Advertisement

Tarım sektörünü yakından ilgilendiren iki önemli rapor var elimde.

 

Türkiye'de Mevsimlik Tarımsal Üretimde Yabancı Göçmen İşçiler Mevcut Durum Raporu” ile “Bereketli Topraklar Zehir Gibi Yaşamlar” başlığını taşıyan ve Adana Ovası'nı kapsayan “Suriyeli Göçmen Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri Araştırma Raporu.”

 

Her biri yaklaşık 200 sayfadan oluşan iki raporun da amacı, Türkiye’de mevsimlik tarımsal üretimde yabancı göçmen işçilerin mevcut durumunu analiz etmek. Ve aynı zamanda tarımsal üretimde sayıları giderek artan yabancı göçmen işçilerin Türkiye’deki tarımsal üretim ve tarım işçiliğini nasıl etkilediği sorusuna yanıt bulmak.

 

Muğla Sıtkı Koman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Saniye Dedeoğlu'nun hazırladığı ve proje danışmanlığını üstlendiği raporda çok sayıda akademisyenin de emeği var.

 

Lafı fazla uzatmadan raporda tarım sektörü açısından öne çıkan çarpıcı tespitleri sizlerle paylaşalım.

 

Raporun hazırlanışında, yapılan ürün tabanlı analiz için alan araştırması dâhilinde Kuzeydoğu Anadolu, Karadeniz, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu’da üretilen fındık, çay, kayısı, pamuk, Antep fıstığı, sebze ve narenciye gibi ürünlerle hayvancılık incelenmiş.

 

Bu ürünlerin üretilmesinde çalışan yabancı göçmenlerin üç kaynaktan geldiği tespit edilmiş. Bunlar Gürcü, Azeri ve Suriyeli işçiler.

 

Gürcüler daha çok çay ve fındık üretiminde yoğunlaşırken, Azeriler hayvancılık için ot biçme işlerinin yapıldığı Kars, Ardahan ve Iğdır illerinin yabancı göçmen işçileri konumunda. Üçüncü grup ise Adana-Mersin-Şanlıurfa-Gaziantep bölgesinde yaygın olarak çalışan Suriyeli göçmenler.

 

Rapordaki veriler dahilinde Suriyeli göçmenler için parantez açmakta fayda var.

 

Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin sayısı Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin açıklamalarına göre üç milyona yaklaşmış durumda. Bu insanların yaklaşık 260 bini 10 ilde yer alan 26 geçici barınma merkezinde (kampta) kalırken, geriye kalan 2 milyon 484 bini Türkiye’nin 81 iline dağılmış durumda.

 

Suriyeliler, Türkiye’nin hemen hemen her yerinde daha çok mevsimlik tarım işlerinde çalışırken, tarım dışı alanlarda çalışan Suriyeliler ise imalat sanayi, inşaat ve hizmet sektörlerinde işçilik yapıyor.

 

Sayıları ve işgücü piyasasındaki çalışmaları ile Türkiye’de kalıcı olacakları düşünülen bu göçmen grubu, mevsimlik tarımsal üretim için önemli bir emek havuzu oluşturuyor.

 

'Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik' ve buna benzer çalışmalarla gelecek yıllarda mevsimlik tarımsal üretimde çalışan Suriyeli göçmenlerin sayısının daha da artacağı tahmin ediliyor.

 

SURİYELİ VE AFGAN ÇOBAN SAYISI HIZLA ARTIYOR

 

Suriyeliler, Türkiye’ye gelmeye başladıkları 2011 yılından itibaren birçok ürünün tarımsal üretiminde yerli işçilerin yerini alan asıl işçiler hâline gelmeye başlamış durumda.

 

Göçmenlerin nasıl mevsimlik tarımsal üretimin parçası olmaya başladığı sorusuna da yanıt aranan raporda, tarımda yaşanan sosyo-ekonomik dönüşümün son yıllarda ücretli tarım işçiliğine olan ihtiyacı arttırması ile ilgili olduğu sonucuna ulaşılmış.

 

Hayvanların kontrolünü, güvenliğini ve otlatılmasını sağlayan sürü yönetimi olarak nitelendirilen çobanlık faaliyetinde de son yıllarda Suriyeli göçmenlerin sayısı hızla artıyor.

 

Rapora göre, Suriyeli çobanlara sürü yönetimini yeterince bilmedikleri ve süt sağımı yapamadıkları için yerli çobanlardan daha düşük ücret veriliyor. Bunun yanı sıra büyükbaş besicilik konusunda uzman olan Ankara’nın Çubuk ilçesinde besi hayvanlarının bakımında Orta Asya ülkelerinden gelenler, Suriyeliler, Afganlar ve Gürcüler istihdam ediliyor.

 

Burada hemen bir not düşmekte fayda var. Son yıllarda kırsaldan kente olan göçün yoğunlaşması ile çobanlık başta olmak üzere tarımsal faaliyetten uzaklaşan genç nüfus nedeniyle istihdam sıkıntısı yaşayan tarım sektörü çareyi göçmen ailelerde buluyor.

 

Tekrar dönelim rapora...

 

Türkiye’nin göç rejiminin yarattığı koşullar ve kısa süreli çalışma izinlerinin tarımsal üretim için aktif olarak kullanılması nedeniyle tarımsal üretime katılan yabancı göçmen işçiler kayıtdışı olarak çalışıyor.

 

GÖÇMEN TARIM İŞÇİLERİ GÜNLÜK 24 TL'YE ÇALIŞIYOR

 

Mevsimlik tarımsal üretimde çalışan göçmen işçilerin günlük çalışma saatleri günün farklı periyodlarında gerçekleşse bile 10-12 saat arasında değişiyor.

 

Göçmen işçilere ödenen ücretler her ürün için farklılık gösteriyor. Ücretleri belirleyen en önemli ölçüt mevsimlik tarım işçileri arasında rekabet olup olmadığı. Eğer bir üründe birden fazla işçi grubu varsa, ücretler daha düşük olma eğilimi taşıyor.

 

Fındık, kayısı ve Çukurova’da işçi ücretleri buna örnek olurken ve ücretler 45 TL üzerine geçmezken, ot biçme ve çay hasadında tek etnik çalışan grubunun varlığı ücretleri yükseltmekte (Ortalama 100 TL'ye yaklaşıyor), en yüksek günlük ücret bu iki ürünün hasadından alınmakta.

 

Öte yandan, Suriyeli göçmenler hemen hemen her alanda ücretleri aşağı çekiyor. Çukurova’da işçi ücretleri buna en iyi örnek olarak gösteriliyor çünkü en düşük günlük ücretleri Suriyeli göçmenler alıyor.

 

Rapora göre işçilerin günlük 24 ile 100 TL arasında ücretlere çalıştıkları belirlenmiş. Düşük ücretler nedeniyle Suriyeli işçiler tarımsal üretimin asıl işçileri oluyor.

 

GÖÇMEN TARIM İŞÇİLERİNDE KADIN VE ÇOCUK PROFİLİ

 

Raporda bir diğer ilginç bölüm ise göçmen tarım işçileri arasında kadın ve çocuk profili.

 

Kadın ve çocuk işçiler Türkiye’de mevsimlik tarımsal üretimin en önemli işçi grupları arasında yer alıyor. Araştırma, çocuk işçiliğinin en yaygın olarak Suriyeli göçmen çocukları tarafından yapıldığını gösteriyor.

 

Türkiye’de bulunan Suriyelilerin en dikkat çekici özelliklerinden biri nüfusun yüzde 54,2’sinin 18 yaş altındaki çocuk ve gençlerden oluşması. Bu, çok genel anlamda bir milyondan fazla Suriyelinin genç ve çocuk yaşta olduğu anlamına geliyor.

 

Rapora göre, Suriyeli ailelerin olağanüstü koşullarda yaşam mücadelesine devam edebilmelerinin en önemli sebebi hane üyelerinin çoğunun üretime katılmasıyla toplam hane gelirinin artması. Bu da çocuk işçiliğini yaygın hâle getiriyor.

 

Özellikle kayısı, narenciye, sebze, Antep fıstığı, pamuk gibi ürünlerde çocuk işçiler yaygın olarak çalıştırılıyor. 10 yaşın üzerinde çocukları tarlalarda ve bahçelerde görmek mümkün.

 

Bir sonraki yazımızda rapora ilişkin detayları paylaşmaya devam edeceğiz.

 

İrfan Donat

 

Bloomberg Ht Tarım Editörü

 

idonat@bloomberght.com