Advertisement

 

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarım ve gıda sektörünü yakından ilgilendiren önemli bir rapor yayımladı.

319 sayfalık raporun başlığı “Yapısal Sorunlar Perspektifinden Gıda Enflasyonu”.

Rapor, yine TÜSİAD tarafından düzenlenen “Yapısal Sorunlar Perspektifinden Verimlilik ve Gıda Enflasyonu” konferasında konunun muhatapları ile birlikte masaya yatırıldı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in de katıldığı konferansta, Türkiye'nin mevcut tarım politikası ışığında yanlışlar, eksikler, hatalar konuşuldu, alınabilecek önlemler ve atılması gereken adımlar tartışıldı.

Gıda fiyatları neden artıyor?” sorusuna yanıt aranan konferansta gıda, tarım ve içecek sektörünün yapısal sorunları tartışıldı. Tarım desteklemelerinin beklenen etkiyi sağlayıp sağlamadığı irdelenirken, tarımsal örgütlenmenin nasıl olması gerektiğine cevap arandı.

Gelin isterseniz konferans ve raporda öne çıkan noktalara birlikte göz atalım.

TÜSİAD’ın raporu gıda fiyatları enflasyonunun arkasındaki sebepleri arızi ve yapısal olarak iki başlık altında tanımlıyor.

Bu ikisi arasındaki temel fark; arızi faktörlerin arz veya talep baskısı ile fiyatlara kısa dönemde etki etmesi, yapısal faktörlerin ise genel anlamda piyasaların işleyişi ile ilgili olarak ortaya çıkarak, fiyatlar üzerinde daha kalıcı, orta-uzun döneme yayılan etkiler yaratması olarak özetleniyor.

TÜSİAD’ın çalışması, tarımsal girdi, birincil ve işlenmiş tarım ürünlerinden oluşturulan 48 ürün seti üzerinde yapılmış.

Seçilen ürünlerin gıda fiyatları enflasyonu oranı içerisindeki payı yüzde 43.88 seviyesinde ve bu ürünler Türkiye’de gıda enflasyonunun genel tüketici enflasyonundan belirgin olarak farklılaşmasının nedenlerini tespit etmek üzere kurulmuş olan "Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi"nin sürekli incelemek üzere belirlemiş olduğu ürün sepeti ile önemli ölçüde örtüşüyor.

Raporda, Türkiye'de gıda fiyatları enflasyonuna yol açabileceği ve bunu kronik hale getirebileceği öngörülen beş ana konu başlığı tespit ediliyor. Bu konular, artan üretim maliyeti, arz açığı, ihracat arzı, dünya piyasalarından yalıtım ve ürün zincirlerinde eksik ve aksak örgütlenme başlıkları altında toplanıyor.

TARIMSAL GİRDİ KULLANIMINDA İTHALATA BAĞIMLIYIZ

Üretim maliyetine ilişkin problemler bir kaç farklı faktörden kaynaklanırken, bunlardan en önemlisi ve kısa vadede çözüm bekleyeni tarımsal girdi kullanımında ithalata bağımlılık olarak gösteriliyor.

Bu sorun, bitkisel üretimde gübre ve tohumluk kullanımında, hayvansal üretimde yem kullanımında, ortak olarak da yakıt (mazot) ve ilaçkullanımında ortaya çıkıyor.

Söz konusu ithalata bağımlılık bir yandan konjonktürel dalgalanmaların yurtiçine aktarılmasına yol açarken, diğer taraftan döviz kuruyükselmelerine bağlı olarak maliyetleri yükseltiyor. Bu da yurtiçi piyasalarda fiyatları artırma yönünde baskı yaratıyor. Gıda sektöründe ise en önemli girdi maliyetleri işgücü ve elektrik kullanımı olarak ortaya çıkıyor.

Rapora göre, üretim maliyetleriyle ilgili bir başka faktör de ortalama maliyetlerin düşürülememesi olarak gösteriliyor. Bunun da temelinde büyük ölçüde çok parçalı arazi yapısı ve tarımsal üretimdeki dağınık yapı var.

Arza ilişkin problemlere de dikkat çekilen raporda, en başta göreli olarak düşük verim sorunu göze çarpıyor. Buna bir de sulama yatırımlarındaki sorunlarla küresel iklim değişikliği ve hastalıkları da eklemek gerek.

Gıda fiyatları enflasyonu üzerinde etkili olduğu tespit edilen bir diğer başlık, ürün zincirlerinde eksik ve aksak örgütlenme olarak gösteriliyor.

TÜSİAD’ın çalışmasında incelenen tarım-gıda piyasalarının yarısından fazlasında, bir şekilde ortaya çıkan ve mutlaka toptan veya perakende fiyatları bir dereceye kadar etkileyebilecek aksak rekabetin olduğu da göze çarpıyor.

TARIMSAL ÜRETİMDE BELİRSİZLİK HAKİM

Rapora göre, incelenen ürün piyasalarının üçte birinden fazlasında fiyat asimetrisi tespit edilmiş ve bunun önemli bir kısmı pozitif asimetri.

Ne demek bu?

Yani üretici düzeyinde gerçekleşen fiyat artışları tüketicilere yansırken, fiyat azalışları yansımamakta veya daha düşük oranda ve gecikmeli olarak yansımakta. Asimetrik aktarımın en ciddi boyutta yaşandığı alt-sektör hayvansal ürünler olurken bunu yaş sebze ve meyve sektörütakip ediyor.

Raporda, Türkiye’de tarım sektörüne yönelik müdahalelerin en önemli nedeni tarımsal üretimdeki belirsizlikler ve bunların üretici geliri ile tüketiciye yansıyan fiyatlar üzerinde yaratabileceği olumsuz etkilerin önlenmesi olarak belirtiliyor.

Yine rapora göre, günümüzde Türk tarımının temel alt yapı, nüfus yoğunluğu, arazi kullanımı, işletme ölçeği, üretici örgütlenmesi, ileri teknoloji kullanımı ve finansman gibi çok ciddi yapısal sorunları mevcut.

Anlaşılacağı üzere tarım ve gıda sektörünün Türkiye'de yaşamakta olduğu sorunlar çok boyutlu.

Raporda ve konferansta öne çıkan daha bir çok başlık var.

Bir sonraki yazıda diğer noktalara da değineceğiz.


İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com