Haziran ayının bu yıl ayrı bir önemi var. Yurtdışında 17 Haziran’da Yunanistan seçimlerinin yenilenecek olması sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın beklediği bir numaralı gündem maddesi. Yunanistan her ne kadar küçük bir ekonomi olsa da, yapılacak genel seçimlerden çıkacak sonuç AB’nin devamı konusunu gündeme getirebilecek düzeyde önemli. Bu yüzden piyasalar dört gözle Yunanistan seçimlerini izliyor olacak. Ayrıca ay sonunda AB liderler zirvesinin gerçekleşecek olması da haziran ayını önemli kılıyor. Ülkemizde haziran ayında ekonomi açısından iki önemli gelişme gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Birincisi 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanunu’nun ertelenip ertelenmeyeceği veya değiştirilip değiştirilmeyeceği en büyük beklentimiz olacak. Kanunun bu haliyle yürürlüğe girmemesi için bir yandan yoğun bir kulis faaliyeti sürdürülüyor, bir yandan da köşe yazarları eleştirilerini sürdürüyorlar. Bu konudaki tartışmalara son olarak Sayın Ali Babacan da katıldı. Sayın Bakan, değişiklikler 1 Temmuz’a yetişmezse Kanunun ertelenebileceğini söyledi. Böylece kanunun değişeceğini en yetkili ağız net bir şekilde söylemiş oldu. Sayın Babacan’ın açıklamalarına Kanunun sahibi sayılabilecek olan Sayın Hayati Yazıcı yanıt verdi. Bakan mutlaka temmuza kadar tüm değişiklikleri halledeceklerini ve yürürlülüğün ertelenmesi diye bir sıkıntı olmadığını açıkladı. Sayın Babacan’ın gündeme ilişkin açıklamaları arasında, her ne kadar haziran gündemi ile ilgisi olmasa da Halkbank’ın halka açıklık oranının artırılması konusu da vardı. Şu anda yüzde 24.94 olan halka açıklık oranının yüzde 49’a kadar çıkarılabileceğinin söylenmesi son derece isabetli olmuş. Büyük şirketlerin halka açıklık oranlarının artması önemli. Likiditenin derinleşmesi bakımından desteklenmesi gereken bir husus. Daha önce yazdık; geçmiş dönemlerde devletin istemeden de olsa zarar vermiş olduğu yatırımcıların mağduriyetini çözebilmek için kendilerine Halkbank hissesi verilse piyasalara en büyük katkı yapılmış olunur. Sayın Babacan’ın açıklamasına göre Halkbank’ın yüzde 25 hissesi daha açılacak demektir. Halkbank’ın yüzde 10’luk kısmı geçmiş mağduriyetlerin kapatılması için fazla bile gelir. Haziran ayındaki ikinci büyük beklentimiz Sermaye Piyasası Kanunu olacak. Kamuoyuna açıklanan Taslak’ın gerek kamu gerekse özel kesimden gelen katkılarla son haline ulaştırıldığı söyleniyor. Hatta bugünlerde Bakanlar Kurulu’na sunulacağı ve dolayısıyla imzaya açılacağı belirtiliyor. Eğer mutabık kalındığı anlaşılan metne bakan düzeyinden itirazlar gelmezse bir-iki hafta içinde Meclis’e gönderilmesi mümkün olacak. Ondan sonrası Meclis’in iş yüküne ve hükümetin isteğine bağlı olarak komisyonlarda ve genel kurulda görüşülecek. Büyük ihtimalle Tasarının Meclis tatile girmeden yasalaşması söz konusu olabilecek. Her ne kadar ilk hazırlanan taslaktan uzaklaşıldığı söylense de, Kanun sermaye piyasasında bir hava değişikliğine yol açacaktır. Sermaye piyasasının büyümesi, gelişmesi tek başına bir kanun ile olabilecek bir şey değil. Piyasaların hedeflenen düzeylere ulaşabilmesi için mutlaka çağdaş bir yasal düzenlemeye gereksinim olsa da, tüm kesimlerin buna inanması gerekir. Bu açıdan sektörün tüm katılımcılarının topyekûn işbirliği ve katkısı sağlanmalıdır. Bu konuda da büyük görev, SPK’ya düşüyor. Kanunun amacı iyi anlatılmalı ki, herkesin inancı sağlanabilsin.

Advertisement