Advertisement
HABERLER ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yeni başkan Naci Ağbal'ın ilk toplantısında 2 yılın en sert faiz artışını yaparken, sadeleşme adımı attı.

TCMB politika faizini 475 baz puan artışla yüzde 15 seviyesine çıkardı. Banka tüm fonlamanın haftalık repodan yapılmasına karar verdi. Karar metninde parasal duruşun sıkılığının kararlıkla sürdürüleceği vurgulandı. Karar metninde sadeleşme hamlesi ile ilgili olarak "Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlama ve sürdürme temel amacına enflasyon hedeflemesi rejiminin gerektirdiği şeffaflık, öngörülebilirlik ve hesap verebilirlik ilkelerini uygulayarak ulaşacaktır. Bu ilkeler ışığında, Merkez Bankası fonlaması temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılacak ve bu faiz oranı parasal duruş için tek gösterge niteliğinde olacaktır." ifadeleri kullanıldı.

Faiz artışı beklentilere paralel gerçekleşti

Bloomberg HT Araştırma Departmanı'nın 20 ekonomistin katılımıyla düzenlediği ankete göre bankanın Kasım toplantısında 475 baz puan faiz artışıyla politika faizini yüzde 15'e çıkarması bekleniyordu. Bloomberg HT'nin anketinde en düşük faiz artışı beklentisi 200 baz puan olurken, en yüksek artış beklentisi 550 baz puan olmuştu.

Barclays, Goldman Sachs ve Deutsche Bank gibi kurumlar Kasım'da 475 baz puanlık faiz artışı beklerken, Türk Lirası krediler ve iç talep büyümesinde normalleşme olduğunu belirten Morgan Stanley 150 baz puanlık artışın yeterli olacağını belirtmişti.

Karar metninde Döviz rezervi vurgusu

Kasım ayı faiz kararı metnine önceki aylarda kullanılmayan döviz rezervleri ifadesi de girdi.

Karar metninde şu ifadeler kullanıldı:

"Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri, uluslararası gıda fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir. Kasım ayına ilişkin takip edilen veriler, enflasyonda yakın dönemdeki döviz kuru oynaklığı kaynaklı bir yükselişe işaret etmekle birlikte, para politikasındaki kararlı duruşla beraber bu artışın geçici olacağı değerlendirilmektedir.

Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, net ve güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.

Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.

Uzmanlar kararı olumlu karşıladı

Bloomberg HT’ye konuşan Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara kararı olumlu değerlendirdi.
Prof. Dr. Hakan Kara kararla ilgili şu yorumu yaptı:

"Merkez Bankası karar metninde döviz rezervlerini artırma niyetini beyan ediyorlar. Aslında bu kadar güçlü bir faiz artışı yapmanın sebeplerinden bir tanesi rezerv biriktirmek için elverişli bir ortamın oluşturulması. Çünkü bir şekilde enflasyon beklentilerini kontrol edip bu beklentileri çevirmemiz gerekiyor. Bu sayede küresel likiditeden pay alabiliriz. Diğer türlü rezerv biriktirmek mümkün olmayacak. Bugün Merkez Bankası karar verirken aynı zamanda dolarizasyonu ve rezevlerdeki durumu gözettiğini ifade etmiş oldu. Bu yönden olumlu ve farkındalığı yüksek bir metin olduğunu söyleyebilirim. Önceki metinlerde cari işlemler dengesine iyimser yaklaşılırdı. Şimdi biraz daha temkinli bir duruş sergilenmiş. Merkez Bankası karar metninde cari denge konusunda istenilen patikaya girilmediğini ima ediyor. Bu sebeple cari açıkla ilgili verilen sinyal olumludur.”

Bürümcekçi Araştırma ve Danışmanlık Kurucusu Haluk Bürümcekçi benzer gelişen ülkeler için beklenen enflasyona göre hesaplanan reel faizin üzerine çıkılmasıyla Türk Lirası'nda değer kaybı baskısının azalabileceğine dikkat çekti.

Bürümcekçi karar sonrası yayımladığı notta, "Karar öncesi gerçekleşen politika reel faizi -%1,5 ve beklenen reel faizi -%0,5 seviyesinde iken, karar sonrası söz konusu oranlar %2.8 ve %3.8 seviyesine yükselmiş bulunmakta. Dolayısı ile, benzer EM ülkeleri için beklenen enflasyona göre hesaplanan ve son durumda %0.6 civarı olan ortalama reel faizin 2-3 puan civarı üzerine çıkmamız, TL’de değer kaybı baskısını azaltma ve TCMB rezervlerinin cari açık finansmanı için erimeye devam etmesini engellemek için yardımcı olacaktır." değerlendirmesini yaptı.

TCMB Başkanı Ağbal'ın ilk toplantısı

TCMB Başkanı Naci Ağbal 7 Kasım'da Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Murat Uysal'ın yerini almıştı. Aynı hafta sonu Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa etmiş, Albayrak'ın yerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten Lütfi Elvan atanmıştı.

Ağbal TCMB Başkanı olarak ilk yazılı açıklamasında fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda tüm politika araçlarının kararlılıkla kullanılacağını söylemişti.

Ekonomi yönetiminde yaşanan bu değşiklikleri takiben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan da ekonomide yeni döneme ilişkin mesajlar gelmişti. Erdoğan ekonomide yeni bir döneme girildiğini işaret ederken, enflasyonla mücadele vurgusu yaptı. Erdoğan gerekirse acı reçetenin uygulanacağını belirtmişti.

Çarşamba günü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi Şurası'na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Yatırımcılarımızı yüksek faizlere ezdirmemeliyiz" ifadelerini kullanmıştı. Enflasyonla mücadelenin en önemli öncelikleri olduğunu belirten Erdoğan hedeflerinin enflasyonu tek haneli seviyelere ulaştırmak olduğunu söylemişti.