Advertisement

Medyada yer alan haberlere bakılırsa SPK aracı kurum sayısını 40'a indirecekmiş. Aracı kurum sayısı 15-20 yıl önce 150'den fazla idi. Başta 1994 krizi olmak üzere krizlerde ciddi sayıda zayiat verdiler ve bugün sayıları 100'e düştü. Bunların 10 civarındakileri faaliyetlerini durdurmuş durumda. Krizlerden alınan dersle SPK'nın aracı kurumlara başta sermaye yeterliliği ve gözetim sistemi olmak üzere kuralları sertleştirmesiyle 2001 krizini zarara uğramadan geçirdiler. Bankaların milyar dolarla battıkları 2001 krizinde aracı kurumların batmaması alınan tedbirlerin, getirilen kuralların ve geçmişten çıkarılan derslerin etkisiyle olmuştu.
2001 krizinden bu yana aracı kurumlar büyümüyor. Bankalar kriz sonrası devasa büyüklüklere ulaştılar. Ekonomi 3-4 kat büyüdü. Kendini geliştirmeyen sektör kalmadı ama ne yazık ki aracı kurumlar bırakın büyümeyi tam aksine küçüldüler. Geçmişe baktığımızda neden aracı kurumların büyümediğini görebiliyoruz. Bunun tek bir nedeni var: Sermaye piyasası büyümedi ve gelişmedi. Halka açık şirket sayısı ve Borsa büyüklüklerine göre sanki rakamlarda artış var görünüyor ama dünya çapında kabul edilen oranlara bakıldığında sermaye piyasasının bir adım dahi ilerlemediği açıkça anlaşılıyor. Tam aksine her gün kan kaybediyor, yatırımcılar piyasadan uzaklaşıyor. Büyümeyen piyasanın asli unsuru olan aracı kurumların da büyümesini beklemek doğru değil. Aracı kurumlar, neden değil sonuçtur. Biz nedeni çözeceğimize sonuçla uğraşıyoruz. Piyasada zaten kendiliğinden, fiili bir tasfiye süreci gerçekleşmiş. Öz sermaye büyüklüğü, aktif büyüklüğü, kârlılık, müşteri sayısı, işlem hacmi, personel sayısı gibi tüm oran ve rakamlara bakıldığında ilk 40 kurum tüm rakam ve oranların yüzde 95'ini gerçekleştiriyor. Kalan 60 kurum yüzde 5'ten az bir oranı paylaşıyorlar. Zaten yok olmuşlar, varlığı yokluğu belli olmayan kurumları tasfiye etmek, sermaye piyasasına ne katkı sağlayacak?
Öte yandan aracı kurumların bugün geldikleri noktada kendi kusurları olduğunu da söylemek gerekir. Yeterli sermaye birikimini şirket içinde yapmadılar, teknolojiye yatırım yapmadılar, insan kaynağı yetiştirmediler, faaliyetlerini çeşitlendirmeyip sadece komisyona odaklandılar.
Aracı kurum sektörü, piyasanın büyümemesi, bankaların rekabeti ve kendi kusurlarıyla bugünkü noktaya ulaştı. Her ne kadar yetersiz görünen aracı kurumların tasfiyesi sermaye piyasasına bir katkı yapmayacak olsa da finans kuruluşlarının da yeniden yapılandırılması zamanı gelmiş görünüyor. Kanun AB müktesebatından esinlendiği için oraya uygun bir aracı kurum yapısı getirilecek demektir. AB düzenlemelerinde belirli kategorilere ayrılmış aracılık sistemi var. İstenen sermayeler 50 bin Euro ile 720 bin Euro arasında. Sermaye rakamları asgari olarak belirlenmiş ve her ülke kendine uygun bir sermaye yapısı oluşturuyor.
Yeni dönemde odaklanılması gereken husus, aracı kurumların sayısı değil piyasanın büyütülmesi ve geliştirilmesidir. Yatırımcı sayısının artırılması, halka arzların kalitesinin yükseltilmesi, portföy yönetimi ve fonların performanslarının yükseltilmesi öncelik verilmesi gereken hususlardır. Sermaye piyasasında başarı bu soruların çözümlenmesiyle mümkündür. Aracı kurumların yeniden yapılandırılması da kırmadan dökmeden, yüzlerce işsiz verilmesine neden olmadan, makul geçiş süreleriyle yapılmalıdır.