Advertisement

Salgının ardından 2021 yılında olduğu gibi dünyanın talebi bu yıl da arzın önünde; ancak arzın önünde artık daha büyük problemler var. 2021’de navlun fiyatlarında yaşanan artışlar, lojistik problemleri, çip krizi derken; 2022’de Rusya-Ukrayna savaşı gölgesinde daha büyük bir krizle karşılaşma olasılığımız giderek artıyor.

Çip krizini daha da derinleştirecek olan ksenon, neon ve kripton arzında sıkıntılar kapıda. Bahse konu olan gazların dünyadaki en büyük sağlayıcıları ise Ukrayna ve Rusya.

Bu gazlar ne işe yarıyor?

Teknoloji geliştikçe hayatımızın her alanına giren “akıllı” her şeyin üretiminde kullanılan çipin yapımında ise bu gazlar kullanılıyor. Bu gazlar çelik üretiminin yan ürünleri. Bu yüzden dünyanın en büyük çelik üreticilerinden Rusya ve Ukrayna; bu gazların en büyük sağlayıcıları. Birbirlerinin ikamesi olarak kullanılabilen bu gazlar içinde neon en çok tercih edilen gaz. Çip üretiminde kullanılan lazerler neon gazı ile çalışıyor. Sadece ABD’de kullanılan yarı iletken neonun yüzde 90’ını Ukrayna tek başına çıkarıyor. Dünya çapında kripton arzının yüzde 40’ı yine tek başına Ukrayna’dan sağlanıyor. Nitekim kripton fiyatları Rusya; Ukrayna’ya savaş açmadan önce litre başına 1,73-2,59 dolar bandından 8,64 dolara kadar yükselmişti Ocak’tan itibaren. Ksenon ise diğer iki soy gazdan biraz daha pahalı ancak yine de neon ve kriptonun yerine çip yapımında kullanılabiliyor. Bunların haricinde de çoğunlukla aydınlatma sektöründe kullanılıyor. Stroboskopik araçlar, excimer lazer, uzay araçlarındaki iyon iticiler, mikro işlemciler, hatta uydularda bile kullanılıyor. Ukrayna ve Rusya savaşı tabi sadece soy gazlarda değil, başka elementlerde de sıkıntı yaratacak. Mesela paladyum; dünyada paladyum metalinin yüzde 35’i Rusya’dan sağlanıyor. Paladyum; sensör ve bellek kartlarının yapımında kullanıldığı için; cep telefonlarından bilgisayarlara; aslında teknik ve teknoloji barındıran her aleti doğrudan doğruya ilgilendiriyor.

Otomotiv sektörünü ele alalım. Eğer savaş hiç yaşanmasaydı da zaten büyüyen bir talepten bahsedecektik. Zira savaştan öte; sadece normal zamanda talep artışı ile tüm çip malzemelerine olan talebin önümüzdeki dört yıl içinde yüzde 37’den fazla artacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla talep artışı zaten fiyatları tetikleyecekken; şimdi artık fiyatları tetikleyebilecek bir de tedarik sorunu doğmuş oldu. Yarı iletken endüstrisinin en büyük ekipman tedarikçisi olan Applied Materials, 2020 ile 2025 yılları arasında yarı iletken içeriğinin değerinin otomobil başına yüzde 50 artarak yaklaşık 690 dolara çıkacağını öngörüyor. Ve ortalama bir veri merkezi sunucusu için maliyetler ikiye katlanarak 5 bin 600 dolara çıkacak.

Üretimi çeşitlendirme çabası oldu mu?

Kırım ilhakı döneminde de dünya benzer bir kıtlığı tecrübe etmişti. Şirketler o dönemde stoklara yüklenmiş ya da bu gazların ikamesini araştırmaya başlamışlardı. Ancak stoklama kısmı; örneğin neon gazını kullanan şirketler için sürdürülebilir görünmüyor. Çip üreten şirketlerde neon stokunun altı ile sekiz haftalık üretime yettiği düşünülürse; herhangi bir arz kesintisinin etkileri altıncı haftadan itibaren sektörde hissedilmeye başlanıyor. Neon tedariki konusunda ABD ve Çin; Ukrayna’nın yerini doldurmaya çalışabilir gibi görünse de; böyle bir kıtlıkla mücadelenin aksiyon planı ani yapılamadığı gibi; üretimin istenildiği gibi artırılma hızı, dünyanın talebine yetişemeyecek.

2021 yılını çip krizi ile geçiren otomotiv sektörü; şimdi hem çip hem de kablo krizi ile karşı karşıya kalabilir. Mevcut durumda 22 otomotiv markasının Ukrayna’da 600 milyon dolardan fazla yatırımı var. Bunların hepsi olmasa da büyük kısmı kablo üretimini Ukrayna’da yapıyor. Dolayısıyla şu an devam eden savaş; markalar her ne kadar Rusya’dan çekilme kararı alsa da; dünyanın geri kalanı için ürettikleri kısmı Ukrayna’da olduğu için sadece Rusya’yı etkilemekle kalmayacak. Mevcut durumda motor üretimi de risk altında.

Mevcut durumda sorun var mı?

Bu gazlar toplu olarak alınıp stoklanıyor. Dünyanın en büyük çip üretici ülkesi Tayvan’dan edindiğimiz bilgilere göre önümüzdeki bir, bir buçuk aylık süreci rahat, çünkü yeterli stokları var. Şu an Ukrayna’dan tedarik edilemiyor. Savaş öncesinde gazların üçte ikisi Ukrayna’dan, üçte biri Rusya’dan geliyordu. Rusya gaz tedarikinin sağlanacağı konusunda üreticileri temin ediyor; ancak Rusya’nın dünya ticaretinden dışlanması için uygulanan yaptırımlar, gaz almak isteyenin Rusya’ya ödeme yapmasını engelleyerek gazların tedarikinde sorun yaratacak. Süreç şuan nasıl işleyecek bilinmiyor, stoklar bittiğinde bu krizin etkilerini tam olarak hissetmeye başlayacağız. Mevcut durumda ise çip üreticilerinin; üretim için tuttukları neon gazı stoku ise altı ila sekiz haftalık üretimlerine yetiyor.

Ulusal Güvenlik Sorunu mu?

Özellikle enerji konusunda bağımlılık; Avrupa’nın Rusya’ya sırtını çevirmesini zorlaştırıyor. Hem Rusya hem de Ukrayna’nın doğal zenginlikleri savaş ortamında her iki ülkeden de tedariki imkansız hale getiriyor. Ancak bu konu yeni değil. ABD; dış dünya ile bağlantısını bir çok konuda eksiklik olarak nitelendiriyor. Zira dünyanın en büyük ihracatçı ülkesinin kendisine yaptığı bu eleştiriler bazı noktalarda güvenlik açığı olarak görülüyor ve konu yine çipleri ilgilendiriyor.

Taiwan Semiconductor dünyanın en büyük çip üreticisi ve piyasayı domine ediyor. Örneğin Apple’ın iPhone’larında işlemcilerin markası Taiwan Semiconductor. Qualcomm Inc. Cep telefonu çiplerinde, Advanced Micro Devices ise bilgisayar çiplerini Tayvan’dan alıyor. ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, üretimi Tayvan'dan uzaklaştırmanın bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu defalarca söyledi. Ancak ABD şirketleri dinliyor gibi görünmüyor.

Ukrayna'daki savaş, sanayide teknolojinin tedarik zincirini çeşitlendirmek için daha fazlasını yapması gerektiğini hatırlatıyor. Kırım ilhakının tekrarı niteliğindeki arz sıkıntılarına karşın o günden bugüne yarı iletken şirketlerin bağımlılığı azaltmak için girişimleri devam edecek mi zaman gösterecek. Giderek daha belirsiz hale gelen bir gelecekte; insanoğlunun teknoloji iştahının daha da kabararak ilerleyeceğini düşünecek olursak; üreticilerin talebin büyümeye devam edeceğini varsayarak riski dağıtması gerekiyor.