Advertisement

Geçen hafta ajanslara düşen bir habere göre, Rusya'da faaliyet gösteren RTS ve MICEX Borsalarının birleştirilerek Moskova Finans Merkezi adı altında faaliyet göstermelerine devlet karar vermiş. Avrasya coğrafyasının güçlü borsalarından biri olmaya aday bu yeni yapı, Moskova'nın finans merkezi olması yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Birleşme sonrası toplam değeri 4.8 milyar dolara ulaşacak yeni borsanın 2013'e kadar tek isim ve tek çatıya ulaşacağı söyleniyor. Şimdilik 2 ayrı endeks devam ederken, işlem platformu, takas sistemi ve veri merkezleri birleşmiş durumda. 2013 yılında halka açılması planlanan yeni borsada hisse senedi, vadeli işlem, opsiyon ve emtia işlemleri gerçekleştirilecek. Yeni borsanın 2015'e kadar dünyanın ilk 5 büyük borsasından biri olacağı da uzmanlarca dile getiriliyor.
SPK Başkanı Vedat Akgiray bir gazeteye verdiği demeçte, Rusya'da devletin 2 borsanın tek çatı altında birleşmesini istediğini ve birleşmeyle ortaya 7-8 milyar Euro piyasa değerine ulaşacak yeni bir borsa çıktığını, onlar o kadar ediyorsa bizim borsanın bunun birkaç katı olması gerektiğini ve yasal düzenlemeleri başarabilirsek böyle bir yapının hayata geçirilebileceğine inandığını ifade etmişti. Sayın Başkan vizyonu oldukça geniş, uluslararası çapta önemli bir finansçı ve atandığı günden bu yana yapmış olduğu işlemlerle bu vizyonunu piyasalara göstermiş birisi. Borsalar konusunda söyledikleri bu bakımdan oldukça önemli ve çok ciddiye alınması gereken hedefler. Her ne kadar "7-8 milyar Euro'nun birkaç katı değeri" biraz fazla gibi görünse de, İstanbul'un finans merkezi olması iddiası gerçekleştirilebilirse bu hedeflerin yakalanması sürpriz olmayacaktır.
Bizim de çok defa bu köşede ifade etmeye çalıştığımız gibi, Türkiye'ye bir borsa gerekiyor. Fazlası lüks ve israf olduğu gibi, rekabete de uygun değil. Bizce borsaların tek bir holding çatısı altında bir araya getirilmeleri de doğru değil. Tek bir tüzel kişilik altında birleşmeleri her bakımdan daha avantajlı olacaktır. Hükümetin de birleştirme niyeti olduğunu Sayın Babacan açıklamıştı. Ama tek şirket mi olacak, yoksa holding çatısı altında mı olacak belli değil. Bu noktada, bu hafta içinde atamaların yapılacağı bizzat Sayın Babacan tarafından açıklanan yeni borsa yönetimine çok büyük iş düştüğü de görülüyor. İMKB'nin şirketleşerek yeniden yapılanması misyonunu üstlenecek yeni yönetimin, birleşme üzerinde de durması ve bunun çalışmalarını yapması son Rusya örneğinden sonra artık kaçınılmaz hale gelmiş durumda.
SPK Başkanı'nın "Türkiye Borsası" projesini hedef olarak göstermesi ve fiyat biçmesinin, banka ve aracı kurumların beklentilerini altüst ettiği de şüphesiz. Borsanın önümüzdeki dönem şirketleşmesi ve ardından satılması sürecinde banka ve aracı kurumlara yönetimde yer verilmesi yanında, şirketleşen borsadan bedelsiz veya nominal değerden pay verilmesi beklentisi de neredeyse bitmiş oldu. İddia edilen değerlerde olacağı düşünülen borsadan devlet kimseye beleş pay vermez. Yani süreç aracıların şirketleşen borsada, hissedar olmalarından ziyade bu borsanın müşterileri haline gelecek bir modele doğru evrilmeye başlamış durumda. En azından dünyadaki örnekleri de göstererek, yönetimdeki haklarını koruyabilseler hem kendileri hem de piyasalar açısından sağlıklı olacak.