Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinden sonra ilk defa Rusya'nın St. Petersburg kentinde yaptığı görüşmede, iki ülke arasında başta Türk Akımı projesi, Akkuyu Nükleer Santrali, turizm, Türk inşaat firmalarına uygulanan yaptırımların kaldırılması, Suriye konusunu ele aldığını, iki liderin, başta ekonomik ilişkiler olmak üzere, siyasi ve askeri alanda işbirliğinde kararlılık gösterdiğini kaydederek, bunun duraklayan ikili ilişkilerin hızla toparlanmasını sağlayacağı vurguluyor.

"Rusya, Almanya kadar ekonomi açısından vazgeçilmez bir ülkedir"

AA muhabirine konuşan Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Türkiye’nin iki önemli ticari ortağının Almanya ve Rusya olduğunu hatırlatarak, “Rusya, Almanya kadar ekonomi açısından vazgeçilmez bir ülkedir. Sadece enerji işbirliği konusunda değil, stratejik anlamda Rusya, Türkiye için önem arz eden ülkelerden biri. Bu yüzden Türkiye ve Rusya’nın ilişkilerinin kötü olması iki taraf için de arzu edilebilir bir şey değildi. İlişkilerin düzeltilmesi için tarihi, dev bir adım atılmıştır.” dedi.

Türkiye–Rusya ilişkilerinin zaman zaman kriz dönemleri yaşasa da işbirliği içerisinde olduğunu belirten Karasar, bugünkü zirvenin bu işbirliğinin örneklerinden biri olduğunu vurguladı.

Hassasiyetlere saygı

Eski Avrupa Birliği Bakanı Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ise Türkiye-Rusya ilişkilerinde üç aşamalı bir yol izlendiğinin altını çizerek, birincisinin ekonomi, vize kolaylıkları, yatırımlar, ticari malların alımı gibi konuları tekrar geliştirerek eski döneme geri dönme olduğunu belirtti. İkinci adımın, bunun daha da geliştirilmesi olduğunu vurgulayan Dedeoğlu, geliştirmeden kastın sektör çeşitlenmesi yaratılmasıyla ilgili olduğunu ifade etti.

Dedeoğlu, birden çok alanda, Rus şirketleriyle Türk şirketlerinin işbirliğini arttıracağını söyledi. Üçüncü aşamanın ise ikincisiyle eş zamanlı olan stratejik konular olduğunu vurgulayan Dedeoğlu, Türk akımı projesinde işbirliğine yönelik "Dolayısıyla bu stratejik işbirliğinde de Avrupa’nın tutumu karşısında bir birleşme gibi gözüküyor. Akkuyu konusunda da Türkiye, Rusya ile enerji konusunda tüm yumurtaları aynı sepete koyma eğiliminde değil. Yani Akkuyu’da Ruslarla işbirliği yaparsa başka yerde başkalarıyla işbirliği yapacaktır." diye konuştu.

 "Hızlı normalleşme sürecinin olumlu yansımaları var"

Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın da "Putin’in ifadelerinde değişim yaşanıyor. İki ülkenin orta vadeli bir program kararı alması, 2017’nin Türkiye-Rusya yılı ilan edilmesi bize vize konusunda ilerleme olacağının müjdesini veriyor" dedi.

Prof. Dr. Caşın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’ya gitmeden "Yeniden bir doğuş, yeni bir sayfanın açılması" sözünü hatırlatarak, Erdoğan’ın Rusya’ya yönelik gerek bölge için gerekse Suriye konusunda olumlu açıklamaları olduğunu vurguladı.

Suriye, ekonomik ilişkiler ve sürecin devamında savunma sanayinin yer almasının çok önemli konular olduğunu belirten Caşın, Türkiye'nin Kasım 2015’te Rus jetinin düşürülmesinden şu ana kadar çok hızlı bir normalleşme sürecini yaşadığını bunun da ikili ilişkilerde çok çeşitli olumlu yansımaları olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Caşın Ankara Moskova arasında Rus jetinin düşürülmesinden sonra gerçekleştirilen diplomatik başarının, darbe sonrası Kremlin’in Ankara’ya hızla yaptığı olumlu açıklamaların, ikili ilişkilerin, uzun süre yaşanan duraklamadan sonra ikili görüşmeyi çok önemli kıldığını ve görüşmenin de çok kapsamlı olduğunu söyledi.

AA