Rebul/Müderrisoğlu: Genel giderlerin cirodaki payı %33'lere yükseldi

Lükste rekabet

En önemli pazarlarından birinin Ortadoğu olduğunu belirten Müderrisoğlu “Dünyanın her yerinde her türlü rekabet var. Yaptığımız işte ayrıştığımız en önemli konu katma değer, marka değeri, tabi markanın sadece fiyatta değeri değil ne sunduğumuz, tüketici algısı ve tabi ki sürdürülebilirliği. Şu anda bizim için en önemli pazarlardan bir tanesi Ortadoğu. Orada ciddi anlaşmalar ve işbirlikleri yapıyoruz. Dubai, Kuveyt, Katar, Bahreyn buralarda hem mağazalarımız var, hem de belli özel noktalara dağıtımımız var. Bir yandan da yeme-içme sektörü içindeki günlük tüketimin karşılanması için orada bir takım ürünleri yapıyoruz.” ifadesini kullandı.

“Büyüme planımızda Almanya, İsviçre ve Avusturya var”

Yurtdışı pazarlarından bahseden Müderrisoğlu şunları söyledi; “Türkiye'den sonraki ikinci en büyük pazarımız Benelux, yani Belçika ve Lüksemburg'tu. Stratejimizin bir parçası da seyahat koridorlarına konsantre olmak. Londra son dönemde post-Brexit turist çekiminin yoğun olduğu, yaşam tarzının daha ön plana çıktığı bir pazar haline geldi. Uzun yıllardır da gidip geldiğimiz, takip ettiğimiz bir yerdi. Dolayısıyla da kendi işletmemiz olan ilk mağazamızı bu hafta itibariyle açmış olduk. Amerika pazarını sona bırakıyoruz orası çok büyük, fakat önümüzdeki 2 sene içinde büyüme planımızda Almanya, İsviçre ve Avusturya var. Diğer taraftan Hindistan anlaşmamızı yaptık, hem Asya'da hem de Batı'da önemli pazarlara girmek için gücümüzü topladık. Çin pandemi sırasında bizim için büyük bir pazardı, hala orayı biraz daha hızlandırmak istiyoruz.”

Lükste üretim ve maliyetler

Müderrisoğlu maliyet artışlarını konsolide etmeye çalıştıklarını belirterek "2019'un Ekim ayında Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi içerisine, tam kapasite geçtik. 17 hatta üretimimiz var. Avrupa'nın iddialı fabrikalarından biri haline geldi. İçinde bir de Ar-Ge merkezimiz var, 28 kişi çalışıyor, devletin sağlamış olduğu Ar-Ge imkanlarından da istifade ediyoruz. Toplam ciromuzun %40'ını ihracattan alıyoruz, %60'ını iç pazardan. Kendi markalarımıza üretim yaptığımız gibi uluslararası ve yerel bir takım büyük markalara da ürün sağlıyoruz.

"⁠Toplam ciromuzun %2.5'ini Ar-Ge’ye ayırıyoruz"

"Her şeyin dengelisi makbul, kurun da dengelisi, faizin de ve mümkünse hiç enflasyonsuz olmak bizim için ideal olurdu fakat mevcut koşulları bizzat kendi işletmemizde biz oluşturmuyoruz. Ortam koşulları bu zor koşulları oluşturuyor. Fabrika eksenine baktığımızda biz teknoloji artırımına gidiyoruz. Sürekli dijitalizasyonu fabrika içinde artırarak verimliliğimizi artırıyoruz. Makinalarımızın otomatizasyonunu artırmak suretiyle verimliliğe odaklanıyoruz. Ürün girdi kalitemizi artırıyoruz. Bunlara odaklanarak belli maliyet artışlarını konsolide etmeye çalışıyoruz. Fakat bu kolay bir şey değil çünkü Türkiye kozmetikte çok genç bir ülke, Türkiye sanayisinin kozmetikte derinleşmesi çok uzun zamana dayanmıyor. Dolayısıyla ithalata dayalı bir iç pazar ve ihracat üretim durumumuz var. Günümüze baktığımızda, girdilerimizin bir çoğu veya katma değerinin büyük kısmı ithalata dayalı oluyor.

Toplam ciromuzun yüzde 2.5 kadarını Ar-Ge'ye ayırma gayreti içerisindeyiz. Ekonomik koşullar el verdikçe her sene bunu yapmaya çalışıyoruz. Benzer bir Ar-Ge yatırımını bu sene yapmakta zorlanıyoruz." dedi.

"Türkiye’deki toplam ticaretimizin %22’si e-ticaret"

E-ticaret pandemiden sonra hızını biraz kesmiş olsa da Atelier Rebul Grubu içerisinde Türkiye'deki toplam ticaretin yüzde 22'sinin e-ticaretten olduğunu kaydeden Müderrisoğlu "Bence bu sağlıklı bir noktada, şimdi biz bunu globale yaymak istiyoruz, mesela Benelux ülkelerinde bu seviye %33'e gelmiş durumda. Bu senede sadece dijital bir yeni markaya yatırım yapmak üzereyiz, sadece online satışlar olacak" diye konuştu.

Enflasyonu fiyatlamaya çalışırken zorlandıklarını belirten Müderrisoğlu şunları kaydetti; "Enflasyonu fiyatlasak bile girdi maliyetlerimizde bileşik etki o kadar yüksek oluyor ki yine yüksek artışlar oluyor. Özellikle kiralar ve personel maliyetimiz bizi en çok zorlayan kısmı. Son 36 ayda döviz bazındaki maliyetimiz, işçiliğimizde bizim yurtdışında fiyatlayamayacağımız durumda kalıyor. Genel giderlerimizin ciromuzun içindeki payı %16'lardayken bu sene %33'lere kadar geldi. Dolayısıyla iki katına çıktı ve ben bunu fiyata yansıtırsam %70 zam yapmam lazım, bu da olmaz. Zaten daralan pazarda bir de markamıza zarar gelsin istemedik"