Sermaye Piyasası Kanunu'nda halka açık şirketlere yönelik oldukça sert hükümler mevcut. Yıllardan beri halka açık şirketlere karşı küçük yatırımcılar korunmasız diye şikâyet edilirdi. Yeni kanun bu nedenle halka açık şirketlere olabildiğince yükleniyor. Yeni dönem onlar için zor olacağa benzer. Kanunun idari para cezasına ilişkin hükümleri oldukça ilginç. 103'üncü maddede idari para cezasına ilişkin genel esaslar düzenlenmiş. 250 bin liraya kadar idari para cezası verilebilecek. Ayrıca kişiye ceza verilirken şirkete de aynı fiilden dolayı ceza verilmesi mümkün hale getirilmiş. Geçmiş dönemde oldukça yoğun tartışmalara ve uyuşmazlıklara neden olan zorunlu çağrıya ilişkin çok sert bir düzenleme yapılmış. Zorunlu çağrı yükümlülüğünü yerine getirmeyen gerçek veya tüzel kişiye zorunlu çağrıya konu hisselerin toplam değeri kadar para cezası verilebilecek. Tebliğe aykırılıktan minimum cezayı öderim ama hisseleri satın almam diye düşünenlere duyurulur.
Kanunun 103'üncü maddesinin 4'üncü fıkrasında sermaye piyasasına bir yenilik getiriliyor. Yabancıların kısa günün kârı diye isimlendirdikleri bu kurala göre, halka açık şirketlerin yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri SPK'nın belirleyeceği bir zaman dilimi içinde yaptıkları alım satımdan kaynaklanan kazançlarını şirkete vermekle yükümlüler. Eğer bu kazançlarını 30 gün içinde şirkete vermezlerse, kazancın 2 katı kadar idari para cezası vermek zorunda kalacaklar. Madde hükmünde insider trading kapsamına girebilecek bir bilginin varlığının aranmayacağı özellikle belirtilmiş. Zaten eğer fiyatları etkileyecek boyutta bir bilgi var ve bu bilgiye istinaden alım satım yapılıyorsa insider trading (yeni adıyla bilgi suiistimali) suçu işlenmiş demektir ve bu suç nedeniyle yargılama yoluna gidilir. İnsider bilgi olmasa da şirket yöneticileri belli bir zaman dilimi içinde alım satım yapar da kâr elde ederlerse bu kârı şirkete verecekler, aksi takdirde 2 katını ceza olarak ödeyecekler.
Kısa günün kazancının şirkete ödenmesinde Amerika'daki süre 6 ay. Yani 6 aydan kısa süreli alım satım yapan yöneticiler bu kazançlarını şirkete veriyorlar. Türkiye'de sürenin ne kadar olacağını SPK belirleyecek. Tahminimiz ve beklentimiz sürenin 6 aydan kısa olmaması. Yurtdışında şirketle ilgili bilgilere ulaşabilenlerle, şirket sermayesinde yüzde 10'dan fazla paya sahip ortaklar da kapsama alınmış. Bizde yönetim kurulu ile yöneticiler kapsam içinde, ancak yöneticilik tanımı kanunda yapılmamış ve SPK'ya bırakılmış. SPK'nın yapacağı alt düzenleme belirleyici olacak. Şirket yöneticilerine bu derece trade yapma yasağı getirilmesi muhtemelen işlem hacmini de olumsuz etkileyebilir. Sürekli işlem yapan yöneticiler ya da patronlar şirket yönetimde kalmak istiyorlarsa işlem yapmayacaklar, işlem yapmak istiyorlarsa yönetimi başkalarına devredecekler. Gerçi mevcut mevzuatta şirket yöneticileri yaptıkları işlemleri kamuya açıklıyorlardı. Ama şimdi işin rengi değişti ve kazançların iadesi yoluna gidildi. Mutlaka bu kurala dolanacak çok sayıda yönetici olacaktır, ancak bu kuralın varlığı dahi küçük yatırımcının korunması açısından önemli bir kazanç sayılmalıdır. Şüphesiz her kuralda olduğu gibi, kuralın uygulanmasının denetimi her şeyden önemli olacaktır.

Advertisement