Advertisement
HABERLER ABONE OL

İl düzeyinde cari fiyatlarla GSYH hesaplamalarına göre; İstanbul 2020 yılında 1 trilyon 517 milyar 324 milyon TL ile toplam Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın yüzde 30’unu oluşturarak ilk sırada yer aldı.

İstanbul’u 482 milyar 589 milyon TL ve yüzde 9,6 pay ile Ankara izlerken, İzmir 306 milyar 713 milyon TL ve yüzde 6,11 pay ile üçüncü sırada yer aldı.

İl düzeyinde GSYH hesaplamalarına göre son üç sırada ise 5 milyar 65 milyon TL ile Tunceli, 4 milyar 487 milyon TL ile Ardahan ve 3 milyar 191 milyon TL ile Bayburt yer aldı.

İstanbul'da kişi başına GSYH 97 bin 500 TL oldu

GSYH’den en yüksek payı alan ilk beş il, 2020 yılında toplam GSYH’nin yüzde 53,5’ini oluşturdu.

Kişi başına GSYH’de, İstanbul 97 bin 950 TL ile ilk sırada yer alırken, onu 96 bin 745 TL ile Kocaeli ve 85 bin 396 TL ile Ankara izledi. Kişi başına GSYH, 14 il için Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşti.

İstanbul 2 kategori hariç tüm faaliyetlerde birinci

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2020 yılında cari fiyatlarla GSYH’den en yüksek payı alan İstanbul, tarım sektörü ve diğer hizmet faaliyetleri hariç, tüm faaliyetlerde ilk sırada yer aldı. İstanbul’un bilgi ve iletişim faaliyetleri toplamı içinde aldığı pay yüzde 64,4 iken, finans ve sigorta faaliyetleri toplamında aldığı pay yüzde 58,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri toplamından aldığı pay yüzde 46, hizmetler sektörü toplamından aldığı pay yüzde 40,8, inşaat sektörü toplamından aldığı pay ise yüzde 33,2 olarak gerçekleşti. Konya yüzde 5,9 pay ile tarım, ormancılık, balıkçılık sektöründe birinciyken, Ankara yüzde 41,1 pay ile diğer hizmet faaliyetlerinde ilk sırada yer aldı.

İstanbul’da en yüksek pay hizmetler sektörünün

Hizmetler sektöründe de birinci sırayı alan İstanbul sektör toplamından yüzde 40,8 pay alırken, bu pay İstanbul’un toplam GSYH’si içinde de yüzde 30,3 ile en yüksek pay oldu. İstanbul’un toplam GSYH’si içinde sanayi sektörü yüzde 17,9 ile ikinci sırada yer alırken mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 7,3 pay ile üçüncü sırada yer aldı.

Zincirlenmiş hacim endeksiyle GSYH 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,79 artarken 63 il Türkiye ortalamasının üzerinde artış gerçekleştirdi. 2020 yılında bir önceki yıla göre en yüksek artışı gösteren ilk üç il sırasıyla Aksaray (15,8), Ardahan (15,5) ve Çanakkale (13,9) oldu. Bir önceki yıla göre en yüksek azalış gösteren ilk üç il ise Antalya (24,3), Muğla (8,3) ve Nevşehir (4,7) oldu.

Büyümeye en büyük katkı Ankara’dan

Yıllık GSYH’nin zincirlenmiş hacim endeksiyle 1,79’luk artışına en büyük katkıyı yüzde 0,59 ile Ankara verdi. Ankara’yı yüzde 0,21 ile Gaziantep ve yüzde 0,19 ile Kocaeli izledi. Büyümeye negatif yönlü katkı veren illerin başında ise yüzde 0,85 ile Antalya, yüzde 0,11 ile Muğla ve yüzde 0,09 ile İstanbul yer aldı.

Barclays ekonomistleri yayımladıkları bir araştırma raporunda Türkiye’nin 2018’e kıyasla kur şoklarına karşı daha hazırlıklı olduğunu fakat o zamandan bu yana tüm metriklerin de iyileşme göstermediğini belirtti.

Enflasyonun gelecek aylarda keskin bir şekilde yüzde 30’a yükselmesini bekleyen ekonomistler, dolarizasyonun yüksek kalmaya devam etmesini beklediklerini de belirtti. Dolar/TL’nin 2021 sonunda 14,50 olmasını bekleyen Barclays, 2022’nin ortasından itibaren ise dolar kurunun 16’ya ulaşmasını bekliyor.

Aralık ayındaki Türkiye cumhuriyet Merkez Bankası toplantısında 200 baz puanlık bir faiz indirimi beklediğini belirten banka, Ocak ayında 100 baz puanlık bir indirim daha olacağını düşünüyor. Barclays, TCMB’nin düşük faiz söyleminin tam olarak hangi rakama işaret ettiğinin de belirsiz olduğunu ama tüm planlanan faiz indirimlerini gelecek iki toplantıda gerçekleştireceğini vurguladı.

Credit Suisse'in TCMB raporu

Credit Suisse analistleri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun geçen hafta gerçekleştirilen yatırımcı toplantısında 16 Aralık’ta faiz indirimi olmama olasılığının arttığını söylediğini belirtti.

Raporda, TCMB Başkan Yardımcısı Mustafa Duman'ın Para Politikası Kurulu’nun faiz indiriminin devam edip etmeyeceğine yönelik kararını 16 Aralık’ta vereceğini söylediği fakat Başkan Kavcıoğlu'nun araya girerek “16 Aralık’taki toplantıda faiz indirimi yapılmaması olasılığı arttı” dediği belirtildi.

Susquehanna Financial Groups’un verilerine göre, çip teslimat süresi Ekim ayına göre dört gün artarak 22,3 haftaya yükseldi. Böylece çip teslimat süresi şirketin verileri derlemeye başladığı 2017 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu.

Birçok otomobil üreticisi bu yıl yaşanan çip tedarik krizinden dolayı üretim 2021 üretim hedeflerini aşağıya çekmişlerdi. Renault, çip tedarik sıkıntıları nedeniyle 2021’de 500 bin araç daha az üreteceğini ama tam yıl operasyonel kar marjı oranının yılın ilk yarısına paralel olmasını beklediğini söylemişti.

Toyota Motors da yarı iletken darlığı ve Çin’de elektrik enerjisi yetersizliğinden dolayı küresel otomobil üretimini Kasım ayında yüzde 15 azaltarak 150 bin araca düşüreceğini açıklamıştı.

Çip üreticisi Intel ise ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun (ITC) çip üretiminde kullanılan Optiplane ithalatına yasak getirmesinin çip krizini daha da kötüleştirebileceğini düşünüyor.

Doğrudan 7 milyona yakın çalışanı, dolaylı olarak ise tüm vatandaşları ilgilendiren yeni asgari ücreti belirleme çalışmalarında resmi süreç devam ediyor.

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2022'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında üçüncü toplantı yapıldı.

İlk toplantısını 1 Aralık'ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda, ikinci toplantısını 7 Aralık'ta Türk-İş'in ev sahipliğinde yapan Komisyon, üçüncü toplantısını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nda (TİSK) gerçekleştirdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantı sonrası yaptığı açıklamada "TİSK asgari geçim tutarını 3 bin 100 TL, Türk-İş 3 bin 900 TL öngörüyor" dedi.

Toplantı sonrasında konuşan Türk-İş Genel Sekreteri Nazmi Irgat, “İşveren kesimi ile uzlaşmazlıklarımızı gideremedik. Ay sonuna kadar zamanımız var. Görüşmeler devam edecek” dedi.

TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç ise asgari ücrette TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranının dikkate alınacağını, bunun ötesinin ise müzakere edileceğini ifade etti.

TİSK daha sonra yaptığı ayrı bir açıklamada kendilerinin asgari ücretin 3 bin 100 TL olması yönünde bir teklifi olmadığını vurguladı.

Toplantıdan önce kuvvetli uyum mesajı verilmişti

Toplantıdan önce açıklama yapan TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, asgari ücret komisyonunda kuvvetli bir uyum olduğunu, bu sene üçlü mutabakatı sağlamak istediklerini söyledi.

Asgari ücrette dengeli bir seviye istediklerini söyleyen Akkol, şimdiye kadar toplantılarda herhangi bir rakam telaffuz edilmediğini belirtti.

Kendilerine çok yüksek gelen rakamlar duyduklarını vurgulayan Akkol asgari ücrette süreci en kısa zamanda tamamlamak istediklerini de ifade etti.

Akkol teşvik konusunda da,"Devletimizin işverene vereceği teşviklerin, çalışanlara yapılabilecek birtakım vergi indirimlerinin oyunu çok rahatlatacağını düşünüyorum. Özellikle vergi indirimi ve teşvik konusu burada belirleyici olacaktır." ifadelerini kullandı.

Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder'in başkanlığındaki toplantıda, Çalışma Genel Müdürlüğü ve TÜİK'ten gelecek veri ve raporlar görüşülecek.

Bu raporların ardından, işçi ve işveren tarafının pazarlık sürecindeki ilk rakamları da telaffuz etmesi bekleniyor.

İkinci tur görüşmelerde enflasyon vurgusu

Asgari ücret maratonunda ikinci tur görüşmeler işçi kesiminin ev sahipliğinde gerçekleştirilmişti.

Toplantı öncesinde konuşan Türk-İş Genel Başkanı kamuoyunda dile getirilen rakamların altına evet demenin mümkün olmadığını söylemişti.

Atalay, "TÜİK temsilcisi kusura bakmasın. Enflasyon yüzde 21 deniyor ama temel gıdalara gelen zamlar ortada. Arzumuz önümüze hemen bir rakam gelmesi ve konuyu bağlamamız." diye konuşmuştu.

İlk toplantıda Bakanlığın çalışması duyurulmuştu

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını 1 Aralık tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ev sahipliğinde gerçekleştirmişti.

Toplantıda bakanlığın yaptığı asgari ücret anketinin sonuçları da açıklanmıştı.

Yeni dönem asgari ücret beklentilerini tespit etmek amacıyla yapılan araştırma kapsamında Türkiye genelinde 26 ilde 604 işveren ve yönetici, 2500 işçi ile görüşüldü.

Saha uygulamasında kantitatif araştırma yöntemi ve bu yöntemin yüz yüze tekniği kullanıldı.

İmalat sanayi, tekstil, taşımacılık, inşaat, tarım, sağlık, turizm, madencilik gibi sektörlerin de aralarında olduğu 19 farklı sektörden işletmeci ile görüşme yapıldı.

Ankete göre işverenlerin 2022 yılından ihtiyatlı bir iyimser beklenti içerisinde olduğu görüldü.

Katılımcıların yüzde 34’ü yeni dönem asgari ücret ne kadar olmalı sorusuna 3 bin 501 ile 3 bin 750 TL arasında cevabını vererek en yüksek oranı oluşturdu.

Bu rakamı yüzde 19,3 ile 3 bin 251 TL ile 3 bin 500 TL arasında olmalı diyenler, yüzde 13,7 oranı ile de 3 bi 751 TL ile 4 bin TL arasında olmalı diyenler izledi.

"Asgari ücretin artırılması işten çıkarmalara yol açar mı?" sorusuna katılımcıların yüzde 74,3’ü evet yanıtını verirken yüzde 25,7’si ise hayır yanıtını verdi.

Asgari ücret çalışmasında işçiler

"Asgari ücretli işinizin yanı sıra ek bir iş yapıyor musunuz?" sorusuna katılımcıların yüzde 87’si hayır, yüzde 13’ü evet yanıtını verdi.

Yeni dönem asgari ücret ne olmalı sorusuna katılımcılar ağırlıklı olarak yüzde 37,3 oranı ile 3 bin 750 ile 4 bin TL arasında beklenti ortaya çıktı. 4 bin ile 4 bin 500 TL arasında olmalı diyenlerin oranı yüzde 13, 4 bin 500 TL üzerinde olmalı diyenlerin oranı ise yüzde 21,8 olarak araştırma sonuçlarına yansıdı.

"Ailenizde sizden başka çalışan var mı?" sorusuna katılımcıların yüzde 61’i hayır, yüzde 39’u evet yanıtını verdi.

"Asgari ücretin artırılması işten çıkarmalara yol açar mı?" sorusuna katılımcıların yüzde 40,3’ü evet, yüzde 59,7’si hayır yanıtını verdi.