Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Bu yıl enflasyonda hedefleri şaşırtan tarım sektörü büyümeyi de tehdit ediyor.

Türkiye, son bir yılda yaşadığı kuraklık, don ve dolu gibi olumsuz iklim koşulları nedeniyle tarımda oldukça zor bir yıl geçiriyor. Gıdadaki fiyat artışlarının enflasyona olumsuz yansımaları hali hazırda hissedilirken şimdi de gözler büyüme tarafına çevrildi. Tarım, enflasyondan sonra bu yılki büyüme beklentilerinde de hesapları değiştirebilir.

Ciddi bir kuraklığın yaşandığı 2007 yılında yüzde 4.2 büyüyen Türkiye’de tarım sektörü yıllık bazda yüzde 6.7 daraldı. Böylece tarım sektörünün büyümeye binde 7 oranında negatif etkisi oldu. Eğer o yıl tarımdaki büyüme sıfır dahi olsaydı Türkiye 2007 yılını yüzde 4.2 yerine yüzde 4.9 büyüme ile kapatacaktı.

Uzmanlar, bu yılki kuraklık etkisinin 2007 yılına göre çok daha şiddetli geçtiği noktasında hem fikir. Bir de buna ek olarak don ve dolu gibi olumsuz hava koşulları tarım sektörü açısından hem iç piyasa hem de ihracat tarafında önemli sıkıntılara yol açtı.

- Tarımdaki olumsuz gelişmeler büyümeyi sekteye uğratabilir -

İşte bu yüzden Türkiye’nin bu yıl yüzde 4 seviyelerindeki büyüme beklentisini yine tarım sektöründeki olumsuz gelişmeler sekteye uğratabilir.

TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisi 2014 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2.1 ile beklentilerin altında büyürken, dönemsel bazda ekonomi yüzde 0.5 daraldı.

Tarımdaki büyüme ise 2009’un ilk çeyreğinden bu yana ilk kez yeniden eksiye döndü. Tarımda büyüme 2014 ikinci çeyrekte yüzde 1.8 daraldı. Böylece 2014 ikinci çeyrekte tarımın büyümeye etkisi binde 1 oranında negatif olarak gerçekleşti.

Bunun ne anlama geldiğini hemen söyleyelim. Eğer tarımdaki büyüme negatif yerine sıfır dahi olsaydı bu yılın ikinci çeyreğindeki ekonomik büyüme yüzde 2.1 yerine yüzde 2.2 olarak gerçekleşecekti.

Ekonomistler tarımdaki daralmanın özelikle üçüncü çeyrekte etkisini daha fazla göstereceği ve bu yıl sonuna kadar tarım tarafındaki büyüme trendinin eksi yönde devam edeceği görüşünde.

- “Tarım büyümede bir miktar olumsuz etki yarattı” -

Türkiye’nin Orta Vadeli Program’a göre yüzde 4, piyasaya göre yüzde 3.5 civarında olan 2014 yılı büyüme beklentisi var. Ama büyüme ne gelirse gelsin tarımın söz konusu rakamı yarım puan aşağı çekmesi kaçınılmaz gözüküyor. Kısacası tarımın enflasyona attığı golün bir benzeri büyüme tarafında da yaşanacak gibi gözüküyor.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da gıda fiyatlarının enflasyon ve büyüme üzerine etkilerini şöyle değerlendirerek, “Tarımda üçüncü ve dördüncü çeyrek rakamlarını da buna göre değerlendireceğiz. Tarım, büyüme üzerinde bir miktar olumsuz bir etki yaptı. Enflasyon üzerinde de artı yönde bir olumsuz etki yaptı. Bunlara aslında para politikasının tepki vermesi gerekmez. Buna o yüzden yetkili otoritelerin, ilgili bakanlıkların dikkatli şekilde tedbir almaları söz konusu. Dolayısıyla bunu zaten yapacaklar” dedi. 

 - Tarım bu yılki büyümeden yarım puan götürebilir - 

Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, yılın genelinde tarım sektörüne yönelik tahminlerin daralmaya işaret ettiğini hatırlattı.

Tarım sektörüne yönelik olarak ilk çeyrekte gelen pozitif büyüme rakamının kendisini şaşırttığını belirten Bürümcekçi, daha sonraki çeyreklerde daralma olacağı yönündeki öngörüsünün ikinci çeyrekte gerçekleştiğini söyledi. Bu durumun büyümeden yarım puan götürebileceğini savunan Bürümcekçi, “Tarımda üçüncü çeyrek çok önemli.  Bana göre tarım tarafındaki daralma üçüncü ve dördüncü çeyrekte de devam edecek. Bu da bu yılki büyümeden toplamda yarım puan götürecektir” dedi.  Tarımın uzun süredir düzenli şekilde büyüdüğünü hatırlatan Bürümcekçi, bu yıl daralmanın kaçınılmaz olduğu görüşünde.

-  Tarım üretici ve ihracatçısı şuan inanılmaz bir belirsizlikle karşı karşıya -

Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu da tarımda bu yıl yaşanan olumsuzların ekonomiye negatif etkilerini değerlendirdi.

Prof. Dr. Uzunoğlu, Başta İç Anadolu ve Çukurova’daki olumsuz koşulların üretimde kayıplar yaşanmasına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Uzunoğlu, “Tarımda ciddi bir sıkıntı yaşandı. Rusya’ya yaptırımlar doğrultusunda Türkiye’den gönderilmesi hedeflenen ürünler içeride fiyatları aşırı şekilde zorladı. İhracatçı ve tüccar ürün bulmakta zorlandı. Ürün fiyatlarında inanılmaz yükselme var. Bunların da iç piyasaya enflasyonist baskısı var. Bir de üretim yetersiz olduğu için tarımın büyümeye katkısı çok düşük. Birileri bugünkü ortamda para kazanacak ama bunun üretici olduğunu söylemek mümkün değil” dedi.

Tarımın çok fazla katma değer yaratamadığı bir süreçten geçildiğini belirten Prof. Dr. Uzunoğlu, “Geçen yıla kıyasla üretimde bir daralma, azalma görüyoruz. Birçok bölgede kuraklığın etkisiyle su konusunda sıkıntı yaşandığı için aynı sezonda ikinci bir ürün üretme yoluna gidilmedi. Çok su isteyen ürünlerde kısıtlamaya gidildi” dedi.

Türkiye’yi bekleyen çok ciddi bölgesel riskler olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Kuzey Irak’ta 2.1 milyon sığınmacının gıdaya ihtiyacı olduğunu belirterek, bu dönemde söz konusu bölgeye ihracat yapmanın çok zor olduğunu söyledi. Prof. Dr. Uzunoğlu, “Tahsilatlarda inanılmaz zorluklar var. Tarım üretici ve ihracatçısı şuan inanılmaz bir belirsizlikle karşı karşıya. Bunun da ekonomiye yansımaları görülecektir” dedi.

- 2023 hedefi tarımsal geliri 150 milyar $’a taşımak -

2023 hedefleri olarak tarımsal milli geliri 150 milyar dolar seviyesine çıkarmayı planlayan, tarım ürünleri ihracatını 50 milyar dolar’a yükseltmeyi hedefleyen Türkiye, tarımsal ekonomik büyüklük açısından 2023 yılında dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer almayı amaçlıyor.

Söz konusu projeksiyonlar kulağa hoş geliyor. Ancak Türkiye’nin, olumsuz iklim koşullarının her geçen gün arttığı ve küresel iklim değişikliği etkilerini daha sık yaşadığımız bir ortamda uzun vadeli ve sürdürülebilir tarım politikalarına ve yapısal reformlara ihtiyacı olduğu da çok açık.

Bloomberg HT Editörü
İrfan Donat
idonat@bloomberght.com