Advertisement

Salgın yılına rağmen Türk şirketleri yurtdışında büyüme stratejilerinden vazgeçmiyor. Tabiri caizse haberler birbirini izliyor.

Son haber Aksa Enerji’den geldi. Şirket, 12 Mayıs 2020’de Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te 240 MW kurulu güçte bir doğal gaz kombine çevrim santrali kurulmasını ve santralde üretilen elektriğin garantili kapasite bedeli karşılığında 25 yıl boyunca satışını içeren anlaşma imzalamıştı.

Aksa Enerji tarafından yapılan son açıklamaya göre, bu anlaşmaya ilave olarak şirket Buhara'da 270 MW kurulu güçte doğalgaz kombine çevrim santrali kurulmasına yönelik ayrı bir anlaşma imzaladı. Taşkent'te toplam 470 MW kurulu güce sahip olacak doğalgaz kombine çevrim santrallerinin ve Buhara'da 270 MW kurulu güce sahip olacak doğalgaz kombine çevrim santralinin 2021 yılının son çeyreğinde devreye alınmasının beklendiği belirtildi. Yatırımların hayata geçmesiyle birlikte Aksa Enerji’nin Özbekistan'da toplam 740 MW kurulu güce erişileceği açıklandı.

Aksa Enerji’nin yurtdışında büyüme stratejisi finansallarına da yansıyor. Dokuz aylık finansallarına baktığımızda; şirketin satış gelirlerinin yüzde 20’si yurtdışı operasyonlarından geliyor. Şirket faiz ve vergi öncesi kârının yüzde 67’sini uluslararası faaliyetlerinden sağlıyor.

Hektaş, Avusturalyalı şirketi satın alacağını açıkladı

OYAK Tarım Hayvancılık şirketlerinden Hektaş ise Aralık ayında yaptığı açıklamaya göre, dünyayı etkileyen küresel iklim değişikliğine bağlı ‘kuraklık’ ve Kovid-19’la ön plana çıkan ‘hayvan sağlığı’ olmak üzere iki konuda stratejik iki yatırıma birden imza atmayı planlıyor. Hektaş’tan Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada Arma İlaç’ın tamamının, Agreventis’in ise yüzde 51’inin satın alınacağı belirtildi.

2007 yılında Avusturalya’da girişim sermayesi olarak kurulan Agriventis şirketinin yüzde 51 hissesini almayı planlayan HEKTAŞ, tohum alanında yurt dışı Ar-Ge iş birliklerinin güçlendirilmesini, kurak ve yarı kurak alanlarda yetişebilecek verimli ve çok çeşitli tohum geliştirme gibi Ar-Ge çalışmalarına imza atacak. Hektaş, Agriventis ile öncelikli olarak sözleşmeli çiftçilik yöntemi ile Maş Fasulyesi üretimine başlayacak. 2021 yılından itibaren Maş Fasulyesi’ne ek olarak Siyah Susam üretimi de yapılacak. Hektaş’ın uzun vadeli hedefi ise, iklim değişikliği ile mücadele adına sektöre yön veren Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirilen tohumlarla tarım sektöründe global bir oyuncu olmak.

Arçelik'ten Hitachi hamlesi

Arçelik ise geçen yılın sonunda Japon devini satın alıp yılı yatırımcısına müjde vererek bitirdi. Şirket, Japon Hitachi'nin ev aletleri biriminin yüzde 60'ı için anlaşmaya varıldığını duyurdu. Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yapılan açıklamada Hitachi hisselerin yüzde 60'ı için işlem bedeli net nakit/borç hariç ve tüm azınlık hakları dahil 300 milyon ABD doları ödeneceği kaydedildi. Arçelik'in açıklamasında, Mart ayında biten mali yılda 3 bin 800 personele sahip Hitachi GLS'nin 1 milyar dolar ciro yaptığı ve 70 milyon dolar FAVÖK elde ettiği kaydedildi. Arçelik böylelikle 10. küresel markayı bünyesine katmış oldu.

Arçelik’in Asya-Pasifik bölgesindeki varlığını güçlendirme isteği, hem Arçelik hem de Hitachi markalarıyla sinerji oluşturma hedefi, ve aynı zamanda satın alınan şirketin bilançosunun borçsuz bir yapıya sahip olmasını bu satın alma kararının sebepleri olarak sayabiliriz. Nitekim satın alınan şirketin son iki yılda işletme sermayesi ihtiyacı negatif; aynı zamanda yatırım tutarının önümüzdeki beş yıl için satın alınan şirketin gelirlerine oranının sadece yüzde iki seviyesinde olması bekleniyor.

BİM Fas'ta hisse devrine gitti

Aralık ayının başında ise BİM’in Fas’taki iştirakinin yüzde 35’inin satışı için sözleşme imzaladığını duymuştuk. BİM, KAP’a yaptığı açıklamada, Afrika ülkelerine yatırım konusunda uzman özel sermaye fonu Helios Investment Partners’ın fonlarını yönettiği Blue Investment Holding ile BIM Stores Sarlau hisselerinin yüzde 35’inin satışına ilişkin hisse alım-satım sözleşmesi imzaladığını duyurdu. Açıklamaya göre, Fas Krallığı rekabet otoritesi onayı da dahil olmak üzere belirli koşulların yerine getirilmesinin ardından tamamlanması beklenen satış işleminden TFRS kayıtlarına göre 455 milyon lira kâr oluşacak.

Bu haberin sinyali aslında Ekim ayında verilmişti. BİM, Fas ve Mısır’daki iştirakleri ile ilgili yerel veya uluslarası yatırımcılarla ortaklık alternatifleri de dahil olmak üzere stratejik opsiyonların araştırılması ve değerlendirilmesi kararı aldığını duyurmuştu.

Çimsa'nın küresel stratejisi

Biraz daha geriye gitmek gerekirse, Ekim ayında Sabancı Holding’den bir haber almıştık. Hacı Ömer Sabancı Holding tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda yapılan açıklamada, Sabancı Topluluğu'nun küresel beyaz çimento ticaretinde lider oyuncu olunmasına yönelik uzun vadeli stratejisi doğrultusunda şirketin mali gücü ile bağlı ortaklığı Çimsa’nın operasyonel kabiliyetinin yurt dışında tek bir çatı altında birleştirilerek daha verimli ve finansal açıdan güçlü bir platform yaratılması kararının alındığı belirtildi.

Açıklamada, "Söz konusu amaç çerçevesinde, yönetim kurulumuzun bugünkü toplantısında şirketimizin yüzde 60, Çimsa'nın yüzde 40 oranında sermayesine katılacağı 87 milyon euro sermayeli Hollanda'da yerleşik CSC BV unvanlı yeni bir şirket kurulmasına, CSC BV'ye kurucu ortak olarak iştirak edilmesine ve 52 milyon 200 bin adet pay karşılığında 52 milyon 200 bin euro tutarında sermaye konulmasına, karar verilmiştir. Konuyla ilgili gelişmeler hakkında kamuoyu bilgilendirilecektir." ifadelerine yer verildi.

İşin özetinde dünyanın en büyük ikinci beyaz çimento üreticisi Çimsa, dünyada adımlarını son hızla büyütüyor. Tabii bu yatırımların bir maliyeti var. Hem organik hem de inorganik olarak büyüme yoluna devam eden Çimsa sermaye harcamalarına devam ederken bir kaldıraç problemi oluştu. Net borcun/FAVÖK oranını yakından izlemek gerek. Karlılık büyüyor ve kaldıracın düşmesi de şirketin gözde olması için ilerleyen dönemde anahtar rol oynayacak. Şirketin bu büyüme stratejisiyle beraberinde gelen ihracat gelirlerinin toplam gelirlere oranının yüzde 60’lara varacağını bekleyenlerin olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Aslında Türkiye’de yurtdışında büyüme hedeflerini daimi olarak sürdüren birçok şirket daha sayabiliriz. Şişecam, Yataş, Sasa gibi birçok şirketimiz yurtdışında atılımlarına devam ediyor. Petrol fiyatlarının düşüklüğü ve bundan dolayı faaliyet gösterdiği ülkelerdeki ekonomik sıkıntılarla projeleri hız keser denilen Tekfen Holding Kazakistan’daki ihalesine 185 milyon dolar iş ekledi. Sözleşme bedeli de böylece 807 milyon dolara yükseltildi. Enka için de benzer durum söz konusu.

Sonuç olarak 2020’yi de vizyon sahibi şirketlerimiz yatırımcısına müjdelerle bitirdi, yıla da hızlı başladı. Devamını dilerim. Nitekim salgın gibi beklenmedik, çalkantılı dönemler her seferinde önemli dersler veriyor. Coğrafi çeşitliliğin, ürün çeşitliliğinin önemini kavradıkça; yayılmayı öğrendikçe şirketlerimiz büyüyor ve güçleniyor. Darısı diğerlerinin başına.