme kaybetti

"Salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir." değerlendirmesi yapan TCMB kısıtlamalara bağlı olarak iç talebin bir miktar ivme kaybettiğini, dış talebin ise gücünü koruduğunu belirtti.

Metinde iktisadi faaliyetle ilgili olarak "İmalât sanayi faaliyeti kuvvetli bir ivme sergilerken, salgın kısıtlamalarından olumsuz etkilenen hizmet sektörlerindeki zayıf seyir sürmektedir. Bununla birlikte, salgının gidişatı ve aşılama sürecine bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerinde her iki yönde riskler bulunmaktadır." değerlendirmeleri yapıldı.

Cari işlemler dengesinde pozitif görünüm

Metinde kredilerde ılımlı seyir gözlenmekle birlikte bu gelişmenin kalıcılığının makroekonomik istikrar açısından yakından takip edildiği vurgulandı. TCMB'ye göre parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başladı.

Cari işlemler dengesiyle ilgili olarak ise "Emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle kredilerde gözlenen yavaşlama cari işlemler dengesinde öngörülen iyileşmeyi desteklemektedir." yorumu yapıldı.

Enflasyon görünümü üzerindeki riskler

Metinde talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği vurgulandı.

TCMB'ye göre fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikâmesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecek. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacak.