Advertisement

Tek bir iyi haber almadan geride bırakmaya hazırlandığımız; hatta sabırsızlıkla bitmesini beklediğimiz 2020 yılı için halka arzlar aslında o kadar da zayıf geçmedi. Bu yazıda dünyada aslında halka arzların yılı olan 2020 yılı istatistiklerini paylaşacağım.

Ilk önce dünyada halka arzlarla başlayalım. Son 12 yılın verilerine bakıldığında; küresel çapta halka arz edilen şirketlerin değerinin 360,8 milyar dolar ile rekor büyüklükte olduğu görülüyor. Şimdiye kadar halka arzını duyurmuş şirketlerin sayısı ise iki bin üç yüz ile 2017 zirvesine oldukça yaklaşmış durumda. Söz konu şirketler Borsalarda işlem görmeye başladı bile.

Peki hangi bölgeler özellikle bu sayıyı yukarı çekiyor diye bakacak olursak; aslında nerdeyse tamamı Kuzey Amerikalı ve Asyalı şirketlerden oluşuyor. Yılın en büyük halka arzı olacak olan Ant Group’un halka arzının ertelenmesinin ardından; şimdilik büyüklük sıralamasında liderlik koltuğunda yine bir Asyalı teknoloji şirketi Semiconductor Manufacturing oturuyor. Hemen ardından Pekin merkezli iletişim şirketi JD.com geliyor. Listenin devamında Pershing Square, Snowflake ve Airbnb yer alıyor. Son sütunda gösterdiğim performans ise; halka arz olan şirketlerin işlem görmeye başladığı tarihten bugüne ortalama getirisi yer alıyor. Asya menşeili halka arz olan şirketler performans olarakta rakiplerini geride bırakıyor.

Halka arz edilen şirketlerin faaliyet gösterdiği sektörlere bakacak olursak; 360.8 miyar dolarlık değerin yarısı döngüsel olmayan sektörler ve holdinglerden geliyor. Döngüsel olmayan sektörlerin ne demek olduğunu kısaca açıklamak gerekirse; şirketin operasyonlarını yürüttüğü ülkenin ekonomik koşullarından (büyümesi vb.) etkilenmeyen; talebi yapışkan olan ürünleri satan şirketler olarak açıklayabilirim. Örneğin; ilaç ya da gıda şirketleri; ekonominin nasıl performans gösterdiğinden bağımsız olarak, tüketicinin her dönem talep ettiği ürünleri üretir/satar. Ancak aşağıda gösterdiğim tablonun en ilginç yanlarından biri olan teknoloji sektörüne de bir parantez açmakta fayda var. Dikkat etmek gerekirse; bu yıl halka arz olan teknoloji şirketleri halka arz oldukları tarihten itibaren baz alırsak bugüne kadar ortalamada yatırımcısına yaklaşık %94 getiri sağlamış. Getirilerde ikinci sırada yer alan ise; salgın döneminin parlayan yıldızları; yani iletişim sektöründe faaliyet gösteren şirketler yer alıyor.

Bir de Türkiye’ye bakalım…

İşin özetinde dünyada halka arzlar aslında 2020 yılında düşünüldüğü kadar sönük geçmemiş; özellikle yılın 2. Yarısından itibaren hızlanma kaydetmiş. Türkiye’de ise bu yıl yedi şirket halka arz oldu ve islem görmeye başladı. Arzum Elektrikli Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise sekizinci şirket olarak yolda. Şimdiye kadar işlem görmeye başlamış olanlara kısaca göz atmak gerekirse; toplam halka arz büyüklüğü 843,4 milyon TL. Dünya ile sağlıklı bir kıyaslama yapmak için; Dolar/Türk Lirası’nın yıl ortalaması 6,99; yani dolar cinsinden halka arz büyüklüğü 120,6 milyon dolar ile dünyadaki halka arzların %0.03’üne tekabül ediyor. Türkiye için son 12 yılın halka arz rekorlarını hatırlayalım. 2010 ve 2017. 2010 yılında yaklaşık 2,4 milyar dolar; 2017 yılında ise 1,8 milyar doları aşkın halka arz büyüklüklerine ulaşılmıştı. Ancak bu noktada kıyaslama yapmak ve “borsadaki büyükler” kısmına da değinmek gerekir. 2010 yılındaki büyüklük bakımından tarihi rekor kırılırken 25 şirket halka arz oldu. Halka arz olan şirket sayısının rekoru ise 30 şirketle 2011’de kırıldı. Büyüklük bakımından ikinci zirve özelliğini taşıyan 2017 yılında ise 8 şirketle o büyüklük yakalandı. Ama aslında Türkiye’de 2013 yılından bu yana halka arz olan şirket sayısında biz hiç 10’un üzerini göremedik.

Özellikle son dönemde yatırımcının artan ilgisi dikkate alınırsa fon arz edenler açısından uzun zamandır yaşanan sıkıntı ortadan kalkmış gibi. Şirketler açısından son birkaç ayda vergisel ve enerji şirketleri gibi sektörel bazda alınan teşvik edici önlemler cezbedici. SPK’nın yatırımcı güvenini tesis için harcadığı çaba da yatırımcılar nezdinde karşılığını buluyor. Bu noktada, halka arz sürecini kolaylaştırıcı, daha esnek kurallarla şirketler nezdinde oluşan olumlu havayı harekete geçirmek mümkün. Tek yapılması gereken bakış açısını biraz değiştirmek ve ihtiyacı doğru tespit edebilmek.