Advertisement

Türkiye halen yılda doğrudan 5 milyar dolara yakın maden ihraç ediyor. Son yıllarda alınan "uç ürün" kararı uyarınca, olabildiğince mamul hale getirilmiş, katma değeri göreli olarak önceki yıllara kıyasla daha yüksek maden ihracı da yapıyor.

Madencilerin, "doğayı tahrip etme" yaklaşımı ise hem alınan önlemler, hem madencilerin daha hassas davranmak zorunda olduklarını hissetmeleri hem de, kamuoyu tepkileri nedeniyle giderek daha az görülüyor. Halen, bazı yörelerde doğa ile uyumsuz veya doğa karşıtı üretim biçimleri olsa da, son çeyrek asır içinde bu konuda yol alındığını söyleyebiliriz.

İki şeyden vazgeçemeyiz:

1) Madencilikle doğanın uyumlu birlikteliğinin sağlanması ve üretimin buna göre kodlanması

2) Maden kaynaklarımızın verimli biçimde çıkarılarak endüstrinin hizmetine sunulması

1. maddeyi herkes denetlemekle yükümlü; Tüm halk, yöre insanları, yargı mercileri ve kamu otoritesi. İkinci madde ise sadece ve sadece kamu otoritesinin anlayışı ve yol göstericiliği ile mümkündür.

Aşağıda bir manifesto göreceksiniz, son satırına kadar okuyun lütfen:

"Bir Madenci;

8 Bakanlık

92 ayrı yasa

87 yönetmelik

16 uluslararası sözleşme

21 değişik kurumdan izin ve yetki alarak madencilik yapabilmektedir.

Yetmez:

Aldığı izinler için; ruhsat harcı, hazine payı, il özel idare payı, köylere hizmet götürme bedeli, arazi tahsis bedeli, orman payı, belediye payı, orman altyapı izni bedeli, ağaçlandırma bedeli ödemek durumundadır.

Diyelim ki, madenci tüm bu idari ve mali yükümlülükleri yerine getirdi ama bu kez de kamu otoritesi "oyun değiştirici" olarak "şaşırtmaca" vererek yasaları, yönetmelikleri ve kısaca mevzuatı, çoğu zaman sektörün görüşlerini almaksızın değiştirmektedir.

Mesela, Maden Kanunu son 34 yılda 23 kez değiştirilmiştir. Maden İşleri Genel Müdürlüğü koltuğu ise "iğneli fıçı" gibidir ve ortalama 6-8 ayda bir el değiştirmektedir.

Son 1 yıldır ise hiçbir madenciye orman izni verilmiyor.

Türkiye'nin topraklarının yüzde 28.8'i halen ormandır. Orman arazilerinin; yol, köprü, viyadük, havaalanı, baraj vs. yapım çalışmaları sırasında ne kadar büyük kayba uğradığı bilinmemektedir ancak madencilik faaliyetleri nedeniyle ortaya çıkan kayıp tüm orman alanlarının binde 2.5'i seviyesindedir. Bu binde 2.5'lik ağaç varlığını sonlandırmaya karşılık, Orman Genel Müdürlüğü'nün yıllık bütçesinin yüzde 55'i maden sektörünün ödediği kesintilerle karşılanmaktadır.

Oranı bir daha yazalım: Kesilen orman varlığı binde 2.5; Orman bütçesine katkı yüzde 55

Meseleye bir de burdan bakalım.