Advertisement

 

Sayıştay Başkanlığının kamu kurumlarına dair 2018 yılı denetim raporları ardı ardına yayınlamaya başladı.

Tarım ve Orman Bakanlığına ilişkin 2018 Yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda yine çok çarpıcı tespitler ve bulgular var.

209 sayfadan oluşan raporda Sayıştay’ın bulgularına göre, Türkvet’in her yaştan hayvan kaydına açılmasının; sisteme sanal hayvan kayıtları yapılmasına yol açtığı, bu yönüyle destekleme ödemelerinde kamu zararı riski oluştuğu kaydedildi.

Yine rapordaki bulguya göre bakanlık tarafından ithaline izin verilen hayvanlar listesinde yer almayan hayvan ırklarının ülkeye girişine izin verildiği ortaya çıktı.

Tarım Bakanlığının ayrıca, ithal edilen hayvanların bazılarında 21 günlük karantina süresine uyulmadan hayvan kaydının yapılmasına göz yumduğu ifade edilen raporda, hayvan hastalıklarıyla mücadele için kullanılan aşıların soğuk zincir altyapısının yetersizliği nedeniyle zayi olduğu ortaya çıktı.

Gelin isterseniz raporda öne çıkan söz konusu bulguların detaylarına göz atalım…

Gıda Kontrol Genel Müdürlüğünce sığır cinsi ile koyun ve keçi türü hayvanların kimliklendirilerek kayıt altına alınması işlemlerinin TBS altında TÜRKVET'te yürütüldüğü hatırlatılan raporda, “Söz konusu sistemin her yaştan hayvan kaydına açılmasının; sisteme sanal hayvan kayıtları yapılmasına yol açtığı, bu yönüyle destekleme ödemelerinde kamu zararı riski oluşturduğu görülmüştür” ifadelerine yer verildi.

Yönetmelik değişiklikleriyle TÜRKVET’in her yaştan hayvan kaydına açılmasının, yetiştiricilerin hayvanlarının doğum, hareket, kesim ve ölüm gibi bildirimleri zamanında yapmamasına ve ilgili düzenlemelerin uygulanamamasına yol açtığı kaydedilen raporda, yasal süresi içinde bildirim yapan ve hayvanlarını küpeleten yetiştiricilerde güven kaybına neden olduğu, bu nedenlerle de yetiştiriciler üzerinde olumsuz etki yaptığı belirtildi.

Sayıştay’ın raporunda, “Sistemin açılması hayvan hareketlerinin ve hastalıklarının izlenmesini olumsuz yönde etkilemekte, özellikle sınır illerinden kaçak hayvan girişlerini teşvik ederek sınır ötesinden çeşitli hayvan hastalıklarının ve ülkemizde görülmeyen farklı salgın hayvan hastalıklarının yerli hayvanlarımıza bulaşmasına yol açmaktadır. Bu durum da ülkemizde gıda güvenilirliği ile birlikte halk sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca; TÜRKVET’in her yaştan hayvan kaydına açıldığı dönemlerde daha sonra kullanılmak amacıyla sisteme sanal hayvan kayıtları yapılması riskini doğurduğu, bu sanal hayvan kayıtlarının ise destekleme ödemelerinde kamu zararlarının doğmasına yol açabileceği değerlendirilmektedir” ifadeleri dikkat çekti.

İTHALATINA İZİN VERİLMEYEN HAYVANLAR ÜLKEYE SOKULMUŞ

Sayıştay’ın raporundaki diğer bir bulgu ise bakanlık tarafından ithaline izin verilen hayvanlar listesinde yer almayan hayvan ırklarının ülkeye girişine izin verilmesine dair.

Yani bir başka deyişle ithalatına izin verilmeyen hayvanların Türkiye’ye sokulduğu kaydediliyor.

2018 yılı içerisinde ithali gerçekleştirilerek ülkeye girişine izin verilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlara ait kayıtları inceleyen Sayıştay, Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde yer alan “ithaline izin verilen hayvanlar listesi”nde sayılmayan Sarole, Brangus, Aubrac ırkı hayvanların ülkeye girişine müsaade edildiğini tespit etti.

Raporda, “Diğer yandan 2018 yılı içerisinde ülkemize Romanya’dan giriş yapan 13 bin 420 büyükbaş hayvandan 1.637 adedinin karantinada bekleme süresi içinde ölmüş olması da bu hayvanlarla ilgili yeterli araştırmaların ülkeye girmeden önce yapılmadığı kanaatini oluşturmaktadır” tespitine yer verildi.

Raporun sonuç kısmına göre ise kamu idaresi söz konusu bulgular ve kural ihlaline dair TİGEM’i sorumlu tutuyor.

Raporda özetle, “Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) arasında imzalanan protokolda yurt dışından ithal edilecek hayvanların Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan teknik ve sağlık kriterlere uygun olması koşulu arandığından, TİGEM tarafından ithal edilen hayvanlar için, teknik ve sağlık kriterlere uygunluğunun aranması gerekmektedir” deniliyor.

HASTALIKLARIN KISMİ FATURASI 116 MİLYON TL

Raporda, hastalıklarla mücadele için yapılan giderler bir yana 2018 yılında sığır tüberkülozu, sığır brusellozu, koyun ve keçi brusellozu gibi hastalıklar nedeniyle kamu kaynaklarından 115 milyon 538 bin 299 Lira’nın hayvan sahiplerine tazminat olarak ödendiği hatırlatılıyor.

Raporda, “Bu nedenle hayvanların ülkeye girişlerinin Bakanlık tarafından sıkı bir şekilde takip edilmesi, ithali yasaklanan hayvanların yurda sokulmaması için yetkili gümrük idareleri ile koordinasyonun artırılması için gerekli tedbirlerin alınması, hasta hayvanların daha ülkeye girmeden bulunduğu ülkede mümkün olduğunca tespitleri yapılarak yurda girişine izin verilmemesi gerektiği değerlendirilmektedir” uyarısında bulunuluyor.

21 GÜNLÜK KARANTİNA SÜRESİNE UYULMAMIŞ

Sayıştay’ın raporundan öğrendiğimize göre Tarım Bakanlığı, ithal edilen hayvanların bazılarında 21 günlük karantina süresine uyulmadan hayvan kaydının yapılmasına göz yummuş.

Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nün ithal edilen hayvanlara ve bunların sağlık sertifikalarına ilişkin herhangi bir takip, izleme ve kontrol sistemi bulunmadığına vurgu yapılan raporda, “Bu nedenle Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünce “Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği”nin 42’ nci maddesine göre kurulan “Büyükbaş Ve Küçükbaş Takip Sistemi’ “den 2018 yılında ithalatı yapılan damızlık hayvanlara ilişkin veriler üzerinde yapılan incelemede; hayvanların karantina işletmesine varış tarihleri ile sisteme kayıt tarihleri karşılaştırılarak karantina süreleri tespit edilmiştir. Buna göre, mevzuatla öngörülen 21 günlük karantina sürelerine uyulmaksızın sisteme kaydedildiği anlaşılmıştır” bilgisi paylaşıldı.

AŞILAR ZAYİ OLMUŞ

Raporda dikkat çeken bir başka bulgu ise hayvan hastalıklarıyla mücadele için kullanılan aşıların soğuk zincir altyapısının yetersizliği nedeniyle zayi olması.

Rapora göre, Bakanlık tarafından hayvan hastalıklarıyla mücadele için satın alınan aşıların bir yandan uygun ve yeterli soğuk zincir alt yapısına sahip olunmaması sebebiyle diğer yandan da Bakanlık birimleri arasında aşıların dağıtımı konusunda ihtiyaca göre planlama yapılmamasından dolayı zayi olduğu kaydediliyor.

Bu durumun hem ekonomik kayıplara yol açtığı hem de hayvan hastalıklarıyla mücadelede etkinliği engelleyerek insan ve hayvan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturduğunun altı çizilen raporda, soğuk zincirdeki eksiklikler ve bu eksiklikler dolayısıyla etkinliğini yitirmiş aşılarla yapılan aşılamalardan dolayı hayvanlarda bağışıklamanın sağlanamadığı ifade ediliyor.

Sayıştay’ın raporuna göre soğuk zincirde tespit edilen eksikliklerden bazıları şu şekilde ifade ediliyor:

* İl müdürlüklerinin soğuk hava depolarının ihtiyacı karşılamadığı, ilçe müdürlüklerinde aşıların ev tipi eski ve bakımsız buzdolaplarında muhafaza edildiği,

* İl müdürlükleri ve ilçe müdürlüklerinin büyük çoğunluğunun enerji kesintisi durumunda soğuk hava depoları için kullanabilecekleri alternatif bir enerji kaynağına (jenaratör) sahip olmadıkları,

* İl ve ilçe müdürlüklerinde kullanılan nakil kaplarının istenilen özellikleri taşımadığı ve sayısal olarak yetersiz olduğu,

* Aşıların veteriner hekim veya yardımcı sağlık mesleği mensupları tarafından hayvana uygulanıncaya kadar taşındığı el tipi taşıma araçlarının eski ve ısı takip sistemi için gerekli teknik standartlara sahip olmadığı,

* İl müdürlüklerinin yarısından çoğunda, ilçe müdürlüklerinin ise neredeyse tamamında soğuk zincir izleme sistemi mevcut olmadığına dikkat çekiliyor.

Özetlemek gerekirse, hayvancılık tarafında yapılan yanlışlar, eksiklikler ve ihmaller hem cebimizi yakmaya hem de sağlımızı tehdit etmeye devam ediyor.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com