Advertisement

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aralık ayına yönelik enflasyon verilerini açıkladı.

Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Aralık 2017’de aylık bazda yüzde 0,69 artarken, yıllık bazda ise yüzde 11,92 arttı.

Gıda ve alkolsüz içecekler tarafında ise aylık artış yüzde 1,52 olurken, yıllık bazda ise yüzde 13,79 yükseliş yaşandı.

Böylece aylık enflasyona en büyük katkı 0,34 puan ile gıdadan geldi.

TÜİK verilerine göre 2017’de bir önceki yıla göre 106 gıda ürününün fiyatında artış yaşandı, 10 gıda maddesinin fiyatında ise gerileme gözlendi.

Gelin isterseniz TÜİK verilerine göre 2017’nin zam şampiyonu olan gıda ürünlerine bir göz atalım. Ürünlerin fiyat artış oranları ile bu artışın altında yatan nedenlere birlikte bakalım:

1- Domates (%71,)

2017 yılının zam şampiyonu yüzde 71,1’lik fiyat artışı ile domates oldu. Yıl boyunca Rusya ile ambargonun kaldırılması yönündeki pazarlıklarda gündemin ana maddesi haline gelen domatesteki fiyat artışının ardında tek bir neden yok. Yıl içerisinde hava koşullarında yaşanan olumsuzluklar domates fiyatlarının artmasında etkili oldu. Özellikle Mart ayında Mersin’de yaşanan sel felaketinden dolayı seralar ve haliyle de domates başta olmak üzere bazı sera ürünleri zarar gördü. Buna ek olarak üretim planlamasındaki sıkıntılar ve tarla ürünü ile sera üretimi arasındaki geçiş sürecinin tam sağlanamaması da fiyat artışlarında etkili oldu.

2- Limon (%67,5)

Limonun tadı kadar fiyatı da bu yıl yüzleri ekşitti dersek yanlış olmaz. Zira 2017’de limonun fiyatı yüzde 67,5 arttı. Fiyat artışının nedenleri arasında rekoltede yaşanan kayıp ve iklim şartları etkili oldu. Özellikle Mersin taraflarında üretici yüzde 30’a yakın bir rekolte kaybından bahsediyor. Bu durum da fiyatların artmasında etkili oldu. İş öyle bir noktaya vardı ki limon fiyatlarındaki sert yükseliş bölgede limon hırsızlığının bile artmasına neden oldu.

3- Mandalina (44,4)

Yılın zam şampiyonları sıralamasında narenciye ürünleri arasında yer alan mandalina yüzde 44,4 fiyat artışı ile üçüncü sırada yer aldı. Tıpkı limonda olduğu gibi mandalinadaki fiyat artışında da sert iklim koşullarına bağlı rekolte kaybı etkili oldu. Farklı dönemlerdeki don olayları ürün ve verim kaybına neden oldu.

4- Antep Fıstığı (%43,7)

Antep fıstığının fiyatındaki yüzde 43,7’lik artışın temelinde bu yılki rekoltenin düşük olması yatıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı bitkisel ürün verilerine göre Antep Fıstığı üretimi 2017 yılında yüzde 54,1 oranında düşüşle 78 bin ton seviyelerine geriledi. Ama bölge üreticilerine göre rekolte, TÜİK rakamlarının da altında. Aslında bir önceki yıl da rekolte beklentinin altında kalmıştı. Haliyle son iki yıldaki rekolte kaybı fiyatların yükselmesini tetikledi. Rekolte kaybının nedenlerinin başında ise iklim şartları geliyor. Özellikle sezonda havanın aşırı sıcak gitmesi nedeniyle ürünlerde yanma ve kayıp yaşandı. Sektör temsilcileri Antep Fıstığı rekoltesinde son 15 yılın en düşük seviyesinin yaşandığını kaydediyor.

5- Tereyağı (%42,6)

Aslında tereyağı fiyatlarındaki sert yükselişin ardında Türkiye’nin hayvancılık politikalarındaki yanlış ve eksiklerin payı büyük. Zira tereyağındaki sorunun temeli çiğ süt fiyatlarına dayanıyor. Sanayicilerin, çiftçinin çiğ sütünü uzun süre düşük fiyattan satın alması ve fiyatı artırmaması sonucu bu işten para kazanamayan üreticiler, kur baskısı altındaki yüksek maliyetler nedeniyle hayvanlarını kesime gönderdi. Anaç hayvanların kesime gitmesi sonucu çiğ süt arzı azaldı. Arzdaki sıkıntı da tüketici fiyatlarına yansıdı ve tereyağı fiyatı 2017’de yüzde 42,6 zamlandı.

6- Patates (Yüzde 38,6)

Patates fiyatlarının artmasının ardında yatan temel neden üretim planlamasına yönelik sorun. Para ettiği dönemde herkesin patates ektiği, sonrasında da üretim fazlası yaşandığı için para etmeyerek tarlada kalması sonucu herkesin ekmekten kaçındığı patatesin kaderi yine aynı oldu. 2017’deki patates fiyatının artışının nedenini kısaca ekim alanının azalması ve plansızlık olarak özetleyebiliriz.

7- Nar (%36,7)

Nar fiyatının yüzde 36,7 artmasının nedeni önceki yıllarda narın para etmemesi. Fiyatların geçtiğimiz yıllarda çok düşük olması sebebiyle birçok üretici nar ağaçlarını kesti. Onun yerine alternatif ürünlere yöneldi. Haliyle üretimde de bir düşüş yaşandı. İhracat tarafındaki hareketlenmenin de etkisiyle fiyatlar arttı.

8- Leblebi (%35,5)

Leblebi demek nohut demek. Türkiye genelinde rekolte düşüklüğü nedeniyle nohut fiyatlarının yükselmesi bu yıla mahsus bir durum değil. Hatırlarsanız 2016 yılının zam şampiyonu yüzde 58’lik fiyat artışıyla nohuttu. Üretimin azalması, rekolte kaybı gibi sorunları sürmesinin de etkisiyle nohut 2017’de yüzde 23 zamlandı. Nohut zamlanınca leblebiye yansıyan fiyat artışı da yüzde 35,5 oldu.

9- Portakal (%32,6)

Aslına bakarsanız narenciye tarafındaki fiyat hareketleri birbirine paralel bir seyir izliyor. Yukarıda limon ve mandalina tarafındaki fiyat artışlarına yönelik sıraladığımız gerekçeler portakal fiyatları için de geçerli. Buna bir de Rusya başta olmak üzere ihracat tarafındaki gelişmeleri eklediğinizde 2017’de portakal fiyatları yüzde 32,6 arttı.

10- Elma (%29,3)

Yıl içerisinde olumsuz hava koşullarının etkisi elma üzerinde de hissedildi. Özellikle şubat ayında elma üretiminde üçüncü sırada yer alan Niğde’de soğuk hava ve don olayları nedeniyle rekolte düştü. Hem iklim şartları hem de yıl içerisinde ihracat tarafındaki gelişmelerle birlikte soğuk hava depolarındaki stoklar da azalınca fiyatlar yükselişe geçti.

İlk 10 ürün ve fiyat artışlarının nedenlerini kısaca özetlemeye çalıştık.

Ancak bunun dışında mutfakta önemli yere sahip birçok gıda ürününde de yıllık artış, enflasyon ortalamasının oldukça üzerinde seyretti.

KURU SOĞAN VE PİRİNÇ FİYATLARINDA SERT YÜKSELİŞ 

Yemeklerin vazgeçilmez malzemeleri arasında ilk sıralarda yer alan kuru soğan fiyatı 2017’de yüzde 28,5 arttı. Patates ile benzer kaderi paylaşan kuru soğanda da üretim planlamasının olmayışı nedeniyle üretimde dalgalanmalar yaşanıyor. Bir önceki sezonda oluşan fiyat durumuna göre üretime karar verilmesi, bazı yıllar fiyatlarda sert düşüş yaratırken bazen de sert yükselişe neden oluyor.

Fiyatı artan bir diğer ürün olan pirinç ise içeride üretimin azalması nedeniyle tedariğinin önemli bir kısmının ithalatla sağlandığı bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Kurdaki yukarı yönlü hareketin de etkisiyle pirinç fiyatı 2017’de yüzde 26,2 arttı.

Öte yandan 2017’de muz fiyatı yüzde 25,6 artarken, yoğurt fiyatı yüzde 22,5 yükseldi.

Nohut fiyatı yüzde 22,9 artarken, margarin fiyatı yüzde 21 zamlandı.

Sezon itibariyle denizlerde beklentileri karşılamayan balık fiyatları da 2017’de yüzde 21,6 yükseldi.

2017 yılının genelinde süt ve süt ürünlerinde de hatırı sayılır yükselişler yaşandı.

Yoğurt ve tereyağındaki gelişmeleri yukarıda paylaştık.

Ama öte yandan süt fiyatı yüzde 18,4 artarken, beyaz peynir yüzde 19,6 zamlandı.

Kaşar ve tulum peyniri ise yüzde 18,8 yükseldi. Krem peyniri fiyatındaki artış yüzde 16,2 olurken, ayran yüzde 17,4 yükseldi.

ÜRETİM PLANLAMASI SORUNLU

Yukarıda sıraladığımız ürünlerdeki fiyat artışlarının temelinde 2-3 ana etken var.

Bunlardan bir tanesi kontrol edemeyeceğimiz ancak olumsuz etkisini teknolojik yatırım ve bilgiyi kullanarak sınırlayabileceğimiz iklimsel değişim ve sert hava koşulları

Diğeri ise üretim planlamasındaki eksikler ve fiyat oluşumlarındaki yanlış politikalar.  

Her yıl olduğu gibi yine hatırlatmakta fayda var.

Söz konusu fiyat artışları TÜİK'in resmi verilerine göre yaşandı.

Tüketicilerin bahse konu ürünlere yönelik cebinde ve sofrasında hissettiği zam oranı ise verilerin de üzerinde oldu.

Mevcut tabloya bakıldığında gıda fiyatlarındaki oynaklık 2018'de de gündemdeki yerini koruyacak gibi gözüküyor.

İzleyip göreceğiz…

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com